IGH Aroma Türkiye Ülke Yöneticisi Figen Ökmen Can, “Yeni ürün ve Ar-Ge çalışmaları müşterilerimizden gelen talep ya da tamamen bizim proaktif olarak hazırladığımız konseptler ile şekilleniyor” diyor.
-Sayın Figen Ökmen Can, IGH Aroma’nın kuruluş öyküsünü ve faaliyet alanlarını anlatır mısınız?
IGH Flavours & Technology S.A., her türlü ürün için aroma üreten ve birçok farklı B2B gıda kanalında faaliyet gösteren bir fabrika olarak faaliyetlerine 1957 yılında İspanya’nın Murcia şehrinde başlamıştır. Bugün; pastacılık, şekerleme, içecek, süt ürünleri, dondurma, diyet ve spor beslenmesi, atıştırmalıklar, hazır yemekler ve et sektörü gibi çeşitli alanlarda kullanılan aromaları üretmektedir.
Böylece aroma üretimine ek olarak pastacılık alanında faaliyet gösteren firmalar için dolgular, soslar ve preparatlar, dondurma sektörü için toppingler, içecek sektörü için de emülsiyon ve kompoundlar üretmeye başlamıştır. IGH ayrıca gelişen diyet ve spor beslenme ürünleri pazarı için toz aroma portföyünü ve maskeleme çözümlerini de genişletmiştir.
1997 yılında, yaşam bilimleri alanında fonksiyonel hammadde çözümleri sunan, yine İspanyol menşeli Disproquima Grup tarafından satın alınan IGH, artık farklı kıtalarda 30’dan fazla ülkede ticari varlığa sahip, iddialı bir büyüme planını takip eden bir üretici konumundadır.
-IGH olarak hangi sektörlerde etkinsiniz? Gıda portföyünüzde hangi tür ürünler yer alıyor? Ürünlerinizin özellikleri nelerdir?
IGH Türkiye olarak ağırlıkla şekerleme, içecek ve pastacılık sektörlerine hizmet veriyoruz. Hem bu sektörlerdeki payımızı artırmak hem de farklı sektörlere de hızlı hizmet götürebilmek ve bir çözüm ortağı olabilmek için, İstanbul’daki Ar-Ge laboratuvarımız, proaktif ve yaratıcı çözümlerle müşterilerimiz ile aramızda güçlü bir bağ kurmamızda ana desteğimiz diyebilirim.
IGH aromalarının en önemli özelliği geliştirildikleri bölgenin kültüründen esintiler taşımalarıdır. Aroma dediğimizde ana hatları ile duyusal bir deneyimden bahsettiğimiz için, kişilerin kültürel alışkanlıkları, beğeni üzerinde ana rol oynuyor.
IGH konumu itibarı ile Akdeniz kültürünün hakim olduğu bir firma olduğundan geliştirdiği aromalarda Türk damak tadı ile benzerlikleri daha kolay yakalayabildiğini düşünüyorum. Bu da bize müşterimizi daha iyi anlama ve hızlı çözüm sunma avantajını sunuyor.
-Yeni ürün ve Ar-Ge çalışmaları hakkında bilgi alabilir miyiz?
Daha önce de bahsettiğim üzere, Ar-Ge bizim can damarımız. Türkiye’deki Ar-Ge çalışmalarımızda İspanya’daki Ar-Ge merkezimiz ve aromatisyenlerimizin eli hep üzerimizde. Bu sinerji sayesinde onlar bizim kültürümüzü ve damak tadımızı daha iyi anlarken, biz de kendimizi hem teknik hem de uygulama açısından geliştirme imkanı buluyor ve çok güzel işlere imza atıyoruz.
Yeni ürün ve Ar-Ge çalışmaları müşterilerimizden gelen talepler ya da tamamen bizim proaktif olarak hazırladığımız konseptler ile şekilleniyor. Özelikle proaktif Ar-Ge çalışmaları için hem satış ekibimiz hem de Ar-Ge ekibimiz pazardaki trendleri sıkı takip ediyor ve aromalarımızı bu yeni trendlere adapte edip, müşterilerimizi yaratıcı yaklaşımlarla sürekli besliyorlar.
IGH’nin ana sloganların biri “challenge us” yani bir anlamda bizi sonuna kadar zorlayın, meydan okuyun ve hep birlikte yaratalım demek. Sloganı bu olan bir firma için Ar-Ge çalışmalarının büyüme stratejisinin en önemli parçalarından biri olduğu sonucunu kolaylıkla çıkarabiliriz.
-Koronavirüs pandemisinin firmanız ve sektör üzerindeki etkilerini anlatabilir misiniz? Bu konuda ne tür çalışmalar yaptınız ve yapıyorsunuz?
