Pastör. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Özcan: “Ülke sınırlarını aştık, dünya markası haline geldik”

pastor haber

Anahtar teslimi çok sayıda projeye imza atan Pastör A.Ş., süt ve meyve suyu sektöründe 27 yıllık deneyime sahip. Konusunda uzman kadrosu ile hizmetlerini profesyonellikle, ciddi ve titiz bir şekilde sürdürmeye devam ediyor. Pastör Endüstri Makinaları A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Murat Özcan sorularımızı yanıtladı.

-Sayın Özcan, sektörde uzun yıllardır faaliyet gösteren Pastör A.Ş.’yi kısaca tanıtır mısınız?

27 yıllık bilgi birikimi ve tecrübeye sahip olan Pastör, sıvı ve viskoz gıda teknolojilerinde ağırlıklı olarak süt ve süt mamulleri, meyve suyu ve konsantresi, meşrubat, kolalı ve alkollü içecekler, dondurma ve sütlü tatlılar, bal, reçel, muhtelif soslar, salça, ketçap, mayonez, sıvı ve margarin yağ üretimi, kimya ve ilaç sektörleri ile her türlü likit ürün üretimi gerçekleştiren sektörlere hizmet veriyor.

Dünyada çok az sayıda firmanın üretebildiği UHT sisteminin temelini oluşturan sterilizasyon sistemi, Türkiye’de ilk kez Pastör tarafından üretildi. Geçmiş yıllarda tamamen yurtdışına bağımlı olduğumuz ve büyük miktarda döviz ödediğimiz pastörizasyon sistemlerinin Türkiye’de yine ilk defa Pastör tarafından üretilmesi ile başlayan süreç, zaman içerisinde teknolojinin geliştirilmesi ve dünya standartlarındaki üretim kalitesine ulaşması sonucunda pazarın büyük bir kısmına sahip olmasını sağladı. Pastör, 90’lı yılların başına kadar yurtdışından yüksek döviz maliyetleri ile ithal edilen plakalı ısı eşanjörleri ve tam otomatik kontrollü plakalı pastörizasyon sistemlerini Türkiye’de ilk defa üreterek, yatırımcıların modern teknolojilere daha ucuz maliyetlerle sahip olabileceklerini gösterdi.

Bu sektörde Pastör’ü takip eden ve bir süre geçtikten sonra Pastör sistemlerini örnek almak suretiyle uygulamaya koyarak benzer üretime başlayan yerli üreticiler çoğaldı. Ancak günümüze kadar gelen süreçte halen Pastör sistemlerindeki teknolojiyi kullanabilen ve Pastör’ün sistemlerini üretebilen üreticiler bulunmuyor. Bu da yine Pastör’ün lider olduğunun ve teknolojik çözümlerin tek adresi olduğunun bir göstergesidir. Bir yandan teknolojik olarak takip edilmenin, diğer yandan ülkemizde bu tür sistemlerin üretilmesine önderlik etmenin memnuniyetini yaşayan, diğer yandan pazardaki liderlik görevinin bilinciyle her defasında yeni teknolojiler ve yeni sistemler uygulamaya koyan Pastör, bu bilinç içerisinde hedef pazarını genişleterek, 2000’li yıllara geldiğinde üretiminin % 70’ini ihraç eder, konuma geldi. Pastör sayesinde artık dünya üzerinde Türk mühendislerinin ve çalışanlarının parmak izlerine rastlanmaktadır.

-Üretiminizin ne kadarını ihraç ediyorsunuz? Hangi ülkelerle ihracat faaliyetleri yürütüyorsunuz?

Toplam ihracat rakamımız mevcut satışlarımızın % 80’i civarındadır. Şu anda ihracata yönelik olarak çalışıyoruz. Özellikle Ortadoğu ülkeleri; Suriye, Lübnan, Mısır, Libya, Cezayir, İran, Irak ağırlıklı iş yapıyoruz. Bunun haricinde Romanya,Yugoslavya, Belçika, Gana, Rusya, KKTC, Çin, Arnavutluk, Kazakistan, Suudi Arabistan,  Gürcistan ve Azerbaycan da ürünlerimizi sattığımız ülkeler arasında bulunuyor

Özgün mühendislik tasarımları ile CE normları ölçüsünde ve ISO 9001:2008 Kalite Güvencesinde dünya standartlarında üretim yapmakta olan Pastör’ün, % 40-70 arasında enerji geri kazanım sistemleri ve diğer ürettiği sistemleri, bugüne kadar Türkiye’de 600’ü aşkın ve yurtdışında da birçok ülkede 200’ye yakın makine ve sistemimiz başarı ile faaliyetlerini sürdürüyor. Profesyonellikle üretilmiş üstün kaliteli ve son teknoloji Pastör sistemleri, ülkemizi yurtdışında başarı ile temsil ediyor.

