AB kaynaklı açıklamalara göre, Hollanda ve Belçika’da başlayan ve AB üyesi 24 ülke ile birlikte Türkiye’nin de aralarında olduğu 16 ülkeye de yayıldığı iddia edilen fipronilli yumurta krizi üzerine Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yaptığı araştırmada, ülkemizdeki yumurtalarda fipronil açısından bir problem bulunmadığı ortaya koyulmuştur.
Prof. Dr. Ayhan FİLAZİ/Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Prof. Dr. Nevzat ARTIK, Prof. Dr. U. Tansel ŞİRELİ/Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü
Avrupa’da 2017’nin Ağustos ayında ortaya çıkan “zehirli yumurta krizi” Hollanda, Fransa, Almanya ve Belçika’nın ardından, ihracat dolayısıyla Asya’da bazı ülkeler dahil şu anda yaklaşık 20 ülkeye, AB kaynaklı son açıklamalara göre ise 40 ülkeye yayılmış durumda.
Krizin; gıda olarak tüketilen hayvanlarda kullanılması yasak olan fipronil isimli bir maddeden kaynaklandığı bildirilmektedir. Örneğin Romanya’da bir ton civarında, sıvı yumurta sarısında ve Slovakya’da 20 palet haşlanmış yumurtada fipronil bulunduğu bildiriliyor. Belçika’dan Danimarka’ya ihraç edilen 20 ton yumurtanın ise kafe ve yemek şirketlerine satıldığı anlaşılmış durumda. Fipronilli yumurtaların Belçika’daki bir firmadan ithal edildiği, kaynağının ise Hollanda olduğu belirtilirken, Hollandalı yumurta üreticisi Chickfriend şirketinin iki müdürü de tutuklanmış bulunuyor. Tavuklarda kullanılması yasak olan fipronil maddesini, Dega-16 adlı dezenfektana karıştırdığından şüphelenilen Belçikalı bir şirket de soruşturuluyor.
Nedir bu fipronil denilen zehir?
Fipronil böcek ve akarları öldürmek için geliştirilen fenilprirazol türevi bir pestisittir (haşere öldürücü madde). Köpek ve kedi gibi evcil hayvanlarda pire, bit ve kene gibi böceklerle mücadele etmek için veteriner hekimlikte kullanılmak üzere birçok ülkede ruhsatlı ve yasal olarak satılan bir maddedir. Bununla beraber gıda üreten hayvanlarda, yani eti, sütü veya yumurtasından yararlanılan hayvanlarda kullanımı kesinlikle yasaktır.
Bunun yanında fipronil, hamamböcekleri, karıncalar veya termitlere karşı kullanılmak üzere biyosit olarak da ruhsatlandırılmıştır. Bununla beraber gıdaların hazırlandığı veya hayvancılık yapılan yüzeylerde de kullanılması yasaktır.
Fipronil, ayrıca çeşitli toprak haşerelerini kontrol etmek için bitki koruma ürünü olarak da kullanılan bir maddedir.
Fipronil yumurtalara nasıl bulaştı?
Yumurtalarda fipronil kalıntılarının varlığı ile ilgili mevcut durumun, gıda üreten hayvanlarda (tavuklardaki) parazitlerle mücadele etmek için Hollanda’daki çiftliklerde yasadışı olarak kullanımı nedeniyle olduğuna inanılmaktadır. Yasadışı bu durumun, yumurtada fipronilin tespit edilmesiyle anlaşılmış olduğu kaydediliyor. Yapılan açıklamalara göre, Hollandalı firmanın bir dezenfektana bu ürünü kattığı ve bu ürünün tavuklarda kullanıldığı sanılmaktadır.
Fipronilli yumurtaların tüketiminde sağlık riski var mı?
Avrupa’da krizin ortaya çıkmasıyla Fransız Gıda Güvenliği Otoritelerinin açıklamalarından yumurtalarda yapılan analizlerde en fazla bulunan miktarın 1,2 mg/kg (1 kg yumurtada 1,2 mg fipronil olduğu bildiriliyor. Bunun dışında elimizde bir bulgu yok. Bununla beraber ilgili ülkelerin Gıda Güvenliğiyle ilgili otoritelerinin yaptıkları açıklamalara göre, mevcut miktarda fipronil bulunan yumurtaları tüketen insanlarda (çocuk ve hamileler dahil) şimdilik bir risk oluşmayacağı ve bu düzeydeki fipronilin herhangi bir sağlık riskine de neden olmayacağı kaydediliyor. Bunun için tüketicilerin endişe etmelerine gerek olmadığı ve insanların yumurtaları veya bunları içeren ürünlerden kaçınmalarına veya bu türden yumurtaları tüketme veya pişirme alışkanlıklarını değiştirmelerine gerek olmadığı şeklinde açıklamalar yapılıyor.
