Özellikle son günlerde daha da yaygınlaşan “detoks kürleri ile zayıflama” isteği, sağlığı bozabiliyor. Doç. Dr. Halil Coşkun, detoksun bir kilo verme yöntemi olmadığının altını çizerek “Detoks uzman denetiminde kilo vermeye yardımcı olabilir ama obezite için kalıcı yöntem değildir. Kronik hastalığı olanlar için de detoks sağlığı bozabilir” diyor.
Kelime anlamı olarak vücutta biriken toksinlerden arınma anlamına gelen ve uzmanlarca kişinin sağlık problemi yoksa arada bir yapılması önerilen detoks, yanlış uygulandığında sağlığı bozabiliyor. Özellikle kısa süreli ve hızlı bir zayıflama yöntemi olarak sunulan detoksu uygularken dikkatli olunması gerektiğini belirten Doç. Dr. Halil Coşkun, “Detoks bir zayıflama yöntemi değildir. Kişinin zayıflamasına yardımcı olabilir ama yaşam boyu beslenme alışkanlığı haline getirilemez, kişi sürekli detoks yapamaz. Dolayısı ile obezite için kalıcı çözüm değildir” diyor.
Özellikle obez hastaların detoksu bir zayıflama yöntemi olarak görmelerinin yanlış olduğunu söyleyen Doç. Dr. Halil Coşkun, “Obezlerin bu tarz diyet ve yöntemleri kullanmasının riskleri vardır. Sürekli sebze suyu ile kilo kaybedeceğini düşünen kişiler başta hızlı kilo kaybedebilir bunun asıl nedeni vücuttaki ödemin çözülmesidir. Sebze suları protein içermezler; dolayısı ile uzun süre bu detoks uygulamaları protein yetersizliğine sebep olup çözülemeyen ödemlerin meydana gelmesine sebep olabilir.
Çok yaygın olarak tercih edilen juicing detoks uygulaması obez kişilerde sürekli olmamak şartı ile özellikle mevsim geçişlerinde bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için önerilebilir fakat bir zayıflama tekniği olarak değerlendirilmemelidir. Yeterli ve dengeli beslenmede tek tip beslenmenin yeri yoktur. Kişi beslenme alışkanlıklarını değiştirmeli ve düzenli egzersiz yapmalıdır. Başarılı kilo kaybının tek sırrı budur” şeklinde konuşuyor.
Tansiyon hastaları detoks yapmamalı
Detoks kararında öncelikle kişinin sağlık durumunun çok önemli olduğunu vurgulayan Dr. Coşkun, detoksa karar verilmesinin koşullarını da şöyle anlatıyor: “Detoks programları bir merkezde uygulanmalı ve kişi gözetim altında olmalıdır. Ani tansiyon veya kan şekeri dalgalanmaları olabilir. Detoks ekibinde örneğin juice, shotler, salatalar gibi mönüleri diyetisyen hazırlamalı, sağlık gözlemleri için dahiliye hekimi ve hemşire de bulunmalıdır. Kişi detoksa alınmadan önce rutin kan tetkiklerine (kan şekeri, kolesterol, HbA1c, böbrek fonksiyon testleri, karaciğer fonksiyon testleri) ek olarak vitamin ve mineral düzeylerine de bakılmalı ve detaylı sağlık hikayesi alınmalıdır.
Mide hastalığı olanlar, böbrek hastaları, şeker hastalığı olanlar, tansiyon hastaları detoks yapmamalıdırlar. Özellikle kalp ameliyatı sonrasında detoks uygulatılan hastaların yoğun bakımda kalış sürelerinde azalmanın olabileceği vurgulanmaktadır. Antioksidan özelliklerinden dolayı evde bakım sürecindeki hastalar için de önerilebilir.”
Detoksun toksin atmada yararlı olduğunu belirten Coşkun, hangi durumlarda yapılması konusunda da şöyle önerilerde bulunuyor: “Herkes detoksa ihtiyaç duyabilir özellikle mevsim geçişlerinde olmak üzere yılda 2 kez; 5-7 gün detoks uygulanabilir. Hem vücuttaki toksinlerden arınma sansı verir hem de bağışıklık sistemini güçlendirir. Fakat detoks yaparken kilo kaybı beklenmemelidir. Başta verilen kilolar genellikle ödem atıldığı içindir.