Merkezi Karaman’da bulunan ve günlük 200 ton buğday işleme kapasiteyle “Bulgurun Anavatanı”ndan yola çıkarak büyük bir ihracat pazarına seslenen Duru Bulgur, “Anadolu’nun Bulgurlu Yemekleri” kitabıyla Türk mutfağının saklı kalmış lezzetlerini gün yüzüne çıkardı.
AB ülkelerinin büyük bölümü başta olmak üzere; Avustralya, ABD, Kanada, Çin ve Japonya dahil olmak üzere pek çok ülkede milyonlarca tüketiciye ulaşan Duru Bulgur, bakliyat üretiminde de her geçen yıl pazar payını yükseltmeyi hedefliyor. Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Duru, 1935 yılında temelleri atılan şirketin bugün 51 farklı ülkeye ihracat yapabilen bir kapasiteye eriştiğini söyledi.
İhsan Duru, merkezi Karaman’da olan Duru Bulgur’un üretim tesislerinde kapasite artırımına giderek, bu sayede artan iç ve dış talebe hızla cevap verdiklerini ifade etti. 3 farklı merkezde günlük 200 ton buğday işleme kapasitesiyle çalıştıklarını anlatan Duru, bulguru sofralarda hak ettiği konuma taşımak için yenilikçi projeler geliştirdiklerini aktardı.
“Bulgurda lobicilik yapıyoruz”
Türk mutfağının unutulmaya yüz tutan bulgur tariflerini tanıtan ‘Anadolu’nun Bulgurlu Yemekleri’ isimli bir kitap çalışmasına imza attıklarını anlatan Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Duru, Türkiye’nin dünya gastronomi liginde üst sıralarda yer alabilecek potansiyele sahip olduğunu, ancak tanıtım konusunda geç kalındığını söyledi.
“Türk bulgurunu dünyaya tanıtma misyonunu sahipleniyoruz”
Türkiye’nin yemek çeşitleri dikkate alındığında, dünyanın en büyük üç mutfağından biri olduğu bilgisini paylaşan Duru, “Şirketimiz Türk bulgurunu dünyaya tanıtma misyonunu sahipleniyor. Bugüne kadar bu amaç doğrultusunda ses getiren adımlar attık. Anadolu, 12 bin yıllık tarihiyle, bulgurun tüm dünyada anavatanı olarak kabul ediliyor. Bizim topraklarımızda yeşermiş böylesi bir zenginliği, dünyaya anlatmak sorumluluğunu üzerimizde hissediyoruz. Yurtdışında katıldığımız fuarlarda bu konuda temaslar yürütüyoruz. Bu bakımdan bulgurda lobicilik faaliyetlerine ciddi mesai harcıyoruz. Yabancı iş ortaklarımıza Türkiye’nin yerel lezzetlerinin çeşitliliği hakkında ayrıntılı bilgiler aktarıyoruz” sözleriyle yürütülen çalışmaları özetledi.
Duru Bulgur, Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veriyor
Türkiye’de ve dünyada ön plana çıkan beslenme eğilimleriyle ilgili dikkat çekici notlar aktaran Duru Bulgur Gıda Mühendisi Ece Duru ise bulgurun Türkiye’de yıllık tüketiminin kişi başı 3,30 kg civarında olduğu söyledi. Özellikle Avrupa ülkelerinin son yıllarda bulgura ilgi gösterdiğinden söz eden Ece Duru, gıda sağlığı konusunda dünya genelinde oluşan hassasiyetin bulgur tüketimini artırdığına dikkat çekti.
Ayrıca Türkiye’de ve dünyada gastronomi turizminin öneminin gün geçtikçe arttığını vurgulayan Duru, Türkiye’ye gelen turistlerin toplam harcamalarının yüzde 20’sini yeme-içmeye ayırdıklarını belirtti. Gastronomi turistlerinde harcamaların ise bu rakamın yüzde 27’sine ulaştığını kaydetti.
“Gastronomi turizminde treni kaçırmamalıyız”
Ece Duru, “Gastronomi turistleri, yeme-içmeye diğer yabancı turistlerin 1 buçuk katı daha fazla para harcıyor. Şayet Türkiye uluslararası arenada turizmde rekabetçi bir konuma gelmek istiyorsa, Gastronomi turizminde treni kaçırmamalı” diye konuştu. Şirketin bu perspektifle Ar-Ge çalışmalarına büyük önem verdiğini, son olarak “Duru Pratik” ürününü geliştirdiklerini söyleyen Duru, “2 yıl süren Ar-Ge çalışması ile Duru Pratik ürünlerimizi piyasaya sunduk. Haşlanmış börülce, haşlanmış kırmızı fasulye, haşlanmış fasulye ve haşlanmış nohut olmak üzere 4 çeşit ürünümüzle raflardayız” dedi.
Kitapta 175 farklı bulgurlu yemek tarifi yer alıyor
Anadolu’nun Bulgurlu Yemekleri kitabının içeriğini anlatan Dr. Nermin Işık, kitabın hazırlanma aşamasında, tarifler için çok sayıda kaynak kişiyle görüşüldüğünü ve bulgurla ilgili geniş tabanlı bir literatür taraması yapıldığını söyledi. Nermin Işık, “Kitapta yer alan yemek tarifleri; çorbalar, etli bulgur yemekleri, köfteler, dolma ve sarmalar, bulgurlu sebze yemekleri, salatalar, pilavlar, hamur işleri ve tatlılar olmak üzere dokuz bölüm altında toplandı. 2003’teki basılan ilk baskıda yer verilen 112 farklı yemek tarifine, 63 yeni tarif daha ekleyerek 175 farklı tarif ile ikinci baskımızı gerçekleştirmiş olduk. Tarifler denenerek, kitaba destek veren çok sayıda panelist tarafından değerlendirildi. Uygun görülmeyen tarifler, kaynak kişilerin bilgisine başvurularak tekrar denendi ve standart ölçüleri geliştirildi” dedi.