Hindistan, Çin, Sri Lanka, Endonezya, Kenya, Japonya ve Türkiye ile birlikte 30’a yakın ülkede ekonomik düzeyde çay üretimi gerçekleştiriliyor.
Dünya üzerinde çay bitkisi, kuzey yarım kürede yaklaşık 42 enlem derecesinden, güney yarım kürede 27 enlem derecesine kadar olan kuşak üzerinde yetiştirilmektedir. Yağışın bol ve iklimin sıcak olduğu bölgelerde yetiştirilmesine rağmen dünyada çay üretiminin ekonomik olarak yapıldığı yerler sınırlıdır. Hindistan, Çin, Sri Lanka, Endonezya, Kenya ve Japonya çay bitkisinin yaygın olarak yetiştirildiği ve çay üretiminin yoğun olarak yapıldığı ülkelerdir. Bu ülkeler ve Türkiye ile birlikte 30’a yakın ülkede ekonomik düzeyde çay üretimi gerçekleştirilmektedir.
Çay yetişmesine etki yapan en önemli etken iklim ve topraktır. Yıllık sıcaklık ortalamasının 14 santigrat derecenin altına düşmemesi, toplam yıllık yağışın, 2000 mm’den az olmaması ve aylara göre dağılımının düzenli olması, bağıl nem oranının ise en az % 70 olması, çay bitkisinin normal gelişimi için gerekli olan koşullardır. Çay bitkisi kumdan kile değin değişen yapıdaki asit tepkimeli topraklarda yetişebilmektedir. FAO istatistiklerine göre; dünyada çay tarım alanları 2007 yılında 2.905.768 He, 2008 yılında 2.967.935 He, 2009 yılında 2.997.607 He iken bu rakam 2010 yılında 3.123.561 hektara ulaşmıştır. Önemli çay üreticisi ülkelerden 2008-2010 yılları arasında çay üretiminde ilk sıraları alan Çin 121.156 He ve Hindistan 4.542 He ile üretim alanlarını artırırken Sri Lanka 3.669 He çay tarım alanı ile azaltma kaydetmiştir.
Dünyada çay üretimi 2010 yılında 4.581.060 ton’a (siyah çay, yeşil çay ve diğer çay çeşitleri) ulaşmıştır. 2000-2008 yılları arasında, sekiz yıllık süreç sonunda önemli çay üreticisi ülkelerde en yüksek kuru çay üretim artışı Çin (554 bin ton), en fazla üretim azalışı ise Hindistan’dadır (21 bin ton). 2010 yılında 1.467 bin ton üretim ile Çin 1.sırayı alırken onu 991 bin ton çay üretimi ile Hindistan ve 399 bin ton üretim ile 3. sırayı alan Kenya takip etmiştir.
2009 yılı verilerine göre çay ithalatında dünya genelinde Avrupa Birliği 249.930 ton ile 1. sıraya yerleşirken Rusya Federasyonu 182.149 ton ile 2. İngiltere 145.960 ton ile 3. Sıralamaya yerleşmiş onları Amerika 110.861 ton ve Arap Emirliği 75.255 ton ithalat ile takip etmiştir.
Türkiye, çay tarım alanlarının genişliği bakımından, dünyada üretici ülkeler arasında 7. sırada, kuru çay üretimi yönünden de 5. sırada, yıllık kişi başına tüketim bakımından ise 4. sırada yer almaktadır.
Türkiye’de çayın ekonomideki yeri ve gelişimi
Rize İli ve Artvin İli’nin Borçka Kazasında Fındık, Portakal, Mandalina, Limon ve Çay yetiştirilmesine dair 407 Sayılı Kanun 1924 yılında kabul edilmesi ile birlikte çay tarımı yasal güvenceye kavuşturulmuştur. Bu Kanuna göre başlatılan çay üretimi çalışmalarının yürütülmesinde Ziraat Umum Müfettişi Zihni Derin görevlendirilmiştir. Batum’dan 1937- 1940 yılları arasında çay tohumu ithal edilerek çay bahçesi tesisi çalışmalarına başlanmıştır.
