Gıda 2000 Dergisi

Aromsa Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yasa: “2022’nin ilk çeyreğinden sonra durgunluk olabilir”

Aromsa Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yasa ile en son 2020’nin Aralık ayında görüşmüş ve değerlendirmelerini almıştık. Yasa, şimdi de gıda sektörünün 2021 yılını değerlendirdi ve 2022 yılı öngörülerini paylaştı.

-Sayın Yasa, bitmekte olan 2021 yılını nasıl geçirdiniz (yeni ürün, yatırım, satış-pazarlama, ihracat, hedef, pandemi vb.)?

2021 yılına başlarken çok temkinliydik. Bunun nedenleri hem Gebze hem de Almanya fabrikalarının kapasitelerinin artırılması ve döngüsel ekonomi ilkelerine uygun hale getirilmeleri için yapacağımız yatırımların, şirketimiz kurulduğundan beri kendimize şiar edindiğimiz öz kaynaklarla yatırım yapma prensibinden şaşmamamız gerekiyordu. Ancak gerek pandemi kısıtlamaları gerekse de 2007 yılından beri geleceğinden emin olduğumuz ekonomik krize karşı da temkinli olmalı idik.

Diğer taraftan, pandemi sonrası piyasaların birden açılması durumunda da üretimimizi zora sokacak bir hammadde krizi çıkacağını hesaplıyorduk. Tüm bunlara karşı tedbirli olmalı idik. Yılı, aldığımız tedbirler sonucu, iki haneli tonaj ve ciro artışı ve tüm planladığımız yatırımlarımızı da  kendi öz kaynaklarımız ile yaparak tamamladık.

2021 yılında devreye aldığımız “Tedarik Zinciri Güçlendirme Programı” ile sektörün sürdürülebilir ve kaliteli gıda üretimine katkı sağlamayı hedefliyoruz.

Diğer taraftan üretimimizde kullandığımız tüm doğal ürünlerin girdi kontrolünde pestisit, patulin, aflatoksin, akrilamid ve etilen oksit analizlerini yapabileceğimiz ISO 17025 akreditasyonlu  yeni laboratuvarımızı da 2022 yılı ilk çeyreğinde devreye almayı planlıyoruz.

-2022 yılına nasıl bakıyorsunuz? Hem firmanız, hem de sektörünüz açısından kapsamlı bir değerlendirme (yeni ürün, yatırım, satış-pazarlama, ihracat, hedef, pandemi vb.) yapar mısınız?

40.yılımızı kutlayacağımız 2022 yılı, 2021 yılından daha farklı parametreleri olan bir kriz yılı olacak. Bu parametreleri yerli firmalar için olanlar ve tüm dünya firmaları için olanlar diye 2’ye ayırabiliriz.
Yurt içi yerli firmaların yaşayacakları zorlukların başında, 2021 yılı son aylarında görülen stoklama paniği yüzünden artan satışların, gelen yılın ilk çeyreğinden sonra yerini büyük bir durgunluğa bırakması olabilir.

Bu açıdan hareketle, piyasadaki hammadde bulma zorluğuna rağmen stoklarımızı dengeli bir seviyede tutmak en mantıklı çözüm olacaktır. Aşırı stoklar likidite zorluğuna dönüşebilir.
Bir diğer tehlike de 1978-1980 yıllarında döviz dar boğazı yüzünden yaşanan olumsuzlukları tekrardan yaşama ihtimalimizdir.

Ünlü Fransız düşünürü Jean Paul Sartre’ın “Hayatta yapılacak o kadar çok hata varken insanlar neden hep aynı hataları tekrarlamakta ısrar ederler?” lafı bu şıkkı en iyi şekilde tarif eder.

Ülkedeki likidite sebebiyle olası ilave vergiler de sanayiyi zor durumda bırakabilir.
Dış satışlarımızda da zaman zaman mal sattığımız ülkelerin, Türkiye çıkışlı mallara aramızda çıkan ihtilaflardan dolayı ambargo uygulamaları sonucu yaşayacağımız üretim düşüşleri olabilir.
Yurt dışı firmalarla yaşayacağımız ortak zorluklara gelince; hammadde kıtlığı, nakliye fiyatlarındaki ve enerji fiyatlarındaki artışlar olarak sıralayabiliriz.

-Eklemek istediğiniz bir şey varsa, lütfen ekler misiniz?

Ülkemiz insanının pragmatik bir zekaya sahip olması ve çoğunlukla çalışmaktan yılmayan bireylerden oluşmasına karşın, aklını kullanmayı kurnazlığa kaydırdığı zaman uzun vadede hem kendine hem de çevresine zarar verme alışkanlığından vazgeçmesi bu yaşamamız olası krizleri daha kolay atlatmamıza olanak sağlayacaktır.

Exit mobile version