Et ithalatına devam ediliyor. Bundan bir ay önce “ithal et” satmadıklarını söyleyen bazı süpermarketler de “ithal et”e yenildi. Daha düşük fiyattan et satmak cazip gelmeye başladı. Ama ithal et almak istemeyenler de var. Geçen gün, bunlardan birine tanık oldum. Sözünü ettiğim süpermarketlerden birinde, müşteri aldığı etin ithal olduğunu anlayınca almaktan vazgeçti.
Et ithalatının serbest bırakıldığı tarihten bugüne rakamlara bir bakalım… 11 bin 555 ton et Türkiye’ye sokulmuş. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ise 270 bin tona yakın et ithalatı için kontrol belgesi düzenlemiş.
Trakya bölgesindeki kurbanlık hayvan ihtiyacının karşılanması için 723 bin başa yakın koyun ithalatı için kontrol belgesi verilmiş. Şimdiye kadar 167 bin 536 koyun ithal edilmiş. Kasaplık büyükbaş hayvan ithalatı kapsamında 209 bin 517 büyükbaş hayvanın ithalatı için kontrol belgesi düzenlenmiş, bunun 125 bin 88`i Türkiye`ye getirilmiş.
Et fiyatlarındaki artışın dengelenmesi amacıyla, özel sektörün ithal edeceği kasaplık hayvanlardaki gümrük vergisi yüzde 30`a, kurbanlık koyun ithalatındaki gümrük vergisi yüzde 20`ye, et ithalatındaki gümrük vergisi de yüzde 30`a indirilmiş, besilik hayvan ithalatındaki gümrük vergisi de sıfırlanmıştı. Kasaplık ve besilik hayvan ithalatı 1 Nisan 2011`e, kurbanlık koyun ve et ithalatı ise 1 Ocak 2011`e kadar düşürülmüş vergiler ile yapılabilecek.
Hayvansal üretimimiz düşük
Bu sayımızda, kırmızı et ve et ürünlerini “kapak konusu” yaptık. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK)’nun hazırladığı raporda, sorunlar ve çözüm önerilerine ayrıntılı bir biçimde yer veriliyor: “Türkiye’de hayvansal üretimi artırmak için muhtelif çalışmalar yapılmasına rağmen üretim yeterince artırılamamakta, ancak uygulanan projelerin sonuçları ve etkileri ölçülmediğinden hatalar tekrar edilebilmektedir. Aynı şekilde hayvancılık sektöründe uzun vadeli çok yıllık hedefe dönük politika ve stratejilerin olmaması, karar verici konumdaki yöneticilerin ve hayvancılık politikalarının sıkça değişmesi nedenleriyle beklenen gelişme sağlanamamıştır. Bu durum hayvancılığın istikrarlı olarak gelişmesini ve politikaların sürdürülebilir olmasını sürekli engellemiştir.
Türkiye, kişi başına hayvansal üretimi düşük ülkeler arasında yer almaktadır.
Oysa ülkemizin doğal kaynakları, iklimi, insan gücü ve nüfus yapısı Türkiye’nin kendi halkının beslenmesi yanında önemli miktarda ihracat potansiyeli de doğuracak durumdadır.”
Raporun devamını iç sayfalarımızda bulabilirsiniz.
Kırmızı etteki ithalat sürerken, Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (Besd-Bir) ve Sağlıklı Tavuk Bilgi Platformu (STBP) Başkanı Zuhal Daştan’dan bir açıklama geldi. “Kırmızı etteki açığın beyaz etle kapanacağını belirten Daştan, “Şu anda vatandaşın et ihtiyacını fazlasıyla karşılayacak miktarda tavuk eti piyasaya arz ediliyor. Piliç üretimi 2011’de tahminen yüzde 20 daha da artacak, halkımız bol ve ucuz piliç eti yiyebilecek” diyor.
Bosna Hersek tarım sektörü
Dağlık ve ormanlık yapısı nedeniyle tarıma elverişli arazisi çok olmayan Bosna Hersek’in, kuzeybatı bölgesinde tarımsal üretim önem taşıyor. Özellikle bu bölgede yetiştirilen tarımsal ürünler (buğday, mısır, meyve ve sebze ürünleri), gıda sanayisinde küçük ölçekli tesislerin hammadde ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte.
Ülkede hayvancılık ve et sektörü, savaşta büyük darbe almış olmasına rağmen altyapı ve bilgi birikimi halen mevcut. Mayınlama nedeniyle tarım ve orman arazilerinin tamamının kullanılamadığı Bosna Hersek’te tarım arazileri ülke topraklarının % 51’ini teşkil ediyor.