Atıştırmalık sektöründeki üreticilerin ihtiyacı olan hammadde gruplarında lider firmaların, belirli bölgelerde distribütörlüğünü yapan Bulvar Tarım Ürünleri, sözleşmeli tarımla karabuğday yetiştiriciliğini destekliyor. Bulvar Tarım Ürünleri Genel Müdürü Mustafa Kağnıcıoğlu, sorularımızı yanıtladı.
-Sayın Kağnıcıoğlu, Bulvar Tarım Ürünleri’ni kısaca tanıtır mısınız, faaliyet alanları nelerdir?
1980 yılında kurmuş olduğumuz Bulvar Pastaneleri ile başlayan yolculuğumuz bugün endüstriyel hammaddeleri, pastacılık ve ev dışı tüketim malzemeleri, sözleşmeli tarım uygulamaları olarak faaliyetine devam etmektedir. Grup içerisinde 55 çalışan 350’den fazla tedarikçi, 5.000’den fazla müşteri ve 6.000’den fazla ürün çeşitliliği ile hizmet ediyoruz. Bulvar Tarım Ürünleri bugün, 7.000 m2 kapalı, 40.000 m2 açık alan, 8.000 dekar arazide yapılan lisanslı karabuğday tohumu ile sözleşmeli tarım projesi yapmaktadır.
Bulvar Endüstriyel olarak; bisküvi, çikolata, şekerleme ve kuruyemiş üreticilerinin ihtiyacı olan ana hammaddeler ve fonksiyonel katkılarda; Aromsa, Puratos, Sensient, Turyağ, Ülker Kakao ve Çikolata distribütörlüklerini yaparak tedarik sağlıyoruz.
Bunun dışında sosyal sorumluluk projesi olarak başlattığımız, glütensiz ve doğru ürüne ulaşmalarını sağlamayı hedeflediğimiz karabuğdayın, Türkiye genelinde sözleşmeli tarımını yapıyoruz.
-Karabuğday nedir, üretimi nasıl yapılır?
Greçka olarak da bilinen karabuğday, bir tahıl türü olmamasına rağmen buğdaya benzer özellikleri nedeniyle bu şekilde adlandırılır. Orijini Orta Asya’ya dayanan bu bitki, binlerce yıl önce Çin ve Japonya gibi Asya ülkelerinde yetiştirilmeye başlanmıştır. Karabuğdayın Avrupa’ya girişi 14. yüzyılda gerçekleşmiş, özellikle Rusya ve Polonya gibi ülkelerde önemli bir gıda kaynağı haline gelmiştir. Türkiye’de ise son yıllarda artan sağlıklı yaşam trendleri ve glütensiz beslenme tercihleri doğrultusunda popülerlik kazanmıştır.
Türkiye’de karabuğday yetiştiriciliği, özellikle İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde yoğunlaşmıştır. Bu bölgeler, karabuğdayın soğuk iklim ve yüksek rakım koşullarına uygun olmasından dolayı tercih edilmektedir. Karabuğday tarımı, toprak yapısını iyileştirici etkisi nedeniyle de çiftçiler tarafından benimsenmiştir. Ayrıca, karabuğdayın yetişme süresi kısadır, düşük su gereksinimi ile ekonomik bir alternatif sunmaktadır. Son yıllarda organik tarım ve yerel üretim destekleri ile Türkiye’de karabuğday üretimi daha da artmıştır.
-Karabuğdayın insan sağlığı üzerindeki etkileri nelerdir?
Karabuğdayın insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri oldukça geniş kapsamlıdır. Öncelikle, karabuğdayın glüten içermemesi, glüten intoleransı olan bireyler için ideal bir besin kaynağıdır. Ayrıca, yüksek lif içeriği sayesinde sindirim sistemi sağlığını destekler ve bağırsak hareketlerini düzenler. Karabuğday, düşük glisemik indeksi ile kan şekerini dengede tutar, bu da diyabet riskini azaltır ve uzun süreli tokluk hissi sağlar. İçerdiği flavonoidler ve antioksidanlar ise bağışıklık sistemini güçlendirir. Vücutta serbest radikallerin oluşumunu engeller.
Karabuğday aynı zamanda kalp sağlığı üzerinde de olumlu etkilere sahiptir. Yüksek magnezyum içeriği sayesinde kan basıncını düzenler ve kalp krizi riskini azaltır. Karabuğdayın içeriğinde bulunan rutin adlı flavonoid, kan damarlarının esnekliğini artırır ve damar sertliğini önler. Karabuğdayın düşük yağ ve yüksek protein içeriği, kilo kontrolü ve kas gelişimi için de faydalıdır. Bu özellikleri sayesinde karabuğday, sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı benimseyen bireyler için vazgeçilmez bir gıda haline gelmiştir.
Bulvar Tarım Ürünleri olarak yukarıda bahsedilen faydalardan dolayı ülkemiz insanı ve tarımı için karabuğday endüstrisinde önemli aktör olarak yer almak için çalışmaya devam ediyoruz.