Mart 1940 yılında çıkartılan 3788 Sayılı Çay Kanunu ile çay tarımı ve üretimi, girdi ve kredi sübvansiyonları ile önemli ölçüde desteklenmiş, ayrıca bahçe tesis edeceklere arazi vergisi bağışıklığı ve çay bahçesi ruhsatnamesi alma zorunluluğu getirilmiştir. Bu Kanun yayınlanmasından sonra çay tarım alanları hızla genişlemeye başlamıştır. 1960-1965 yılları arasında ise çaylık alan 214.000 dekar üretici sayısı ise 100 bine ulaşmıştır.
İlk çay fabrikası, 1947 yılında, 60 ton/gün kapasiteli, Rize Fener Mahallesi’nde, Merkez Çay Fabrikası adı altında işletmeye açılmıştır. Çay tarım alanlarının ve yaş çay yaprağı üretiminin artması çay işleme fabrikalarının sayısının da giderek artmasını zorunlu kılmış, 1973 yılında, kurulan yaş çay işleme fabrika sayısı 32’ye, 1999’da Çaykur’un yaş çay işleme fabrikası 46’ya ulaşmıştır.
1963 yılına kadar ithalat ile karşılanan iç tüketim talebi 1963 yılından sonra yurtiçi üretim ile karşılanmaya başlanmıştır.
Türkiye’de çay tarımı ve sanayi faaliyetleri 1938-1948 yılları arasında Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumunca, 1949-1973 yılları arasında ise Tekel Genel Müdürlüğü ve Tarım Bakanlığı işbirliği ile sürdürülmüştür. Çay tarımı ve sanayisinin ekonomik ve sosyal yönden daha etkin hale getirilmesi amacıyla 1971 yılında 1497 sayılı Çay Kurumu Kanunu çıkarılmış, çıkarılan bu Kanun ile çay ile ilgili tüm faaliyetler, bir İktisadi Devlet Kuruluşu olarak kurulan Çay Kurumuna devredilmiş ve Çay Kurumu (ÇAYKUR) 1973 yılında fiilen faaliyete geçmiştir.
1973 yılından 1984 yılına kadar Çaykur, ülkenin tarım politikasına uygun olarak çay tarımını geliştirmek, kalitesini ıslah etmek ve işlenmesini teknik esaslara göre yürütmek, iç ve dış pazar isteklerine uygun ürün üretmek gibi konularda tekel konumunda faaliyetlerini sürdürmüştür.
1984 yılına kadar devlet tekeli altında sürdürülen çay işletmeciliği Aralık 1984 tarih ve 3092 sayılı “Çay Kanunu” ile serbest bırakılmıştır. Kanunun 1. Maddesinde; gerçek ve tüzel kişilerin yaş çay işleme ve paketleme fabrikaları kurup işletebilecekleri, ihtiyaçları olan yaş çay yaprağını doğrudan üreticilerden satın alabilecekleri belirtilmiştir.
1982 yılında Kamu İktisadi Kuruluşu (KİK) niteliğine dönüştürülen Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü, 1994 yılında çıkartılan 4046 Sayılı “Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun” 35. maddesi gereğince, İktisadi Devlet Teşekkülü (İDT) statüsüne alınmıştır.
Çaykur, 3046 sayılı Yasanın 4060 sayılı Yasayla değişik 4. ve 3313 sayılı Yasayla değişik 10. maddeleri uyarınca 26 Kasım 2002 tarihinde Tarım ve Köyişleri (Gıda, Tarım ve Hayvancılık) Bakanlığının ilgili kuruluşu olmuştur.
Çay tarımı
Türkiye’de çay tarımı, olağan çay ekolojisinin (tropik ve subtropik iklim kuşaklarının) dışında, 42 kuzey enleminde, kuzey doğusu, soğuğu kesen Kafkas sıradağları, güneyi ve doğusu birden bire yükselen, yükseklikleri 3500 metreye ulaşan ve denizden gelen nemli rüzgârların yağış bırakmalarına neden olan Kaçkar sıradağları ile çevrili, denize açık, kuytu bir mikro klimada yapılmaktadır.
Gürcistan Cumhuriyeti sınırından, Trabzon’un Araklı-Karadere sınırına kadar olan Karadeniz kıyı şeridi ve yer yer 30 km. içerlere kadar giren ve yaklaşık l000 m. yüksekliklere kadar uzanan yamaçlar, çay yetiştiriciliği için en elverişli bölge olması nedeniyle birinci sınıf çay bölgesi, Araklı-Karadere’den başlayan Ordu’nun Fatsaİlçesi’ne kadar uzanan bölge iseikinci sınıf çay bölgesi olarak tanımlanmaktadır.
