Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökhan Özertan, dünyada ve ülkemizde riskle özdeşleşmiş sektörlerin başında tarımın geldiğini belirterek başta maliyet-fiyat belirsizlikleri olmak üzere son yıllarda etkilerini gözle görünür şekilde hissettiğimiz iklim değişikliğinin tarım ve gıda sektörlerini pek çok belirsizliğin yaşandığı iş kolu haline getirdiğini söyledi.
Boğaziçi Üniversitesi’nin Tekfen Holding desteği ve Malatya Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle Malatya’da düzenlediği “Açık Ders” seminerinde konuşan Prof. Dr. Gökhan Özertan, Türkiye’nin bir tarım ülkesi olmasına rağmen sektörün yeniliklere kapalı bir sektör olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Gökhan Özertan, tarımda teknolojiden faydalanarak birim araziden aldığı verimi artıran Hollanda ve İngiltere gibi ülkelerden örnekler vererek hali hazırda Suriye’de yaşanan savaşla birlikte başta Ortadoğu ülkeleri olmak üzere dışarıdan aldığı göçlerle 85 milyon nüfusu beslemekte olan Türkiye’nin önümüzdeki 10 sene içinde 100 milyon insanı besleyebilmesi için tarım ve gıda sektörlerindeki risklerle baş edebilmek adına uzun vadeli bakış açısıyla, bu alanlara daha fazla yatırım yapması gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin tarımda söz sahibi olması ve rekabet gücünü yeniden kazanabilmesi için girdi maliyetleri, tarım arazilerinin parçalılık arz eden yapısı, çiftçi ve küçük işletmelerin sorunları gibi temel sorunlarına çözüm odaklı yaklaşmas gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Özertan, yaşadığımız çağda teknolojinin hemen her sektörü dönüştürdüğünü; tarım sektörünün bu teknolojik yeniliklerden yararlanmak zorunda olduğunun altını çizdi.
“AB’nin en büyük tarım ekonomisiyiz ancak verimimiz düşük”
Türkiye’de tarım sektöründe üretimde verimlilik, toprakların adil dağılımı, çiftçiyi gözeten-destekleyen uygulamalar, kırdan kente göçün önlenmesi gibi yaklaşım son yarım yüzyıla damgasını vuran bir dizi çözülemeyen problem olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özertan “Avrupa’nın en büyük tarım ekonomisiyiz, dünyada ilk 10 içindeyiz ancak iş gücü verimliliğinde 30., arazi verimliliğinde ise 21. sıradayız. 55 üründe dünyada ilk 10 üretici ülke arasındayız ancak verimimiz çok düşük. Türkiye’de yaklaşık 12 bin tarımsal örgüt ve birlik var ancak bunların sadece yarısı aktif çalışıyor. Avrupa’da tarım kooperatiflerinin pazar payı ise yüzde 40 seviyesinde’’ diye konuştu. Dünyanın toplam gayri safi yurt içi hasılasının 76 trilyon USD olduğunu, Türkiye’de ise bu rakamın 800 milyon USD’de kaldığı bilgisini veren Prof. Dr. Özertan, Türkiye tarımının dünya tarımında yüzde 1’lik bir pay sahibi olduğunu kaydetti.
Özertan şöyle ekledi: “Teknolojiye ve katma değerli ürünlere yönelmeliyiz. Yaklaşık 40 yıldır çözüm bekleyen yapısal sorunlarımızı ancak işbirliğiyle çözebiliriz. Çiftçinin sorununu kamu, özel sektör, sivil toplum ve akademi işbirliği çözebilir”.
“Küresel ısınma yüzünden Malatya kayısısında verim % 40 düşecek”
İklim değişikliği ve küresel ısınmanın tarım sektöründeki etkilerine de değinen Özertan, “Küresel ısınma bitkileri ve hayvanları strese sokuyor, bu da verimi düşürüyor. Küresel sıcaklıktaki her 1 santigrat derece artış, küresel ölçekte arazi verimliliğini düşürüyor. Türkiye’nin buğday verimliliği de buna bağlı olarak yaklaşık yüzde 20 düşecek. İklim senaryolarına göre dünyanın en büyük kayısı üreticisi ve ihracatçısı olan Malatya kentimizde 2021-2050 yılları arasında kayısı veriminin yüzde 40’lara varan oranda azalacağı görülüyor” dedi.
Tarımın tüm dünyada bir değişim yaşadığını ekleyen Gökhan Özertan “Bugün tarım deyince doğa dostu, düşük karbon ekonomisine geçmiş sürdürülebilir bir tarım modelinden bahsediyoruz. Bunun için sadece tarım değil gıdadan enerjiye lojistikten atık yönetimine tüm sektörler birbiriyile bağlantılı ve eş güdümlü çalışmak zorunda. Drone’larla tarım arazilerinin izlendiği, akıllı traktörlerin tarla sürdüğü, robotların kullanıldığı bir akıllı tarım dünyasına doğru gidiyoruz’’diyerek; günümüzde Microsoft, IBM gibi dev bilişim şirketlerinin tarım sektörüne girerek dijital çiftliklere yatırım yapmaya başladığını kaydetti.
“AB insansız tarıma yatırım yapıyor”
Gerek dünyada gerekse Türkiye’de tarımın en önemli sorunlarından birinin çalışacak işçi bulamamak olduğunu belirten Prof. Dr. Özertan, gelişmiş ülkelerde bu sorunun insansız tarım modeliyle aşılmakta olduğunu kaydederek Avrupa Birliği’nin toplam 60 milyon Euro fon ayırarak 33 ayrı bölgede dijital çiftlik kurulmasına destek verdiğini ekledi: “ABD de tarım işçisi bulmakta zorlanıyor. Bu nedenle artık hasat sezonunda robot kullanımına geçildi. Kaliforniya’da belli çiftliklerde çilek hasadı robotlar tarafından yapılıyor. İngiltere’de insansız tarım çiftliklerinde otonom cihazlar kullanılıyor” bilgisini verdi.
Akıllı tarım uygulamaları sayesinde verimin yaklaşık yüzde 20, hasılatın ise yüzde 5’ler seviyesinde arttığını; yakıt tüketiminin ise yüzde 10 azaldığını belirten Gökhan Özertan, dijital çiftlik uygulamalarında girdilerde ortalama yüzde 10-20 seviyelerinde azalma olduğununu sözlerine ekledi.