27-30 Nisan 2017 tarihleri arasında Antalya’da düzenlenen 4.Uluslararası Beyaz Et Kongresi’nde konuşan BESD-BİR Başkanı Dr. Sait Koca, “Dünyada gelişmişliğin göstergelerinden birisi de kişi başına hayvansal ürün tüketimidir. Kanatlı eti sektörü olarak; kişi başı et tüketimini artırmaya talip olduk. 2025 yılında Türkiye’nin et tüketiminin 32,9 kg kanatlı eti ile birlikte toplam 48,7 kg’ye yükselmesini hedefliyoruz. Böylelikle, yakın gelecekte dünya ortalaması olan 43,9 kg kişi başı et tüketimini geçmek ve daha sonraki yıllarda gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşmak hedefimizdir” dedi.
BESD-BİR Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği tarafından iki yılda bir düzenlenen 4. Uluslararası Beyaz Et Kongresi, 27-30 Nisan 2017 tarihleri arasında 1.500 kişinin katılımıyla Antalya Kaya Palazzo Convention Center’da yapılıyor. Sektörde Türkiye’nin uluslararası katılımla gerçekleşen en büyük kongresinin açılışı, Kongre Başkanı Prof. Dr. Necmettin Ceylan, Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Başkanı Dr. Sait Koca, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş’in konuşmaları ve33 ülkeden önemli bilim insanı, uzman ve sektör paydaşlarının katılımı ile yapıldı.
BESD-BİR Genel Sekreteri Prof. Dr. Ahmet Ergün’ün hoşgeldiniz konuşmasının ardından Kongre Başkanı Prof. Dr. Necmettin Ceylan konuşma yaptı.
“Dünyanın son 8.000 yılda tükettiği kadar gıdayı önümüzdeki 40 yılda tüketeceğiz…”
Günümüzde mevcut 7.5 milyar nüfusun yeterli ve sağlıklı beslenemediğini söyleyen Kongre Başkanı Prof. Dr. Necmettin Ceylan “Günümüzde Dünya genelinde 795 milyon kişi, yetersiz beslenme nedeniyle fizyololojik açlık çekmekte. Her yıl beş yaşından küçük 2,7 milyon çocuk, aynı nedenle hayatını kaybediyor. Her yıl açlık veya yetersiz beslenme yüzünden hayatını kaybeden kişi sayısı ise 11 milyon. Alarm zilleri çalıyor. Rakamlar çok ciddi” dedi. İnsanların % 70’den fazlasının kentlerde yaşayacağını ve dünyanın son 8.000 yılda tükettiği kadar gıdayı önümüzdeki 40 yılda tüketeceğinin altını çizen Ceylan, “Gıda ihtiyacının karşılanabilmesi için ürettiğimizin 3 kat fazlası gıda üretimine ihtiyaç olacak. Bu artışın 2.5 katı bilim, teknoloji ve yeni araştırmalardan sağlanacak gelişme ve iyileşmelerle mümkün olacak” dedi.
Kongre Başkanı Prof. Dr. Necmettin Ceylan: “Bu süreci yaşarken ön planda tutmamız gereken önemli konulardan biri de kongremizin de ana temasını oluşturan sürdürülebilir tavuk eti üretimi olacak. Sürdürülebilir tavuk eti üretim modeli tüm çevremizi ve ilgili olduğumuz alanları ve hassasiyetleri önceleyen bir üretim sistemini algılamak gerekir. 4. Uluslararası Beyaz Et Kongresi’nde insan sağlığından çevreye, verimlilik artışından daha sağlıklı piliç üretimine, daha az yem tüketimi ile daha yüksek ve kaliteli et üretimine, alternatif yem kaynaklarına ve tavukların sağlığı ve refahına tüm konuları kongremizde en ayrıntılı şekilde masaya yatıracağız.” dedi.
Dünya piliç eti üretiminde Türkiye 8.sırada…
BESD-BİR Başkanı Dr. Sait Koca: “Dünya piliç eti üretiminde 8.sırada yer alan Türkiye, kanatlı eti ticaretinde ise 5.sırada yer almaktadır. Sektör olarak ihracata çok önem veriyoruz. 2016 yılında 66 ülkeye ihracat gerçekleştirdik. En fazla ihracat yaptığımız ülke Irak. Mevcut pazarları büyütme ve yeni pazarlara girme çalışmalarımız ise sürüyor. Pek çok sektörün hayatta kalma mücadelesi verdiği 2015 ve 2016 yıllarında kanatlı et üreticileri olarak yatırım yapmaya devam ederek mevcudu korumaya odaklandık ve bunu da başardık.
1990 yılında 217 bin ton olan kanatlı eti üretimi, 2016 yılında 2,1 milyon tona çıkmıştır. Kanatlı eti üretimi 1990-2016 yılları arasında 10,2 kat, 2000-2016 yılları arasında 2,8 kat artmıştır. Sektör olarak 2017 yılından umutluyuz. 2025 yılında kanatlı eti üretiminin 3,33 milyon tona ulaşması hedeflenmektedir.Önümüzdeki dönemde yatırımlarla büyümeye, istihdam yaratmaya ve ülke ekonomimize katkı sağlamaya devam edeceğiz” dedi.
