Coşkun Et, “Coşkun Gurme” adı altında yeni marka çalışmalarını 2011 Şubat ayı itibarıyla tamamladı. Coşkun Et Pazarlama Yöneticisi Suna Coşkun, Coşkun Gurme ürünlerini, ilk olarak Merter’de açılacak olan Carrefour mağazasında görücüye çıkacaracaklarını söylüyor.
– Sayın Coşkun, 2010 yılını Coşkun Et olarak nasıl geçirdiniz? Planlanan hedefleri tutturabildiniz mi?
Dünyada çeşitli sektörlerde yaşanan krizler, er ya da geç dahi olsa gıda sektörünü de etkilemektedir. 2010 yılının ilk çeyreğinde piyasalarda yaşanan durgunluk, et sektörüne yansıdığı gibi firmamızda da hissedilmiştir. Yaşanan krizin yanı sıra et fiyatlarındaki istikrarsızlık, sürekli artış gösteren tablo; bizi, et ürünleri üreticilerini, olumsuz yönde etkilemiştir. Sektörde yaşanan et krizi çeşitli bölgelere yapılan teşviklerle olsa dahi aşılamayınca, çare ithal etin açılmasında bulunmuştur. Bu sayede sağlanan et fiyatlarındaki azalış piyasa hareketlenmelere yol açtı. Düşen fiyatlar karşısında rekabet arttı. Coşkun Et olarak, yılın üçüncü çeyreğinde almış olduğumuz karar ile saha yönetimi yatırımına başlayıp, durgun başlayan yılı planlanan büyüme ve hedef ciro ile kapamayı başardık. Bunun yanı sıra Coşkun Et, 2009’da almış olduğu karar sonucunda, 2010’da Afyon Organize Sanayi Bölgesi içinde üretim fabrikası temellerini attık. Yine Afyon Köprülü Köyü’nde bulunan besi çiftliğimizin kapasitesini 8000’e çıkardık.
-Yeni ürün ve Ar-Ge çalışmalarınızdan söz eder misiniz?
2010 yılında aldığımız karara göre Coşkun Et, ürün yelpazesini genişletmek ve her kitleye hitap edebilmek amacıyla “Coşkun Gurme” adı altında yeni marka çalışmalarını 2011 Şubat ayı itibarıyle tamamlamıştır. Coşkun Gurme ürünlerimizi ilk olarak Merter’de açılacak olan Carrefour mağazasında görücüye çıkarıyoruz. Gurme markamız diğer ürünlerimizden daha fazla çeşide sahip ve spesiyaldir. Gurme ürünlerimizin gerek ambalajı gerekse lezzeti üzerinde bir seneyi aşkın bir süre çalıştık. Yurtdışında, dünyanın önde gelen baharat firmasıyla, işbirliği içerisinde yapmış olduğumuz Ar-Ge çalışmalarıyla Coşkun Gurme ürünlerini tamamladık. Sıra bu ürünleri tüketiciyle buluşturmaya geldi. Tüketicilerimiz bu ürünleri butik şarküteri ve ulusal zincir marketlerinde bulabilecekler.
-Sektörünüzün Türkiye’deki pazarı hakkında bilgi verir misiniz?
Kırmızı et, insan sağlığı açısından son derece önemli bir besindir. Türk toplumunda yapılan geleneksel Türk yemeklerinde et ve et mamullerinin büyük yeri vardır. Fakat Türkiye’de bilerek veya bilmeyerek yapılan bazı yayınlar tüketiciyi kararsızlığa götürse dahi kırmızı et kullanımı kaçınılmazdır. Sektörün Türkiye’deki pazarında yaşanılan bazı olumsuzluklar sonucunda insanlar ikame ürünleri tercih etseler de kırmızı et tüketmek protein değeri açısından son derece önemlidir. Fakat bilinçsizce çıkan haberler ve et fiyatlarındaki ivmeye bağlı olarak, Türkiye’deki et tüketimi dünya ortalamasının oldukça altındadır. Türkiye’de et tüketmek düşük gelirliler için lüks tüketim olarak görülmektedir.
-Sektörünüzü, gelişmiş ülkelerdeki sektörle kıyasladığınızda ortaya nasıl bir tablo çıkar?
2010 yılındaki et fiyatlarındaki artış, ülkemizde az olan et tüketimini daha da aşağı çekmiştir. Gelişmiş Avrupa ülkelerine göre düşüktür. Avrupa’da tüketim miktarı yıllık kişi başına 75 kilo iken, Türkiye’de 6 kilo bile değil. Bu düşük tüketimin ilk sebebi, kırmızı et fiyatlarının beyaz ete oranla yüksek olmasıdır. Geliri düşük olan halk çareyi beyaz ete yönelmekte buluyor. Bunun sebebi ise geçmiş dönemden günümüze yansıyan tarım politikalarındaki yanlışlıklardır. Tüketimin düşük olmasının diğer bir sebebi ise, basında çıkan olumsuz haberlerdir. Örneğin doktorların kırmızı etin kolestrolü tetiklediği görüşlerinin etkisi büyüktür. Bu da insan sağlığını hem biyolojik hem de zihinsel anlamda etkiliyor. Daha önce de söylediğim gibi Avrupa ülkelerindeki et tüketimi, Türkiye’ye oranla çok yüksek. Durum yayınlarda çıkan haberler gibi olsaydı, Avrupalı kolesterol hastası olarak doğardı.
-Sektörde yaşadığınız sorunlar ve çözüm önerileriniz nelerdir?
Coşkun Et kurulduğu yıldan bu yana ürünlerini % 100 kırmızı etten üretmektedir. Vizyonumuz, kırmızının adını ve tadını, geleneksel lezzetli ve sağlıklı ürünlerini sadece Türkiye’ye değil dünyaya sunmaktır. Sektörde yaşadığımız en büyük sorun; sadece dana etinden üretilen ürünlerimizin, tavuk, hindi vs. eti ile üretilen ürünler ile fiyat rekabeti içerisinde olmasıdır. Malum kırmızı et fiyatları, beyaz et fiyatlarının çok üzerinde olduğu için rakip firmalarda rekabet edemiyor olmamız firmamız için ciddi bir sorundur. Bu durum elma ile armutu kıyaslar bir müşteri kitlesi ile karşı karşıya bırakmıştır. Sorunun tek çözümü iyi bir denetimden geçmektedir. Ancak bu sayede, tüketici gerçekten % 100 dana etinin lezzetine varmış olacaktır.