Gıda 2000 Dergisi

Et-Bir: Et ürünlerinde uygulamalar düzenlemelerin gerisinde kalıyor

Et-Bir: Et ürünlerinde uygulamalar düzenlemelerin gerisinde kalıyor

Et ürünlerinde üretiminden, tüketimine kadar tüm sürecin Avrupa Birliği standartlarındaki düzenlemeler ile kontrol altına alındığına dikkat çeken Et-Bir, uygulamada da aynı adımların atılabilmesi için etkin denetim ve bilinçli tüketim gerektiğine dikkat çekiyor.

Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (Et-Bir) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bılıkçı, Avrupa Birliği’ne (AB) uyum süreci çerçevesinde, et ürünlerinde önemli adımlar atıldığına dikkat çekti. Bılıkçı, kamuoyunda “kasap köfte” olarak bilinen endüstri dışı üretilen et ürünlerine ilişkin düzenlemenin de “sektör ve tüketiciler” açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.

“Kasap köfte düzenlemesi” ile sektör ve tüketiciler açısından “sağlıklı” bir adım atıldığının altını çizen Bılıkçı, “Ancak, düzenlemenin hayata geçirilebilmesi için daha etkin denetim ve bilinçli tüketim gerekiyor; düzenlemenin bu iki ayağı sağlam basmadıkça, sağlıklı bir piyasadan ve toplumdan söz edebilmemiz maalesef zor” dedi ve ekledi:

“Biz Et-Bir olarak herkesin yapması gereken işler olduğunu düşünüyoruz. Bu kadar sanayi üretim yapıyor, ona göre laboratuvarımızı hazırlamışız, ona göre birçok gıda mühendisi ve veteriner çalıştırıyoruz. Ona göre hijyen şartlarını oluşturuyoruz. Ona göre birçok izinler alıyoruz. Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) belgelerimiz var ve denetimlere tabiyiz. Kasapta üretilen et ürünlerinin (salam, sosis, sucuk veya köfte) kendi bünyelerinde sağlıklı mı sağlıksız mı olduğuna dair hiçbir tahlil yapılmıyor. Avrupa Birliği’ne uyum süreci devam ettiği için bunların yapılması ve hazırlanması yasaklandı; ancak, henüz uygulamada önemli bir adımın atılamadığını düşünüyorum.”

“Denetim yapılmıyor diyemeyiz”

Düzenlemenin yapılmasına karşın, et ürünleri piyasasında önemli bir değişiklik yaşanmadığını belirten Balıkçı, “Çok caydırıcı denetimler yapıldığını görmüyoruz. Çünkü kasaplarda satılan bu ürünler genellikle etiketsiz ürünlerdir. Herhangi bir denetim yapıldığı zaman bu ürünler toplanıp imha ediliyor. Denetim yapılmıyor diyemeyiz. Ama bunun uygulanabilir olması için halkın da bilinçlendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde yapılan tüm düzenlemelerde olduğu gibi, et ürünlerinde de uygulamanın önemli olduğuna işaret eden Bılıkçı, bunun tam olarak sağlanabilmesi için, tüketicinin de bilinçli hareket etmesi gerektiğini vurguladı ve şöyle anlattı:

“Satılan ürünlerin üzerinde etiket, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın üretim izin belgesi numarası olması gereklidir. Çünkü bu belge olmadan üretim yapılması yasaktır. Her bir işletmeye verilen üretim izin belgesi numarası var. Bu numaranın mutlaka etiketin üstünde yazması gerekiyor. Üretim tarihi, nerede üretildiği, son kullanma tarihi ve bakanlığın verdiği üretim izin numarası mutlaka etiketin üzerinde yazmalıdır. Halkımızın bu etiketin var olup olmadığına bakması gerekir. Buna göre bilinçli bir tüketim gerçekleştirilir. Çünkü nerede, ne şartlarda üretildiği, sağlıklı mı sağlıksız mı hiçbir denetimden geçmemiş ürünler halkımızın sağlığı açısından tüketilmemelidir.”

Et ürünlerinde sağlıklı tüketim için “kamu spotları”nın da kullanılmasını isteyen Bılıkçı, “Bu konu halka aktarılmalı ve bir bilinçlendirme yapılmalıdır. Bu konuda da açıkta satılan ürünlerin hala devam ettiğini halkımızın bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiğini söyleyeceğiz” dedi ve şöyle devam etti:

“Kasapta satılan bir ürünün üstünde etiketi yok ise, üretim tarihi, son kullanma tarihi ve devletin verdiği izin numarası yok ise bu ürünün tüketiciler tarafından alınmaması gerekir. Çünkü bu ürünlerin nerede ve hangi şartlarda üretildiği belli değil. Kasaplardan alın demek doğru bir söylem değildir. Tam tersine kamuoyunun; bakanlığın onayladığı, üstünde etiketi olan, düzgün bir denetimden geçmiş firmalara doğru yönlendirilmesi lazım. Biz bu konuda sürekli olarak bakanlık ile görüşüyoruz. İnsanların bilinçlenmesi gerekiyor. Bizler elimizden geldiği kadar bilinçlendirmeye çalışmalıyız. Yalnız bilinçlendirirsek bile bazı insanların ekonomik şartlarından dolayı fiyatı uygun ürünü tercih ettiğini görebiliriz.”

Exit mobile version