Metro Toptancı Market, tüketicilerinin sağlığını korumak, haksız ticareti önlemek ve sürdürülebilir gıda çalışmalarını desteklemek amacıyla çalışmalarına Hız kesmeden devam ediyor. Metro, gıda kalitesi ve ürün güvenliği çalışmalarını bir kademe üst seviyeye çıkartarak gıdalarda taklit & tağşiş ile ilgili faaliyetlerini genişletiyor.
Metro Toptancı Market, son dönemde gıdalarda artan taklit ve tağşişe karşı harekete geçti. Metro, tüketicilerinin sağlığını korumak, haksız ticareti önlemek ve sürdürülebilir gıda çalışmalarını desteklemek amacıyla, teknolojinin gelişmesi, haksız kazanç gibi etkenler sayesinde daha çok karşımıza çıkan taklit ve tağşiş konusuna eğilerek gerekli önlemleri alıyor.
Bu kapsamda tarladan sofraya tüm süreçteki paydaşları da bilinçlendirmek için çalışan Metro, gıdalarda taklit ve tağşiş konusunda önemli adımlar atıyor. Metro Toptancı Market Türkiye Kalite Güvence Grup Müdürü Tülay Özel konuyla ilgili yaptığı açıklamasında; “Metro olarak gıdaların raflarımıza gelene kadar tüm aşamalarında taklit ve tağşişin önlenmesi için çalışıyoruz. Tüm tedarikçilerimize gıda tağşiş ve taklidi konusunda ücretsiz eğitimler vererek bu konuda bilinç seviyesini artırmayı hedefliyoruz” dedi.
“Denetimlerimizi, ürün kaynağında yapıyoruz”
Tedarikçi seçiminin önemine değinen Özel sözlerine: “Metro’da gıda ürünlerinin kalite yolcuğu tedarikçi seçimi ve değerlendirilmesi ile başlıyor. Bu amaçla ilk adımı yasalara uygun, insan sağlığına zarar vermeyen, kaliteli ürünler üreten tedarikçilerin seçimi ile başlıyoruz. Denetimlerimizi, ürün kaynağında yapıyoruz. Yani denetimlerimizi hayvanın çiftliğinde, balığın yetiştiği kafeslerde, tavuk kümeslerinde ve meyve sebze tarlalarında gerçekleştiriyoruz.
Menşei belli olmayan veya şüpheli olan gıda maddelerini alırken dikkatli ve sorgulayıcı olmamız gerekiyor”
Ayrıca; kullanılan yemin, suyun, tarım ilacının insan sağılığına ve yasalara uygunluğu, izlenebilirliği ve hijyenik şartlara uygunluğunu kontrol ediyoruz. Kaynağından alınan numuneler analiz edildikten ve uygun olarak nitelendirildikten sonra ise mağazalara sevk ediliyor. Denetimlerimiz çerçevesinde aşırı avlanma, çevreye verilen zarar, avlanma yaşı ve boyu gibi kriterlerin yanında bu tesislerde çalışan işçilerin çalışma ve yaşam koşullarını da kontrol edilmesine özen gösteriyoruz” diye devam etti.
Gıdalarda tağşiş ve taklidin önüne geçmenin yolunun sadece ilgili resmi kurumların denetim yapması olmadığının altını çizen Özel: “Bilinçli ve dikkatli birer tüketici olarak raftan aldığımız ürünlerin etiket bilgilerini mutlaka okumamız, menşei belli olmayan veya şüpheli olan gıda maddelerini alırken dikkatli ve sorgulayıcı olmamız gerekiyor. Metro olarak biz gıda tağşiş ve taklit açısından potansiyel olabilecek tüm gıda ürün gruplarını masaya yatırıp risk analizi ile tağşiş ve taklit analiz parametrelerini belirledikten sonra, ürünlerin tağşiş haritasını ve periyodik analiz çalışmalarını devam ettiriyor, konunun öneminin daha geniş kitlelere ulaşması için sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içinde çalışıyoruz. Metro olarak 2007 yılından beri ISO 22000 gıda güvenliği belgesine sahip mağazalarımız ayrıca uluslararası geçerliliği olan IFS belgesine de sahip tek kuruluştur” dedi.
2012 yılından itibaren gıdada tağşiş ve taklit yapanlar, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından teşhir ediliyor. Bugüne kadar Bakanlık tarafından yayınlanan teşhir listelerinde gıdada en çok tağşiş ve taklit yapılan ürünler; zeytinyağı, süt ve süt ürünleri, bal ve et şarküteri ürünleri. Süt ürünlerinde en yaygın tağşiş yöntemi süt yağı yerine bitkisel yağ kullanımı olurken en çok tağşiş yapılan süt ürünleri ise peynir, yoğurt, tereyağı ve kaymak.
Dünyadaki duruma baktığımızda ise zeytinyağı, süt ve süt ürünleri, bal, kahve, çay, meyve suyu (özellikle portakal suyu, elma suyu vb.), akçaağaç şurubu, baharatlar en çok tağşiş ve taklit yapılan ürünler arasında bulunuyor. Konuyla ilgili dikkat çeken bir diğer nokta da çiftlik balığının deniz balığı olarak satılması ya da organik olmayan ürünün organik olarak satışa sunulması.