Sahip olduğu geniş ürün yelpazesi ile yeniliklerin takipçisi ve uygulayıcısı olan Pastör, süt ve meyve suyu sektöründe 27 yıllık deneyime sahip olup, anahtar teslimi çok sayıda projeye imza atarak, konusunda uzman kadrosu ile hizmetlerini profesyonellikle, ciddi ve titiz bir şekilde sürdürüyor.

-Sterilizasyon ve pastörizasyon sistemlerinizi yurtiçinde hangi firmalar kullanıyor?

Türkiye’de Atatürk Orman Çiftliği, Asya Meyve Suları, Ersu Meyve Suları, Yummy Meyve Suları, Exotic, Doğanay Gıda, Golden Meyve Suyu gibi sektörün en büyük firmalarında senelerdir problemsiz bir şekilde çalışan % 40-70 arasında enerji geri kazanımlı sterilizasyon ve pastörizasyon sistemleri çalışıyor. Bu sistemler, CE normları ölçüsünde ve ISO 9001:2008 Kalite Güvencesinde dünya standartlarında deneyimli ekip ve mühendis kadrosuyla üretildi.

Avrupa Birliği süreciyle ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Pastör A.Ş., AB kriterlerine uygunluğun sağlanabileceği sistem ve teknolojilerin, AB standartlarına uygun olarak üretilmesi ile AB sürecinde, her zaman olduğu gibi yine üreticilerin en büyük destekçisi olmaya devam edecektir. Gerçekleştirdikleri ve Ar-Ge çalışmaları halen devam eden yepyeni sistemler ile AB standartlarında Türkiye şartlarında birçok probleme yine kökten çözüm olmayı sürdürecektir. AB politikaları açısından bakıldığında, başta süt ve süt ürünleri olmak üzere gıda ürünlerinin hijyenik bir şekilde üretilip, uygun koşullarda muhafaza edilip ve yine uygun koşullarda sevk edilmesi gerekecektir. Bu koşullara uyumu başaramayan üreticiler birçok sıkıntı yaşayacaktır.

-Sayın Özcan, sektörünüzün bir değerlendirmesini yapar mısınız?

Türkiye’de sıvı ürünlerin tüketimi ile nüfus oranı karşılaştırıldığında, gelişmiş ülke standartlarının altında kalıyor. Bu olumsuz durumun ancak üretimin artırılması, maliyetlerin düşürülmesi ve akabinde artan tüketim ile mümkün olabilir. Üretimin artırılmasının sadece yapılan satışlardan kar elde edilmesi ile değil, aynı zamanda üretim maliyetlerinin düşürülmesi suretiyle de sağlanabilir. Pastör A.Ş. olarak her zaman son teknolojiyi, üstün kalite ve işçiliği kullanarak AB standartlarında ve ISO 9001:2008 Kalite Güvencesinde % 40-70 ısı geri kazanımı sağlayan sistemler üretiyoruz. Söz konusu sistemlerin belki başlangıçta yatırım maliyetlerinin diğer sistemlere göre yüksek gibi görünmesine karşılık, zaman içerisinde üretim aşamalarındaki sarfiyatlarla mukayese edildiğinde bu farklılık çok kısa bir dönem içerisinde zaten kendini amorte ediyor.

-Sektöre kazandırdığınız son yenilik olan süt soğutma jeneratörü hakkında bilgi verebilir misiniz?