Türkiye, Gürcistan Cumhuriyeti, İran ve Japonya’da yaş çay ürünü, Mayıs-Ekim arasındaki 6 aylık süre içerisinde üç sürgün şeklinde hasat edilirken, diğer üretici ülkelerde bu süre 9 ila 12 ay devam etmektedir. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde 758 bin dekar çaylık sahada yaklaşık 203 bin üretici çay tarımı ile uğraşmaktadır. Yıllık yaş çay ürünü rekoltesi iklim ve tarımsal teknik önlemlere bağlı olarak 1.100 – 1.250 bin ton arasında değişebilmektedir.
1985 yılında sektördeki toplam alımın % 95’i Çaykur, % 5’i Özel Sektör tarafından yapılıyor iken, bu oran özel sektör fabrika sayısındaki artış paralelinde her yıl değişerek 2011 yılında % 53’ü Çaykur, % 47’si Özel Sektör tarafından gerçekleştirilmiştir.
a- Çay tarım alanlarının ruhsatlandırılması: Çay tarımı ruhsata bağlıdır. Çay Bahçeleri en son 93/5096 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 1994 yılında ruhsatlandırılmıştır. Bu Karar ile hem mevcut ruhsatlı çay bahçelerinin yeniden ölçülmek suretiyle ruhsatları yenilenmiş hem de 1994 yılına kadar ruhsatsız olarak tesis edilen çay bahçelerine ilk defa ruhsat verilmiştir. Bu işlemler sonucunda 767 bin dekar çaylık alan tespit edilmiştir. 1994 yılından sonra da günümüze kadar yeni alanlar için ruhsatlandırma işlemi yapılmamıştır. Söz konusu Kararnamenin 6.maddesi ile de yeni çaylık tesisi yasaklanmıştır.
b- Çaylık alanların üreticilere göre dağılımı: Çay tarımı bölgede çoğunlukla küçük aile işletmeciliği şeklinde yapılmaktadır. Çay üreticilerinin % 75,77’si 0,-5.000 metrekare arasında, % 20,9’u 5.000-10.000 metrekare arasında ve % 2,70’i 10.000-20.000 metrekare arasında ve % 59’u 20.000 metrekare üzerinde çaylık alana sahiptir.
c- Çaylık alanların illere göre dağılımı: Çaylık alanların % 65,62’si Rize, % 20,46’sı Trabzon, % 11,3’ü Artvin, % 2,6’si ise Giresun ve Ordu illerinde bulunmaktadır.
d-Çay bahçelerinin budanması: Kaliteli kuru çay üretebilmek için, özellikle hammaddeyi oluşturan çay bitkisinin kalitesini iyileştirici tedbirlerin alınması gerekmektedir. Kaliteyi artırıcı tedbirlerin en önemlisi budama işlemidir. Bu sebeple, çay bahçelerinin ıslahı ve kaliteli çay üretiminin temini amacıyla 1994 yılında 93/5096 sayılı Bakanlara Kurulu Kararı yürürlüğe konulmuştur. Bu Karar ile her yıl çay bahçelerinin 1/5 oranında budanması ve budamadan dolayı üreticilerin uğradıkları gelir kaybının tazminat olarak üreticilere ödenmesi amaçlanmıştır. 93/5096 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, yaş çay yaprağının kalitesini artırmak ve çaylıkların gençleştirilmesi için önemli bir adım olmuştur.
Uygulama süresi başlangıçta 5 yıl olan 93/5096 sayılı Kararnamenin süresi; bu projeden olumlu sonuç alınması üzerine 7.10.1998 tarih ve 98/11807 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile beş (5) yıl daha uzatılmıştır. 93/5096 sayılı Kararname, daha sonra 7.5.2001 tarih ve 2001/2493 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değiştirilerek ödemelerle ilgili gerekli düzenlemeler yapılmıştır.
Çay tarımında budama nedeniyle yaşanan olumlu gelişmelerin devam ettirilmesi amacıyla 2004 yılında, 01.01.2005 tarihinden geçerli olmak üzere 2004/7758 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı yayımlanmıştır. Bu Karar ile bu defa çay bahçelerinin 1/5 yerine her yıl 1/7 oranında olmak üzere 7 yıl boyunca budanmasına başlanmıştır. Bu Kararın uygulama süresi de 2011 yılında sona ermiştir.
