Gıda 2000 Dergisi

“Gıda israfı ile market mağaza enflasyonuna dur demeliyiz”

Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF), Karadeniz’in ardından kasım ayı yönetim kurulu toplantısını Diyarbakır’da düzenledi. Gıda perakende sektöründeki son gelişmelerin ele alındığı toplantıya 150’ye yakın yerel zincir yöneticisi katıldı. TPF Başkanı Ömer Düzgün, sektörün ve ülkenin geleceği için ivedi olarak atılması gereken adımları paylaştı.

Türkiye genelindeki yerel zincirler arasındaki birlik ve beraberliği güçlendirmek, sektördeki gelişmeleri değerlendirmek amacıyla Türkiye Perakendeciler Federasyonu’nun liderliğinde her ay farklı bir ilde düzenlenen toplantıların sonuncusu Diyarbakır’da gerçekleşti. Güneydoğu PERDER’in ev sahipliğinde Greenpark Otel’de gerçekleşen etkinliğe TPF Yönetim Kurulu ve Güneydoğu PERDER üyelerinin yanı sıra Batman, Cizre, Mardin, Elazığ ve Diyarbakır’dan 150’ye yakın sektör temsilcisi katıldı. Toplantının ikinci gününde katılımcılar Diyarbakır’ın tarihi mekanlarını ziyaret etti.

“Tekelleşme sektörün geleceğini tehdit ediyor”

Enflasyon baskısının tüketicileri her geçen gün olumsuz etkilediğini, en çok etkilenen sektörlerin başında da gıda perakendesinin geldiğini belirten Düzgün; “Son 5 yıllık alışveriş davranışlarına baktığımızda, artan gıda fiyatlarıyla birlikte tüketiciler ilk tepkisini zincirin son halkası olan bizimle paylaşıyor. Vatandaşlarımız haklı. Vatandaşlarımız daha fazla tasarruf edebilmek için market sepetini 6-7 farklı noktadan dolduruyor. Biz de onların alışveriş yükünü hafifletmek adına kampanyalarımızı sürdürüyoruz.

Böylesine hassas bir dönemde yerel zincirler olarak tekelleşmeye doğru giden mağazalaşma konusunda, discount marketler ve ulusal zincirlerin mağaza açılışlarına yönelik bir önlem alınması gerektiğinin tekrar altını çizmek istiyoruz. 5 ve üzeri marketlerin sayısı 60 bine doğru hızla ilerliyor. Son 5 yılda, discount ve ulusal marketler 20 binden fazla yeni mağaza açtı. Önümüzdeki 5 yıl içinde ulusal ve discount marketlerin sayısının 55 bini aşması bekleniyor. Başka bir deyişle, Türkiye’de yaklaşık her 2 bin kişiye bir market düşerken, discount ve ulusal marketlerin agresif büyüme stratejileri bazı ilçelerde bu sayıyı 500’e kadar düşürdü” dedi.

“Vatandaşlarımızın algısı ile oynanıyor”

Private label ve düşük gramajlı ürün uygulamalarına dikkat çeken Düzgün, “Market raflarında özel üretim, eşdeğer alternatiflerinin sunulmadığı ürünler, ne yazık ki vatandaşlarımızın algılarıyla oynanıyor. Üstelik, bilinen markalı ürünlerle karşılaştırıldığında, özel markalı ürünlerin düşük gramajlarla discount marketlerinin raflarında yer alması, aslında gizli bir fiyat artışına neden oluyor ve vatandaşlarımız tarafından ‘indirimli’ olarak algılanabiliyor. Mağaza açılış kriterlerinin yanı sıra standart gramaj uygulamasına geçilmesi, tüketici mağduriyetini önleyebilir” açıklamasını yaptı.

“İsraf etmeyelim”

Toplantıda tüketim alışkanlıkları ve gıda israfına karşı çağrıda bulunan TPF Başkanı Ömer Düzgün, “Alışveriş alışkanlıklarımız, özellikle de gıda israfı konusunda daha dikkatli olmalıyız. Büyüklerimizin bizlere öğrettiklerini yeniden hatırlamalı ve yeni nesillere bu bilinci aşılamalıyız” dedi.

Birleşmiş Milletler raporuna göre son 10 yılda Türkiye dahil birçok ülkede yaklaşık 10 milyar ton gıdanın çöpe gittiğine dikkat çeken Düzgün, “Maalesef gıda israfının yüzde 40’ından fazlası evlerde çöpe atılan yiyeceklerden kaynaklanıyor. Ekmeğimiz, sebzelerimiz, unlu mamullerimiz çöpe gidiyor. Enflasyonla savaştığımız bu dönemde daha dikkatli olmalıyız.

Sebze ve meyveler tarladan sofralara gelmeden israf oluyor. Gıda haricinde elektrik, su, doğalgaz, akaryakıt gibi alanlarda da tasarruflu olmalı, israfı önlemek için hep birlikte çaba göstermeliyiz.

Marketlerden alınan her gereksiz ürün arz-talep dengesini bozarak fiyatları artırıyor. Toplumsal bir gayretle bu israfı önleyebiliriz. Tasarruf önlemleriyle ülkemizin pek çok ihtiyacını karşılayabiliriz.”

Exit mobile version