Pastör A.Ş. olarak patentini alıp üretimini gerçekleştirdiğimiz TÜBİTAK tarafından onaylı bilimsel verimleri ve faydaları kanıtlanmış “süt soğutma jeneratörü” cihazımız, çiğ sütün sağımdan sonraki toplama merkezlerinde 17 saniye içerisinde 35°C’den ısısını aniden 4-5°C ve daha düşük sıcaklık derecelerine düşürerek, bakteri çoğalmasını durduran daha sonra da işletmelerde depolanan sütün ısısını kapalı devre olarak devamlı 4-5°C’de tutabilen önemli bir cihazdır. Saatte 500 lt’den 15.000 lt’ye kadar değişken kapasitelerde üretilen süt soğutma jeneratörleri, düşük enerji sarfiyatları nedeniyle de işletmelere ve süt toplama merkezlerine ciddi oranlarda tasarruf sağlamakta ve kısa bir dönem içerisinde cihaz, sağladığı enerji tasarrufları sayesinde kendini amorte etmektedir. Çok kısa bir süre içerisinde sağladığı tasarruflar sayesinde yatırım maliyetini amorte edebilen cihazın çalıştırması ve kullanması da çok kolaydır. Sütler gelmeden önce cihazın çalıştırılması, hazırlanması, vb. gibi işlemlerin başlatılmasına gerek yoktur, enerji sarfiyatları çok düşük olan süt soğutma jeneratörü sadece sütün alınması yani süt soğutma esnasında çalıştırılmakta ve süt alımı bittiğinde cihaz kapatılmaktadır. Aynı zamanda sistemde sütün ön soğutmasında kullanılan ve çıkışta belirli bir sıcaklık derecesinde olan kuyu suyu israf edilmeden işletmenin çevre ve temizlik ihtiyaçlarında kullanılabilmektedir. Türkiye’de sağım esnasında ve sonrasındaki soğutma uygulamalarının yetersiz olması sebebiyle yüksek miktarlardaki çiğ sütün işletmelere ulaştığı zaman artık kalitesi çok düşük beyaz bir sıvı haline dönüşmektedir. Ülkemizde üretilmekte olan çiğ sütlerin bakteri içerikleri AB standardının yaklaşık olarak elli kat üzerindedir. Çiğ sütün hızlı bir şekilde soğutularak, bakteri içeriğinin durdurulması gerekmektedir. Süt soğutma jeneratörü öncelikli olarak bu sorunu ortadan kaldırmak amacıyla geliştirilmiş olan bir cihazdır. Tamamen Pastör A.Ş.’nin mühendislik bilgi ve birikimlerinin bir eseri olan süt soğutma jeneratörü, ülkemiz süt üretiminde en önemli cihazlarından biri olup, Avrupa Standartlarında bakteri yüküne sahip sütün elde edilebilmesini de sağlayacak en önemli cihazdır.

-Türkiye’deki müşteri kitlesinin en büyük sorunu satış sonrası destek. Siz bu konuda gelen talepleri ne şekilde karşılıyorsunuz?

Bizim en iddialı olduğumuz konulardan birisi de satış sonrası destek. Makinelerimizin arıza yapmaması sebebi ile makinelerimize fazlasıyla güveniyoruz. Genellikle müşterilerimiz bizi yeni yatırım ve yeni makina-ekipman ihtiyaçları ya da yedek parça ihtiyaçları ile ilgili olarak arıyor. Ama müşterilerimizin kendi ürününün bizim makinemize adaptasyonu ya da herhangi bir problemleri ile ilgili olarak 24 saat kesintisiz full hizmet veriyoruz. Servis ekibimiz bize ulaştıkları an itibariyle en geç 24 saat içerisinde kendilerine ulaşmış ve problemlerini çözmüş oluyor. Çalıştıığımız sektörlerden, özellikle süt sektörünün gıda sektörü içerisinde en riskli ve zamanla yarışan sektör olduğunu ve sütün kesinlikle beklemeye tahammülü olmayan bir ürün olduğunu biliyor ve her türlü hizmetimizi de bu doğrultuda veriyoruz.

-Sektörde ve piyasada gördüğünüz mevcut sorunlar nelerdir? Bunlara yönelik çözüm önerileriniz nelerdir?

Enerji ve girdi maliyetlerinin yüksek olması, vergilerin adaletsiz ve çok yüksek olması. Yatırımcıların üzerine gelen enerji maliyetleri, vergiler çok yüksek. Hükümetin sanayiciyi teşvik etmesi lazım, enerji maliyetlerinin, vergilerin düşürülmesi gerekiyor. Gümrük mevzuatının düzeltilmesi ve yurtdışından gelen mamullerin yerli mamuller karşısında öne çıkmasının ve avantajlı duruma gelmesinin, konulacak kotalar, vergiler vb. ile önlenmesi gerekiyor. Piyasada üretim sürüyor, aslına bakarsanız üretimde çok sıkıntı yok. Ancak nakit sıkıntısı nedeniyle, üretim ağır aksak ilerliyor. Üretici hammadde ve tedarik malzemelerine olan borçlarını ödemek için nakit bulamadığı için zor günler yaşıyor. Talep olmasına karşın, ödeme sıkıntısı nedeniyle üretim yapmakta zorlanıyor ve kilidi vuruyor. Parası olmayan zaten ödeyemezken; parası olan da krizi bahane edip ödeme yapmıyor. Kısır döngü hem üreticiyi hem satıcıyı hem alıcıyı vuruyor.

Pastör. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Özcan:

“Ülke sınırlarını aştık, dünya markası haline geldik”