Kaliteli çay yaprağı temini amacıyla budamaya tabi tutulan çaylıklar nedeniyle üreticilerin uğradığı gelir kaybının tazminine dair 2011/2526 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 28.12.2011 tarih ve 28156 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yeni Kararname yürürlüğe girmiştir. Kararnamenin yürürlülük tarihi 01.01.2012 olup 10 yıl için geçerlidir.
e- Organik çay tarımı ve üretimi çalışmaları: Doğu Karadeniz bölgesinin doğal şartları gereği, tarımında kimyasal mücadele yapılmaması nedeniyle üretilen kuru çaylarda pestisid kalıntısı bulunmamaktadır. Bu durum organik tarım için ciddi bir avantaj olduğundan Çaykur tarafından Borçka Bölgesi alanı Muratlı Çay Fabrikası hinterlandı ile Çamlıhemşin ve Rize Hemşin ilçe havzalarını organik çay tarımı yapılacak alan olarak belirlemiştir.
Avrupa Birliği aday ülkesi olan Türkiye, sürecin olumlu neticelenmesiyle birlik içerisinde siyah ve yeşil çay üretiminde olduğu gibi tek “Organik Çay” üreticisi üye ülke olacaktır.
Organik çay tarımını bölgeye yerleştirmek amacıyla yapılacak çalışmaların organizasyonu için Çaykur bünyesinde oluşturulan Kurul, öncelikle üreticilerin organik çay üretebilmesi için projenin teknik altyapısı, tarımsal eğitim ve prosedür çalışmaları anlamında yapılması gereken işlemleri tespit etmiş ve düzenli olarak toplantılar tertip etmiştir. Bu çalışmalar aralıksız olarak sürdürülmektedir.
Çaykur tarafından konvansiyonel çay tarımında olduğu gibi organik çay tarımını da ülkemize yerleştirmek ve sanayisini geliştirmek amacıyla Rize İli Hemşin ilçesinde organik ve konvansiyonel yaş çay yaprağı işleyecek 100 ton/gün kapasiteli bir fabrika kurulmuştur. 2009 yılı yaş çay kampanyasında Hemşin Organik Çay Fabrikası adıyla üretime geçen fabrikada, 2010 yılında 152 ton organik siyah kuru çay üretilmiştir. Ayrıca 5 ton organik yeşil çay üretilmiştir. 2011 yılında ise 313 ton organik siyah kuru çay üretilmiştir. 2010 yılında ÇAYKUR markası altında organik çay piyasaya sunulmuştur.
Çaykur’a ait Hemşin Organik Çay Fabrikası hinterlandında yer alan 1.438 üreticiden 1.313 ‘ü organik çay tarımı yetiştiriciliğine katılmıştır. Bu üreticiler, toplam 3.364 dekar alanda organik çay tarımı yapmaktadır. 2011 yılında Teşekkülümüzce, organik çay tarımı için üreticilerimize 927.772,76 TL tutarında destekleme ödemesi yapılmıştır.
Ayrıca özel sektör tarafından da organik çay üretim çalışmaları yapılmaktadır.2011 yılı kampanya sonu itibari ile tam organik üretim yapan üretici sayısı 1.010, tam organik üretim yapılan çaylık alanı (dekar) 2.531, tam organik ürün satan üretici sayısı 959, tam organik ürün alınan çaylık alan miktarı (dekar) 2.444,satın alınan tam organik ürün miktarı (ton) 1.743, dekara verim (tam organik) 713 kg, üretilen siyah kuru çay 286.615 kg, üretilen yeşil kuru çay 5.355 kg olarak gerçekleşmiştir.
2011 yılı için organik çay tarımı yapan üreticilere yaş çay ürünündeki artış göz önüne alınarak; tam organik üretim sağlayan üreticilere 415 TL/dekar, 2. geçiş yılında olanlara 250 TL/dekar, 1. geçiş yılında olanlara 140 TL/dekar olmak üzere bazlı ve teşvik bazlı destekleme yapılmıştır.
