PepsiCo Türkiye ve Sürdürülebilirlik Akademisi’nin ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirilen 3. Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu’nda, kaynakların korunarak dünyayı geleceğe taşımanın yollarından gıda tedarik zincirinde çiftçilerden nihai tüketiciye kadar uzanan geniş yelpazede neler yapılabileceği ve insanın buradaki rolü üzerine konuşuldu. Sempozyumun açılışında konuşan PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen, “Sürdürülebilirliğin çok önemli olduğu bu dönemde, sempozyumumuzda verilen mesajların, somut çözüm önerilerinin ve iyi örneklerin herkes için yeni bir umut ışığı olacağına inanıyorum” dedi.
Dünyanın en büyük yiyecek ve içecek şirketlerinden PepsiCo, PepsiCo Pozitif (Pep+) stratejisi doğrultusunda değer zinciri, tarım ve sunduğu seçeneklerle yarattığı pozitif etkiyle sürdürülebilir bir geleceğin inşasına katkı sağlamaya devam ediyor.
Sürdürülebilir bir gıda sisteminin oluşturulması için tarım alanında önemli yatırımlar yapan PepsiCo aynı zamanda gerçekleştirdiği işbirlikleriyle tarım ekosisteminin gelişimine de katkı sağlıyor. PepsiCo ayrıca tarım ekosisteminin paydaşlarını farklı toplantılar ve platformlarda bir araya getirerek tarımda yaratılacak pozitif etkinin daha da büyümesine de öncülük ediyor.
Bu anlayışla PepsiCo Türkiye ve Sürdürülebilirlik Akademisi ev sahipliğinde gerçekleştirilen 3. Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu’nda tarım ekosisteminin paydaşları İstanbul’da bir araya geldi. “Gıda Sistemlerimizde Sürdürülebilir Bir Gelecek: Nasıl Yeniden Şekillendirebiliriz?” ana başlığıyla gerçekleştirilen sempozyumda, “Gıda Tedarik Zincirinde Çiftçiden Tüketiciye Pozitif Gelecek için Dönüşüm”, “Kaynakları Korumak, Dünyayı Geleceğe Taşımak”, “Gıda Tedarik Zincirinin Vazgeçilmez Unsuru: İnsan” ve “Demet Evgar ile Sohbet: Sosyal Sorumluluk Projeleri ile Umudu Yeniden Yeşertmek” başlıkları altında dört farklı panel gerçekleştirildi.
PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen ve Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa’nın açılış konuşmalarıyla başlayan 3. Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu’nun sunuculuğunu ise Gazeteci-Yazar Ilgaz Gürsoy üstlendi. TC Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Sürdürülebilirlik Akademisi, Türkiye’nin önde gelen şirketleri ve sivil toplum kuruluşlarından yetkililer yaptıkları konuşmalarla tarımda pozitif bir geleceğin inşasına katkı sağladılar.
Sempozyumun, Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Semra Sevinç’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Gıda Tedarik Zincirinde Çiftçiden Tüketiciye Pozitif Gelecek için Dönüşüm” başlıklı oturumunda Microsoft Kıdemli Müşteri İlişkileri Yöneticisi Barbaros Günay, KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Beyza Beyzade Berkol, Metro Kurumsal İlişkiler Müdürü Dr. Aslı Duran Özcan gıda tedarik zincirine dair önemli paylaşımlarda bulundular. Moderatörlüğünü Gazeteci-Yazar Ilgaz Gürsoy’un gerçekleştirdiği “Sürdürülebilirlik ile Kaynakları Korumak, Dünyayı Geleceğe Taşımak” başlıklı oturumda Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Konca Çalkıvik, TC Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Yatırım Destekleri Birim Müdürü Muhittin Aslan ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Türkiye Başkan Vekili Mehmet Erdem Yaşar, kaynakların sürdürülebilirliğinin sağlanması için neler yapılabileceğini konuştular. Moderatörlüğünü Refika Birgül’ün yaptığı “Gıda Tedarik Zincirinin Vazgeçilmez Unsuru: İnsan” oturumunda ise World Food Program Türkiye Temsilcisi Stefan Cahill ve CARE Türkiye Temsilci Yardımcısı Zena Ni Dhuinn-Bhig gıda ve tarımda insana nasıl dokunulacağına dair güzel bir sohbet gerçekleştirdiler. Sempozyumda Lay’s marka yüzü ve UN Women Türkiye’nin iyi niyet elçisi Demet Evgar, sosyal umudu yeniden yeşerten Hataylı çiftçi Didem Esmer ile sohbet etti.
PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen: “Gerçekleştirdiğimiz iş birlikleriyle pozitif tarım adına etkimizi her geçen gün daha da büyütüyoruz”
Sürdürülebilirliğin önemli olduğu bu dönemde, düzenlediğimiz sempozyumda verilen mesajların, somut çözüm önerilerinin ve iyi örneklerin herkes için yeni bir umut ışığı olacağına inandığını söyleyen PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen, “PepsiCo olarak sürdürülebilir bir yaşam adına birçok proje gerçekleştiriyoruz ve bugünkü gibi etkinliklerde paydaşlarımızla bir araya gelip fikir alışverişi yapmaya önem veriyoruz. Sürdürülebilirlik odaklı PepsiCo Pozitif stratejimiz doğrultusunda Pozitif Tarım, Pozitif Değer Zinciri ve Pozitif Seçenekler başlıklarında birçok iyi örneğimiz bulunuyor. Pozitif Değer Zinciri başlığı altında yaptığımız birçok çalışmanın yanı sıra özellikle iklim krizinin etkilerinin azaltılmasına destek olmak için projeler gerçekleştiriyoruz. PepsiCo içerisinde tüm dünyada % 100 yenilenebilir elektrik hedefine ulaşan ilk ülkelerden biri olarak bir süre önce de Türkiye’de elektrikli tren ile hızlı tüketim sektöründe gıda taşımacılığı gerçekleştiren ilk şirket olduk. Gidiş dönüş olacak şekilde 1600 km’yi aşan bir güzergahta elektrikli tren ile yapılan taşımayla, karayolu ile yapılan taşıma işlemine göre karbon salımını yüzde 83 oranında düşürmüş olduk. Bununla birlikte Pozitif Tarım kapsamında Türkiye’de 20 şehirde, toplam 50.000 dekar alanda 200’ün üstündeki çiftçiyle sözleşmeli tarım yapıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz işbirlikleriyle pozitif tarım adına etkimizi her geçen gün daha da büyütmek için çalışıyoruz. PepsiCo olarak dün olduğu gibi bugün ve yarın da bu iyi örnekleri daha da geliştirerek sürdürülebilir bir yaşam ve güvenli gıda ağı için çalışmaya devam edeceğiz. Bu yolculukta bizim en büyük gücümüz olan değerli paydaşlarımızla birlikte olmaya devam etmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz.”
Murat Sungur Bursa: “Dünya nüfusunu besleyecek miktarda gıda üretiminin ancak gıda sistemlerimizi güncelleyerek ve bilinçli tüketimi artırarak mümkün olabilir”
Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa açılış konuşmasında PepsiCo ile bu değerli işbirliğine devam etmekten memnuniyet duyduklarını ifade ederken sektörün tüm paydaşlarını harekete geçmeye davet etti. Sungur konuşmasında, “Bugün sera gazı emisyonlarının artışında, değerli doğal kaynaklarımızın yok olmasında maalesef bazı tarım pratiklerinin ciddi oranda etkisi olduğunu gözlemliyoruz. Dünyada her 10 kişiden 1’i aç. Dünya nüfusunun yüzde 30’a yakını, sağlıklı gıdaya erişemiyor. Buna karşılık dünyada üretilen gıdanın yüzde 30’u henüz tarladayken israf ediliyor. Dünya nüfusunu besleyecek miktarda gıda üretiminin ancak gıda sistemlerimizi güncelleyerek ve bilinçli tüketimi artırarak mümkün olabilir. Ancak sadece doğal bir ihtiyaç olan beslenmenin karşılanması değil aynı zamanda insanların sağlıklı bir yaşam sürebilmesi için, bugün de örneklerini dinleyeceğimiz şekilde, tarımın daha farklı pratiklerle yapılması ve sürdürülebilir gıda sistemlerine geçişin hızlandırılması lazım. Eğer gıda sistemlerini sürdürülebilir hale getirmezsek diğer alanların sürdürülebilirliğine odaklanmanın bize çok bir faydası olmaz. Olmayan bir hayatın sürdürülebilirliğini konuşuruz. Tüm bu acil durumları ve gelecekteki riskleri paydaşlarla konuşarak herkesi harekete geçmeye teşvik etmek ve çözüm odağında yol alabilmek en önemli önceliğimiz. Bugün bu amaçla düzenlenen sempozyumda paylaşılan çözüm odaklı öneriler, iyi uygulamalar ve işbirliği çağrıları da değişimin hızlandırılması açısından çok önemli katkılar sağlayacaktır” dedi.