Yumurtalarda risk değerlendirmesi nasıl yapıldı?
Risk değerlendirmesinin farklı popülasyonlar için ve kalıntılı yumurtalarda bulunan en yüksek fipronil düzeyine göre yapıldığı bildiriliyor. Buna göre en yüksek düzeyde kalıntı içeren yumurtanın 1,2 mg/kg fipronil içerdiği ve 1-3 yaşındaki bir çocuğun günlük tüketebileceği yumurta sayısının 1, bir yetişkinin ise 10 yumurta olduğu hesaba katılarak değerlendirilmiştir.
Fipronil zehirli bir madde midir?
Dünya Sağlık Örgütüne göre fipronil orta düzeyde zehirli bir madde olarak tanımlanmaktadır. Fipronil içeren ürünlere maruz kalan insanlarda gözlenen etkilerin de genellikle iyi huylu olduğu belirtiliyor.
Fipronil; cilt ile doğrudan, kısa süreli temas hafif cilt tahrişine neden olabilmektedir. Kişiler fipronili gıdaları tükettiklerinde bildirilen sağlık etkileri arasında terleme, mide bulantısı, kusma, baş ağrısı, karın ağrısı, baş dönmesi, güçsüzlük ve nöbetlerdir. Hafif zehirlenmelerde ortaya çıkan etkiler, herhangi bir tedavi gerekmeksizin düzelebilmektedir. Literatür taramalarında Polonya’da fipronille zehirlenmiş bir olguya rastlandığı görülmektedir. Bu olguda, tarlasına beş saat boyunca fipronil içeren bir ürün püskürten 50 yaşındaki bir erkeğin, işlemden 2 saat sonra baş ağrısı, mide bulantısı, baş dönmesi ve halsizlik şikâyetiyle kliniğe başvurduğu ama 5 saat içinde herhangi bir tedavi yapılmadan kendiliğinden düzeldiği rapor edilmiştir. Fipronille zehirlenen kişide herhangi bir konjuktivit veya cilt tahrişi bulguları olmamasına rağmen yapılan değerlendirmede bunun solunumla ya da ciltle bulaştığı sonucuna varılmıştır.
Etki mekanizması ve deneysel veriler göz önüne alındığında, zehirlenmeye neden olabilecek miktarda fipronilin ağızdan alınması durumunda daha çok merkezi sinir sistemine yönelik belirtiler ortaya çıkmakta ve öncelikle çırpınmalar görünmektedir. Bununla beraber bu türden belirtilere ancak akut referans dozun 10 katıyla ulaşılabilmektedir (Akut referans doz 0.23 mg/kg’dır). Bu arada akut öldürücü dozunun sıçanlarda 97 mg/kg, farelerde 95 mg/kg olduğunu belirtelim. Akut referans dozun yaklaşık 10 katı dozunda başlıca çocuklar olmak üzere, hafif ve geri dönüşümlü sindirim bozuklukları görülebileceği rapor edilmektedir. Ayrıca fipronile tekrar tekrar maruz kalma durumlarında da yerel belirtiler dışında anormal bir durumla karşılaşılmadığı belirtilmiştir.
Başka bir çalışmada sıçanlara, 0, 2,5, 7,5 ve 25 mg/kg dozunda ağızdan tek doz fipronil verildiğinde, en düşük etki gözlenen düzeyin (LOAEL) 7,5 mg/kg olduğu ortaya çıkmıştır. Bu dozda, erkek sıçanlar, uygulamayı takiben 7 saatte arka bacakların genişlemesinde azalma göstermişlerdir. Dişi sıçanlarda ise yine bu dozun uygulamasından 7 saat sonra vücut ağırlığında ve gıda tüketiminde azalma ile çiftleşmede isteksizlik gözlenmiştir. Bununla beraber dişilerde tüm bu etkilerin çiftleşmede isteksizlik hariç 14 gün içinde düzeldiği görülmüştür. Bu araştırmanın sonuçlarından fipronilin gözlemlenebilir etki göstermeyen dozunun (NOAEL) 2,5 mg/kg olduğu bildirilmiştir.