Kişi başı hayvansal ürün tüketimi gelişmişliğin göstergesi
“Dünyada gelişmişliğin göstergelerinden birisi de kişi başına hayvansal ürün tüketimidir” diyen BESD-BİR Başkanı Dr. Sait Koca, Türkiye, kişi başına et tüketimi Dünya ortalamasının altında. Bunda Müslüman ülke olmamız nedeniyle domuz eti tüketiminin olmaması en önemli etken. Oysa; gerek kişi başına büyükbaş hayvan eti, gerekse kanatlı eti tüketimimiz, Dünya ortalamasının üzerinde. Sektör olarak domuz etinden kaynaklanan açığımızı kapatmaya talip olduk ve bunu sağlamak için de her türlü çabayı göstermekteyiz. 2025 yılı projeksiyonunda Türkiye’nin et tüketimini 48,7 kg’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Ülke olarak biz yükselişe geçerken; dünya et tüketimi ortalaması domuz etine rağmen 43,9 kg ile Türkiye’nin gerisinde kalacak” dedi.
“Tarım Bakanlığı AB’ye beyaz et ihracatını askıya alırsa sonuna kadar destekleriz…”
Sektörün yıllardır uygulanmaya alınmasını beklediği “Bölgeselleştirme’ çalışmalarının Tarım Bakanlığı tarafından tamamlanmasını memnuniyet verici bulduklarını söyleyen Koca, sorunlara da değindi. 20 yıldır hedef pazar olan Avrupa Birliği’ne ihracatla ilgili yasal izinlerin bir türlü tamamlanamadığına dikkat çeken Koca şöyle devam etti: “AB’nin ithalat yaptığı ülkelerle Türkiye’yi karşılaştırdığımızda; onlardan geri olmadığımızı, hatta bazılarından çok daha iyi olduğumuzu biliyoruz. AB’nin tutumunun siyasi olarak yorumluyoruz. Bakanlığımızın AB’ye ihracat konusunu askıya almaya karar vermesi yanlış olmayacaktır. Sektör olarak biz de böyle bir kararın arkasında oluruz, destekleriz” dedi.
“Beyaz et tüketimimizi ne kadar arttırabilirsek, kırmızı et konusundaki baskıları o oranda azaltırız”
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş ise; “Güçlü devlet olabilmek için öncelikle güçlü toplum olmak gerekir. Bunun yolu da sağlıklı ve dengeli beslenen bireylerden geçer. Ama bugün dünyaya bakıldığında yaklaşık 1 milyar nüfusun yetersiz beslenme ile karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Yine bedensel ve zihinsel gelişimle ilgili olmazsa olmaz ihtiyacımız olan proteinin, yeterli derecede toplumlar tarafından alınmadığını görüyoruz. Protein ihtiyacımızın büyük bölümünü, halen kanatlı etinden karşılıyoruz. Kırmızı et olarak sıkıntılarımız var. Üretimde özellikle büyük bir baskı var. Yılda 400-500 bin büyükbaş hayvan ithal ediyoruz. Beyaz et tüketimimizi ne kadar arttırabilirsek, kırmızı et konusundaki baskıları o oranda azaltırız” dedi.
Bakan Yardımcısı Danişayrıca “Dış ticaretin önündeki en büyük engelin hayvan hastalıkları olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunların başında da kuş gribi gelmektedir. Maalesef 2015 yılında kanatlı eti sektörü bu hastalık vesilesi ile ekonomik olarak etkilendi. Bakanlık olarak bu hastalığın yayılmasını önleyici biyogüvenlik talimatını yayınladık, işletmeler sürekli denetleniyor. Uluslararası ticarette ülkenin hastalıktan ari olması çok önemli. Tavuk vebasından ari talimatını yayınladık. 81 il, 81 ari bölge olarak tanımlandı. Bu, sektörün bizden önemli bir talebiydi ve gerçekleştirdik” açıklamasını yaptı.
Bakan Yardımcısı Daniş son olarak: “Tüketim noktasında televizyonlarda, bazı kuşak programlarında, magazin haberlerinin arasında, insanların en büyük ihtiyacı olan beslenme ve protein ile ilgili hiç de bilimsel olmayan ifadelerle beyaz et üzerinden yapılan spekülasyonlar, maalesef sektörü sıkıntıya soktuğu gibi, insanların beslenme ihtiyacının karşılanmaması gibi bir durumla bizi karşı karşıya bırakıyor. Bilim insanlarımız, insan ve toplum sağlığını ilgilendiren konularda son derece dikkatli olmalılar” uyarısını yaptı.
33 ülkeden bilim insanları ve uzmanlar, 4. Uluslararası Beyaz Et Kongresi’nde…
Türkiye’nin toplam kanatlı eti, kuluçkalık yumurta ve civciv üretiminin yüzde 94’ünü karşılayan üreticilerin çatı örgütü olan Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESD-BİR), sektörün bilim ve teknolojiyi paylaşması, yayması ve dünyaya daha güçlü entegrasyonunu sağlamak üzere ilk kez 2011 yılında Antalya’da Uluslararası Beyaz Et Kongresi düzenledi. 2013 ve 2015 yılında düzenlenen kongrelerin başarısı katılım sayısının artması ile tescillendi.
2017 yılında dördüncü kez düzenlenen kongreye Almanya, Amerika, Belçika, Beyaz Rusya, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Fas, Filipinler, Finlandiya, Fransa, Hollanda, Irak, İngiltere, İran, İskoçya, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, Kıbrıs, Lübnan, Macaristan, Mısır, Pakistan, Polonya, Suudi Arabistan, Tayland, Tunus, Ürdün, Yunanistan ve evsahibi Türkiye olmak üzere 33 ülkeden yaklaşık 1500 önemli bilim insanı, uzman ve sektör paydaşlarının katılıyor. 3 ayrı salonda gerçekleştirilecek Kongre kapsamında alanlarında uzman kişiler tarafından 19 oturumda toplam 70 bildiri sunulacak ve ayrıca 68 adet poster sunumu olacak.