“Gıda Tedarik Zincirinde Çiftçiden Tüketiciye Pozitif Gelecek için Dönüşüm” başlıklı oturumunda Microsoft Kıdemli Müşteri İlişkileri Yöneticisi Barbaros Günay, KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Beyza Beyzade Berkol, Metro Kurumsal İlişkiler Müdürü Dr. Aslı Duran Özcan önemli açıklamalarda bulundular. Yapay zeka teknolojilerinin tarımda kullanımına ilişkin Microsoft Kıdemli Müşteri İlişkileri Yöneticisi Barbaros Günay, “Yapay zeka teknolojilerinin tarımda kullanımı, hassas tarım tekniklerini mümkün kılarak kaynakların kullanımının daha verimli yapılmasını sağlamakta, yoğun emek gerektiren görevleri otomatikleştirmekte ve veriye dayalı içgörülerle çiftçilerin daha bilinçli kararlar almasına yardımcı olarak çiftçilerin operasyonel maliyetlerini ve çevresel atıkları azaltarak verimliliği önemli ölçüde artırmaktadır” diye konuştu.
KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Beyza Beyzade Berkol, dijital tarım teknolojilerinin, kadın girişimcilerin tarımsal üretimde verimliliği artırarak ekonomiye katılımlarını güçlendirdiğini ifade ederek, sürdürülebilir kalkınmanın öncüsü olmalarını sağladığına dikkat çekti. Değişen tüketici trendleri bağlamında hem iş ortaklarının bu doğrultuda geliştirilmesi hem de müşterilerin tüketicilerin taleplerine cevap verebilmelerini sağlamak adına düzenli olarak yeme-içme araştırmaları gerçekleştirdiklerinin altını çizen Metro Kurumsal İletişim Müdürü Dr. Aslı Duran Özcan, “Coğrafi işaretli ürünler diye adlandırdığımız ürünler, bizim kültürel mirasımız. Eğer ürüne ve üreticiye sahip çıkamazsak Türk mutfağını korumak ve Türk mutfağının sürdürülebilirliğini sağlamak mümkün değil. Bu nedenle üretici ve tüketicilerin bilinçlendirilmesi kritik önem taşımaktadır” dedi.
Muhittin Aslan: “Gıda ve tarım sektörlerinde Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde açık ara en fazla yatırım çeken ülke konumunda”
“Sürdürülebilirlik ile Kaynakları Korumak, Dünyayı Geleceğe Taşımak” başlıklı oturumda Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Konca Çalkıvik, TC Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Yatırım Destekleri Birim Müdürü Muhittin Aslan ve European Bank for Reconstruction and Development Türkiye Başkan Vekili Mehmet Erdem Yaşar, dünyayı daha iyi bir geleceğe taşıyacak paylaşımlarda bulundular. TC Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Yatırım Destekleri Birim Müdürü Muhittin Aslan, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak tarım ve gıda sektörlerinde sürdürülebilir yatırımları ülkemize çekmek ve desteklemek için kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Kurumumuz tarafından ilgili tüm kamu ve özel sektör paydaşlarının destekleriyle hazırlanan Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) Stratejisi (2024-2028) belgesinde “iklim dostu uluslararası doğrudan yatırımlar”, ülkemize çekmek istediğimiz öncelikli alanlardan biri olarak belirlenmiştir. Diğer taraftan döngüsel ekonomi odaklı ve ülkemizin tarım ve gıda sektörlerindeki Ar-Ge ve inovasyon altyapısını geliştirecek yatırımlar da önceliklerimiz arasındadır ve bu tür yatırımlar, ülkemizin bu sektörlerdeki güçlü pozisyonunu daha da ileri taşıyacaktır. Bildiğiniz gibi Türkiye, birçok tarım ürününün üretiminde küresel lider konumundadır ve yaklaşık 30 milyar dolarlık ihracat hacmiyle dünya pazarlarına entegre bir üretim merkezidir. Bunun yanında yakın dönemde kamuoyuna duyurulan UDY Stratejimizde de belirtildiği üzere gıda ve tarım sektörlerinde Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde açık ara en fazla yatırım çeken ülke konumundadır. Türkiye, coğrafi avantajları, nitelikli insan kaynağı ve güçlü altyapısı ile tarım ve gıda sektörlerinde küresel ve bölgesel bir merkez olurken akıllı tarım teknolojileri, geri dönüşüm ve akıllı su yönetimi gibi alanlarda yapılacak sürdürülebilir yatırım projeleri için önemli fırsatlar barındırmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak, bu potansiyeli küresel iş dünyasına tanıtarak Türkiye’nin bu sektörlerdeki küresel ve bölgesel pozisyonunu daha da güçlendirmek için uluslararası yatırımcılarla iş birliği halinde çalışmaya devam ediyoruz.”
