1978 yılında kurulan Aygem Elektrik Makina Sanayi, Türkiye’de sinek öldürme cihazları ve hijyen ekipmanları alanında ilklere imza atmış imalatçı kuruluşlardan biri. Firma, İzmir-Çiğli’deki A.O.S.B’de faaliyetlerine devam ediyor.
-Sayın Tapucu, hijyen ekipmanları tam olarak ne demek biraz açar mısınız?
Biliyorsunuz gıda işi şakaya gelecek bir iş değil, üretim aşamasından paketlenme aşamasına kadar çok sıkı denetimlerden geçiyor. Burada personelin hijyeni de çok büyük önem teşkil etmektedir. Başında bonesi, üzerinde önlüğü olmalı evet ama ellerin ve çoğu yerde botların veya ayakkabılarının da steril olması gerekmektedir. Bizler kullanım alanlarına göre ekipmanlar dizayn ederek personelin bu koşullara uymasını zorunlu hale getiriyoruz. Örneğin el dezenfektanlı turnikelerimiz, personel elini dezenfekte etmezse geçişine izin vermiyor. Bir diğer modelde örneğin; personel yürürken sanitasyon ünitesinin tabanında bulunan paspas ya da dönen fırçalar sayesinde ayakkabı ya da çizmeler, son aşamada da eller dezenfekte edildiği takdirde turnikeden geçiş komutu geliyor. Genel olarak bakteri oluşmasını önleme amaçlı, bir şekilde sterilizasyonu sağlayan ürünler ki bunlara evyeler, paslanmaz çelik dolaplar da dahil bu isimle anılıyor.
-2014 yılı firmanız açısından nasıl geçti? Yıl sonu üretim, ihracat, satış vb. hedeflerinizi yakaladınız mı?
2014 yılı bizim için diğer yıllardan çok da farklı geçti diyemeyeceğim. Hedeflerimizde bir sapmaya uğramadık, hatta bir miktar da üzerine çıktık diyebiliriz. Ama eğer “2014’teki en önemli şey nedir” derseniz “aldığımız kararlar” derim. Bu sene için çok radikal kararlar aldık, şirket içinde oldukça dinamik bir ekip oluşturup, daha kurumsal olmak adına elimizden gelen gayreti göstermeye çalıştık. Bu da tabii ki çok olumlu geri dönüşler sağladı.
– Aygem olarak en büyük gurur kaynağınız hangi projelerdir?
Öncelikle Sayın Yılmaz Tapucu’nun önderliğinde mütevazi bir aile şirketi olarak başlayıp bugün İzmir’in ve Türkiye’nin sayılı kuruluşları arasına girebilmek bizim en büyük gurur kaynağımızdır. Ayrıca Aygem markalı ürün kullanımının birçok kurumda bir statü aracı haline gelmesi de bizim için tarifi olmayan bir duygudur. Proje bazında ise bugün İzmir’e yakışır yeni fuar alanı başta olmak üzere tüm İzfaş, İzmir Metro ve İzban duraklarında ve geçiş yerlerinde Aygem turnikelerinin var olması da fazla söze gerek bırakmamaktadır.
– 2015 yılı üretim, ihracat hedefleriniz nelerdir?
Bilindiği gibi ihracat sadece Aygem için değil ülkemiz için de hayati önem taşıyan bir konudur, biz meseleye böyle bakıyoruz. 2014 yılı bizim için dış ticaret politikamızı gözden geçirip, eksik olduğumuz konuları tamamlama yılı olmuştur, 2015’te Aygem’in ihracat hedefi yurtdışında da yurtiçinde olduğu gibi markasının kalite ile eşdeğer olarak anılmasını sağlamaktır.
– Sizce sektörünüzün en önemli sorunları neler ve siz ne tür çözümler öneriyorsunuz?
Bizim sektörümüzün en önemli sorunu denetim mekanizmasının işlememesi ya da işletilememesidir. Özellikle hijyen sektöründe her yıl bizi tamamen taklit eden en az 3-4 firma açılmakta ve bunlar da birkaç sene içerisinde kapanıp gitmektedir. Kullandığı malzeme kalitesiz veya Uzakdoğu menşeli olduğundan çoğu erkenden arıza vermektedir.
Birçok müşteri, görünüş olarak bir fark olmadığı için sadece fiyatı kıyaslayıp ucuz olanı tercih ediyor. Maalesef işin en hassas kısmı olan servis hizmetine, yedek parça garantisinin olup olmadığına bakmıyorlar. Sorunlar çıkmaya başladığında ise kendisine muhatap bile bulamaması çok acıdır. İşin trajikomik yanı ise daha sonra tekrar kaliteli olanı almak durumunda kalmasıdır. Benim tavsiyem, öncelikle iyi bir araştırma yapmaları, sağlam referansları olan firmaları tercih etmeleri. Ama olur da böyle bir şey başlarına gelirse de pes etmeyip sonuna kadar haklarını arasınlar. Gerekiyorsa tüketici haklarına gitsinler.
Biz belgeler konusunda da çok hassasız. İşimizin % 90 gıda kuruluşlarıyla bağlantılı fakat gene çok acıdır ki ortalıkta TSE belgesi olmayan kuruluşlar çok rahatlıkla iş yapabiliyor. Bu konuda da yetkilileri daha duyarlı olmaya davet ediyoruz.