Hemen hemen tüm endüstriler gibi aroma pazarının da bir darbe aldığını, pandemi sebebi ile yaşanan sıkıntıları Türkiye’de de fazlaca hissettiğimizi söyleyebilirim. Pandemi sürecinde yaşadığımız dönemsel kapanmalar insanların tüketim alışkanlıklarını değiştirdi.
Tüketiciler virüsten korunmaya yardımcı olmak için bağışıklıklarını ve genel sağlıklarını güçlendirmeye odaklandıkça, işlevsel ve bitki bazlı ürünler gibi var olan bazı trendler hızlandı.
Örneğin; daha sağlıklı, bağışıklığı güçlendiren yiyecekler olarak floral tatlar dediğimiz ebegümeci ve gül gibi çiçek aromalarının içeceklerin ötesine geçerek, şekerleme, fırıncılık ve süt ürünleri uygulamalarına girdiğini görmeye başladık. Dolayısı ile biz de IGH olarak bu süreci kendimiz için yeni bakış açıları edinme ve yeni ürünler geliştirme fırsatı olarak değerlendirdik.
Pazarın pandemiye bağlı olarak değişen aroma ihtiyaçları doğrultusunda aksiyon alarak, yeni aromalar ve kombinasyonlar geliştirmeye ağırlık verdik.
Böylece müşterilerimize tedarik sıkıntısı yaşatmadan pandeminin ağır seyrettiği dönemlerde ful hizmet vermeye gayret ettik. Pandemi koşullarında, gıda sektörü çalışanlarının da aynı sağlık sektörü çalışanları gibi ön saflarda savaştığını, ekipçe deneyimleyerek gördük.
-Zor bir yıl olan 2021’i nasıl geçirdiniz? 2022’ye nasıl bakıyorsunuz?
2021 yılı bizim için büyüme yılıydı. Tam ya da kısmi kapanmaların olduğu aylarda düşüşler görsek de, tüm yıla baktığımızda rakamlar açısından yüzümüzü güldüren bir yıldı.
2022’ye iyimserlik, umut ve güvenle bakmaya devam ediyoruz. Şimdiden iyi yaptığımız bir işin bu yıl olmasa da bir sonraki yıl fayda sağlayacağını biliyoruz. 2022’de halihazırda iyi yönettiğimiz araştırma geliştirme süreçlerimizi, kısa tedarik sürelerimizi, esnek servis sağlama kalitemizi geliştirip, müşterilerimiz için en güvenilir çözüm ortaklarından biri olmak ana hedeflerimiz arasında olacak.
Pandemiden çıkardığımız derslerle değişen pazar taleplerini sıkı takip etmeye devam edip, yenilikçi Ar-Ge çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Pandeminin etkisinin hafiflemesini umarak, yeniden fuarlara katılarak, atölyeler ve seminerler düzenleyerek, müşterilerimiz ile yeniden bir araya gelmek ise en büyük isteğimiz.
–Dünyadaki ve Türkiye’deki trendlere bakınca; temiz etiket, bitki bazlı ürünler, tüketici talepleri vb. kavramların öne çıktığını görüyoruz. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
İnsanlar yeni trendleri, tatları ve yenilikleri denemeye artık daha açık diye düşünüyorum. Tüketicilerin değerleri var ve kendilerine artık daha iyi bakıyorlar. Bu yüzden sağlıklı ve doğal beslenmek ve daha iyi bir dünyanın parçası olduklarını hissetmek istiyorlar. Dolayısıyla yediklerimiz daha iyi bir çevreye katkıda bulunabilirse, kendimizi daha iyi hissediyoruz.
Sektörümüze baktığımızda, süregelen trend olarak doğal aromalara olan talebin artmaya devam ettiğini görüyoruz. Daha az işlenmiş içerik maddelerine duyulan ihtiyaç gün geçtikçe artıyor ve son tüketici, ürün etiketlemesine giderek daha fazla dikkat ediyor. Bu nedenle, IGH olarak çabalarımız, etikette doğal olarak deklare edilebilecek aromaların formülasyonu için farklı hammaddeleri elde etmeye odaklandı.
Şanslıyız ki, bunu yapabilecek kapasitede teknisyenlerimiz ve aromatisyenlerimiz var ve bu konu üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyor.
IGH ayrıca yine gelişen bir trend olan vegan gıda sektörü için de yeni çözümler geliştiriyor. Vegan gıda satın alan her insanın vegan olmadığını aklımızda tutarak, daha az et yemenin çevreye yardımcı olabileceğinin bilincinde olan insanların da varlığını bilerek, vegan dana eti aromamız ile vegan burgerleri tatlandırmak için projeler üzerinde çalışıyoruz.
Sonuçta IGH olarak odağımız her zaman müşterilerimize katma değerli çözümler sunmaya devam etmek olacak. Hammaddeden yarı mamul ve nihai ürüne kadar pek çok ürünü tedarik edebiliyoruz ve bu fikri tüm pazarlara taşıyarak büyümeye devam etmek niyetindeyiz.