Organik çay tarımında uygulanan kültürel tedbirlerin (özellikle gübrelemenin) etkinliğine bağlı olarak; 2009 yılında 447 kg olan dekara tam organik verim miktarı, 2010 yılında 508 kg, 2011 yılında 713 kg’a kadar yükselmiş olup rekolte artmaya devam edecektir. 2011 yılı sonundan itibaren organik çay tarımı yapmak üzere Teşekkülümüze müracaat eden bölgelerden yapılan çalışmalar sonucunda; köy ve mahalle sayısı 18, alımyeri sayısı 54, üretici sayısı 3.338, çaylık alan miktarı 13.086 dekar çaylık alanının organik çay tarımı projesi kapsamına alınması uygun görülmüştür. Organik çay tarımı yapmak üzere Teşekkülümüze müracaat eden üreticilerin katılımı ile 2012 yılından itibaren Organik Çay Tarımı yapacak; köy mahalle sayısı 30, alımyeri sayısı 79, üretici sayısı 4.776, çaylık alan miktarı 16.642 dekar olarak hedeflenmiştir. Yapılacak çalışmalar ile organik çay tarımı yapılacak üretici sayısının ve çaylık alanlarının artırılması planlanmaktadır.
Çay pazarlama
İç satış: Çaykur tarafından üretilen paketli çaylar, çay dağıtım açısından stratejik konuma sahip 9 ilde faaliyet gösteren, 7 adet Pazarlama Bölge Müdürlüğü, 2 adet Pazarlama ve Üretim Bölge Müdürlüğü kanalıyla, iç piyasada satışa sunulmaktadır.
Çaykur, stratejik öneme sahip 9 ilde oluşturduğu Pazarlama Bölge Müdürlüklerine çevre illerden oluşan bir hinterlant bağlanmış ve her il için de belirli sayıda bayilikler tespit etmiştir. Halen Çaykur iç satışlarını pazarlama bölge müdürlüklerine bağlı 81 ilde faaliyet gösteren 174 bayi vasıtasıyla gerçekleştirmektedir.
Çaykur tarafından Türk Gıda Kodeksi Siyah Çay Standardına uygun kalitede çay üretilmekte ve Çaykur markasıyla değişik isimlerde kendine özgü ambalajlarda piyasaya sürülmektedir. Çaykur mamullerini belirlemiş olduğu toptan satış fiyatlarıyla, bayilerine doğrudan, mağazalar zinciri statüsünde faaliyet gösteren sabit bayilerine bayi veya organizatör firma aracılığı ile satmaktadır.
Hipermarket ve mağazalar zinciri statüsündeki firmalar son yıllarda tek olarak veya birleşme yoluyla perakende sektöründe büyük gelişmeler göstermiş, yurtiçi pazar paylarını yaklaşık % 50’ler seviyesine yükseltmiştir.
Zincir mağazalar ürün bazında, üretici firmalara karşı tek satıcı durumunda olabilmekte ve raf bedeli gibi birçok market içi aktivitelerden pay istemektedirler.
Özel sektör çay işletmeleri 1985 yılından itibaren, üretim kapasitelerini artırmak suretiyle pazardan pay almaktadır. Dolayısıyla, özel sektörün iç pazardaki pazar payı % 35-40 düzeyindedir.
Dış satış: Ülkemiz çaycılığının sağlıklı bir yapıya kavuşturulabilmesi, üretim tüketim dengesinin sağlanmasıyla mümkündür. Bu denge bugün itibariyle kurulmuştur.
Bugün dünyada 3,9 milyon ton kuru çay üretilmektedir. Üretilen kuru çayın 1,8 milyon tonu üretici ülkelerde tüketilmektedir. Geriye kalan, 1,6 milyon ton tüketim fazlası çayın ise, dünya pazarlarına sürülmesi için üretici ülkeler arasında büyük bir rekabet yaşanmaktadır.
Dünyada çay üreticisi ülkeler az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler olup, bu ülkelerde hem işgücünün hem de hammaddenin ucuz olması nedeniyle maliyetler oldukça düşük olarak gerçekleşmektedir. Diğer üretici ülkelerin hammadde fiyatları bizim fiyatlarımızdan 1,5-2 kat, işçilik giderleri ise 5 kat daha düşüktür. Bunun sonucu olarak da Ülkemizin, diğer üretici ülkelere göre çay ihraç etme şansı oldukça azdır.
