Küresel ısınmanın yaşandığı, artan sanayileşmenin doğal dengede olumsuz etkilerinin hissedildiği, dünya nüfusunun giderek arttığı ve ekonomik önceliklerin değişmeye başladığı aşikardır. Bütün bu durumlar göz önüne alındığında gelecekte bugün olduğundan daha fazla olarak dünyanın en stratejik konusu “Tarım” olacaktır.
Celil ÇALIŞ - ZMO (Ziraat Mühendisleri Odası ) Konya Şube Başkanı
Konya’da 2.240.000 hektar tarım alanında fiili tarım uygulaması yapılmaktadır. Bu alanlardan yaklaşık 540.000 hektarında yeraltı ve yerüstü suları ile sulu tarım yapılmaktadır. Nadas alanları ile birlikte 1.700.000 hektar tarım alanında iklime ve yağışa bağlı bir tarımsal üretim yapma zorunluluğu bulunmaktadır. Konya çiftçisi yaklaşık 1.700.000 hektar alanda iklime ve yağış rejimine bağlı tarım yapmaya zorunlu olduğundan yıllık yaklaşık 700.000 hektar gibi bir alanı nadasa bırakmaktadır. Konya jeolojik yapı itibarı ile kapalı havza konumunda olduğundan bölgenin kendi yağış havzası ve yerüstü su kaynaklarından başka su varlığından faydalanamamaktadır.
Küresel ısınmanın yaşandığı, artan sanayileşmenin doğal dengede olumsuz etkilerinin hissedildiği, dünya nüfusunun giderek arttığı ve ekonomik önceliklerin değişmeye başladığı aşikardır. Bütün bu durumlar göz önüne alındığında gelecekte bugün olduğundan daha fazla olarak dünyanın en stratejik konusu “Tarım” olacaktır. Tüm dünyanın önemini daha iyi kavradığı bugünlerde tarımın değişen ekonomik koşullara uyum sağlayabilmesi için teknoloji ve eğitimle daha iç içe olması bir zorunluluktur. Tarımsal üretimde bilgi ve teknik açısından köprü vazifesi gören ziraat mühendislerine günümüzde daha çok ihtiyaç duyulmakta ve ziraat mühendislerinin görev ve sorumlulukları ile mesleğin önemi daha da artmaktadır.
“Tarım ülkesi olduğumuzu kabul etmeliyiz”
Kaliteli, verimi yüksek, sağlıklı ve karlı bir üretim için tarladan sofraya kadar üretimin her alanında üretici doğru bilgi ve yönlendirmelere ihtiyaç duymaktadır. Üreticilerin bu ihtiyaçları ancak yetişmiş ve tarım gönüllüsü ziraat mühendisleri ile karşılanabilir. Meslektaşlarımız, günü geldiğinde Türk tarımının gelişmesinde sorumluluk ve katılımcı bir misyon yüklenmelidir.
Su varlığı kıtsa, yağışlar yeterli değilse Konya sulu tarımı azaltsın veya çıksın demeye kimsenin hakkı yoktur. Sosyal devlet özelliği ile insanların doğduğu yerde doyurulması adına gerekli yatırımlar yeterince yapılmalıdır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı son yıllarda dillendirdiği ancak bir türlü adım atamadığı havza bazlı ürün destekleme modelini bir an önce hayata geçirmelidir. Bunun yanında ürün gruplarına göre üretici birliklerinin kurulmasını sağlamalıdır. Tarım ülkesi olduğumuzu kabul ederek ekonomik kalkınma hamlemizi tarımdan başlatmalıyız. Bu kapsamda çiftçiliğin meslek haline getirilmesi konusunda üretici birliklerinin oluşturulması için yol gösterici ve destekleyici yönetmelik ve kanunları hayata geçirmeliyiz.
Çiftçiliğin meslek haline getirilmesi gerekmektedir. Günümüzde yağış azlığında düşen yağışları, mevcut kullanılabilir su kaynaklarını daha rantabıl kullanabilme adına, hem tarım teknolojisini hem de tarımsal altyapıyı yeniden rehabilite etmemiz gerekmektedir. Sulanabilir tarım alanlarının sulanabilmesi için ekonomik olarak getirilebilir diğer havzalardaki fazla su varlığının KOP bölgesine aktarılması gerekmektedir. Bunun için yeterli kaynak sağlanmalıdır. En kısa zamanda 5403 sayılı Toprak ve Arazi Kullanım Kanunu’na göre zorunlu toplulaştırma yapılmalı, toplulaştırmada bölgenin yağış rejimi ve bitki deseni de göz önüne alınarak bloklar arası mutlaka ağaçlandırılmalıdır. Ağaçlandırmanın yağış etkisi, erozyon kontrolü yanında esen rüzgarlarla nem azalmasını önlemesi ve bölgemizde nisan sonu, mayıs başlarında esen hububatın döllenme döneminde olumsuz etkisi görülen esintinin önüne geçilecektir. Ülkemiz bir tarım ülkesidir. Ekonomik kalkınma hamlemiz tarımla gerçekleşecektir.