Kasım ayında 2025-2029 yıllarını kapsayan 5 yıllık stratejik planlarının açıklandığını belirten European Bank for Reconstruction and Development Türkiye Başkan Vekili Mehmet Erdem Yaşar, stratejik planda yer alan ve öne çıkan başlıkların yenilenebilir enerji entegrasyonunun artırılması, kaynak verimliliği, karbon nötr ve istihdam olduğunun altını çizerek özellikle kadın istihdamının tarımsal kalkınma bağlamında büyük bir rol oynadığını söyledi.
Sürdürülebilir tarım uygulamalarının iklim değişikliğiyle mücadele ve artan nüfus baskısıyla kaynakların korunmasını sağlamak için elzem olduğunu vurgulayan Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Konca Çalkıvik, “SKD Türkiye olarak, tarımsal üretimde su verimliliğini artırmak, inovatif tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak ve dijitalleşmeyi desteklemek üzere geliştirdiğimiz projelerle ülkemizin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlıyoruz” diye konuştu.
Moderatörlüğünü Refika Birgül’ün üstlendiği “Gıda Tedarik Zincirinin Vazgeçilmez Unsuru: İnsan” başlıklı oturumda ise World Food Program Türkiye Temsilcisi Stefan Cahill ve CARE Türkiye Temsilci Yardımcısı Zena Ni Dhuinn-Bhig, gıda ve tarımda insan unsurunun önemine vurgu yapan açıklamalarda bulundular. WFP olarak tarımı yalnızca gıda üretmenin bir yolu değil, aynı zamanda umut, dayanıklılık ve refahı büyüten bir güç olarak gördüğünü söyleyen WFP Ülke Direktörü ve Temsilcisi Stephen Cahill, çiftçileri sürdürülebilir uygulamalarla destekleyerek ve güçlü ortaklıklar kurarak, bugünün zorluklarını gıda güvenliği ve refah dolu bir geleceğe dönüştürebileceklerini ifade etti.
CARE’in çalışmalarının kadını tarımsal gelişmelere ve karar verme aşamalarına entegre etmesinin önemine dikkat çeken CARE Türkiye Temsilci Yardımcısı Zena Ni Dhuinn-Bhig, bunun sadece kadınlar için değil aynı zamanda Türkiye’nin daha geniş bir hedefi olan yiyecek güvenliği ve sürdürülebilir tarım gelişimi için de faydalı olacağının altını çizdi. Dhuinn-Bhig “Kadınlara eşit liderlik fırsatları, finansal destek ve geleceğin mesleklerini sunmak; uzun vadede sürdürülebilir büyüme ve başarılı bir gelecek için yapabileceğimiz en iyi yatırımdır” dedi.
Sempozyumun sonunda Lay’s marka yüzü ve aynı zamanda UN Women Türkiye’nin iyi niyet elçisi Demet Evgar, deprem bölgesinde çiftçilik yapan Didem Esmer ile “Sosyal Sorumluluk Projeleriyle Umudu Yeniden Yeşertmek” panelinde bir araya geldi. Dört nesildir çiftçilik yapan bir aileden geldiğini söyleyen Evgar, depremin yarattığı tahribatın ardından Hatay’daki çiftçilerin yanında olmanın bir sorumluluk olduğunu belirtti. Depremin ardından umudunu kaybettiğini söyleyen Didem Esmer ise, “Lay’s Ortak Hareket, Yeniden Bereket Projesi sayesinde toprağa tarıma küsülmez. Şimdi benim çevremde, bölge çiftçilerinde tekrar umut ve çalışma şevki güçlendi” diye konuştu.