İhracatta fiyat engelinin yanında, kalite konusunda da sorunlar mevcuttur. Kalite konusunun halledilmesi, hammadde kalitesinin ıslahıyla ilgili tarımsal projelere ve teknolojideki eksikliklerin giderilmesine bağlıdır. Avrupa Birliği ve diğer Avrupa ülkelerinde 3.000 ton kadar paketli çay ihraç potansiyeli bulunmaktadır. Çaykur tarafından 2011 yılında çeşitli ülkelere 2.131 ton çay ihracatı yapılmıştır.
Yabancı menşeli çaylar
Çay sektörünü olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri de ülkemize giren yabancı menşeli çaylardır. Türkiye’de yılda yaklaşık 210-225 bin ton civarında çay tüketilmektedir. Bu miktarın 110-115 bin tonunu Çaykur çayları, 80-85 bin tonunu özel sektör çayları, 40-50 bin tonunu da yabancı menşeli çaylar oluşturmaktadır. Özellikle Güney Doğu Anadolu, Doğu Akdeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi sınır illerinde yoğunlukla yabancı menşeli çaylar tüketilmektedir. Bu tüketilen miktarın genel tüketim içerisindeki payı % 20-25 civarında olduğu halde, bu miktarın ancak % 25’lik bölümü resmi ithalat yoluyla yurda sokulmaktadır (Yaklaşık olarak yılda 10.000 ton).
1996 yılına kadar çay ithalatında kg. başına 3.00 USD fon ve % 10 vergi alınırken Gümrük Birliği sürecini müteakip fonlar kaldırıldığından malın esas bedeli üzerinden % 145 vergi alınması ön görülmüştür. % 145 vergi oranına kadar, son beş yıllık ithal edilen çayların ortalama değerleri 2.00USD/Kg.ın biraz üzerinde gerçekleştirildiğinden 2.00USD/Kg.+%145 verginin toplamı daha önce uygulanan 3.00 USD/Kg. fon+%10 vergiye denk düşmektedir.
Ancak birim fiyata uygulanan asgari 2.00USD/Kg.lık emsal değer, 1997’li yıllardan sonra Gümrük Giriş Beyanlarında kg. başına 30 cente kadar düşerek suistimale sebebiyet vermiş ve bu yıllarda çok miktarda yabancı menşeli çayın yurda girmesi sağlanmıştır.
Öte taraftan sınır kapılarından giren tırlar ile kişi başına getirilmesi gerekenin çok üzerinde çay girmiş ve girmeye devam etmektedir. Tüketilen yabancı menşeli çayların % 90’ı vergisiz ve gayri resmi yollardan bu şekilde yurda sokulmaktadır. Yurda sokulan kaçak çaylara gümrük kapılarında el konulup gümrük depolarında stoklanan çayların TASİŞ Genel Müdürlüğünce ihaleyle satılması neticesinde elde edilen faturalar gösterilerek meşrulaştırılmaktadır.
Çay ithalatında bu süreçte meydana gelen bütün bu olaylar devletin ilgili makamlarına Çaykur tarafından yazılı olarak bildirilmiştir. Tedbirler alındıkça bu defa ithalattaki emsal değer olan bu emsal değerler her ay dünya çay borsalarından tespit edilerek Gümrük Müsteşarlığına ve Dış Ticaret Müsteşarlığına bildirildiği halde, ithalatçı firmalar gümrük mevzuatını ve gümrük idarelerini zorlayıp zaman zaman da mahkemeye düşük değerlerle çay ithalatı yapma girişiminde bulunmaktadırlar. Bu durum Türk çay sektörünü olumsuz etkilemekte ve vergi kaybına yol açmaktadır.
Tüm bu olumsuzlukların giderilmesi amacıyla, 21 Temmuz 2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “İthal ve İhraç Edilecek Gıdaların Giriş ve Çıkış Kapılarının Tespit ve İlanına Dair Tebliğ’de Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ’e” göre, çay ithalatında giriş kapısı olarak sadece Trabzon Gümrük ve Muhafaza Baş Müdürlüğüne bağlı Rize Gümrük Müdürlüğü belirlenmiştir.
Çaykur, yurda kaçak yollarla girerek çay sektörünü olumsuz etkileyen ve vergi kayıplarına neden olan yabancı menşeli çaylarla mücadelenin etkinliğini daha da artırmak amacıyla, Gümrük Müsteşarlığı ve ilgili kamu kurumlarıyla yakın işbirliğine giderek çalışmalarını aralıksız sürdürmektedir.
Kaynak: Çaykur