Fipronil kanser yapar mı?
Yapılan araştırmalarda fipronilin kansere neden olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunamamıştır. Fipronilin kansere neden olup olamayacağını öğrenmek için yaklaşık iki yıl boyunca sıçanlara diyetleriyle birlikte değişik dozlarda fipronil verildiğinde araştırmacılar, hem erkek hem de dişi sıçanlarda sadece en yüksek dozda (300 mg/kg) tiroit tümörlerinin oluştuğunu görmüşlerdir. Bu nedenle fipronil, ABD Çevre Koruma Örgütü (EPA) tarafından “olası insan kanserojeni” olarak sınıflandırılmaktadır.
Uzun süre maruz kalındığında başka etkilere neden olur mu?
Sıçanlarla uzun süreli yapılan çalışmalarda, diyetlerine 52 hafta boyunca her gün tüketecek biçimde erkeklere 0,019 mg/kg, dişilere 0,025 mg/kg fipronil katılan sıçanların herhangi bir belirti göstermediği bildirilmiştir. Etkilerin görüldüğü en düşük dozun ise erkekler için 0,059 mg/kg, dişiler için 0,078 mg/kg olduğu tespit edilmiştir. Bu dozda sıçanlarda nöbet ve ölüm sıklığında artış, kandaki protein ve tiroit hormon seviyelerindeki düşüşler görüldüğü bildirilmiştir. Diğer bir araştırmada her gün diyetleriyle 0,2 mg/kg miktarında fipronil verilen köpeklerin (ne kadar süreyle verildiği belirtilmemiş) herhangi bir olumsuz etkiye neden olmadığı bildirilmiştir. Bununla birlikte, kısa ve uzun vadeli çalışmaların çoğunda, fipronilin vücuttaki hormonların düzenlenmesinden sorumlu olan endokrin sistemi etkilemediği bulunmuştur.
Genel olarak birçok pestisitin çocuklarda yetişkinlerden daha çok olumsuzluğa neden olduğu bilinmektedir. Bununla beraber fipronilin çocuklarda daha çok olumsuzluğa neden olabileceğine dair bir kanıt bulunmamaktadır.
Fipronil çevrede nasıl bir etkiye neden olur?
Toprakta, doğal olarak bulunan organizmaların fipronili metabolitlerine parçaladığı ve fipronilin toprak yüzeyinde güneş ışığına maruz kalmakla hızla parçalanacağı bildirilmiştir. Deneysel koşullarda killi topraklarda fipronilin güneş ışığına maruz kalmasıyla yarı ömrünün 34 gün olduğu, ancak toprak parçacıklarının ışığın toprak derinliğine nüfuz etmesini önlediğini ve kalış süresini uzatabileceği kaydedilmiştir. Bu nedenle saha şartlarında fipronilin aerobik şartlarda toprak yüzeyindeki yarı ömrünün 122-128 gün olduğu belirtilmiştir.
Fipronil toprağa sıkıca yapıştığından su ile çok iyi karışmadığı bildirilmiştir. Bu nedenle, toprakta pek hareket etmediği ve yer altı sularına da karışmadığı ileri sürülmüştür. Sudaki fipronilin ise hızla metabolitlerine dönüştüğü ve güneş ışığına maruz kaldığında yarı ömrünün 4-12 saat olduğu kaydedilmiştir. Bununla beraber sürekli bir şekilde suya uygulanmasıyla fipronil ve metabolitlerinin suda birikebileceğine dikkat çekilmektedir.
Aynı şekilde fipronil toprağa uygulandığında bitkiler tarafından iyi emilmez (yaklaşık % 5 oranında emilebilir). Eğer fipronil bitkilerin yapısına girerse, kısmen parçalanabilir ama bitki yüzeylerine uygulandığında güneş ışığıyla hızla parçalanabilir.
Kuşları, balıkları veya diğer yaban yaşamını etkiler mi?
Yapılan çalışmalar fipronilin deniz ve tatlı su balıklarına yönelik oldukça zehirli olduğunu ve metabolitlerinin ise ondan daha zehirli olduğunu göstermiştir. 96 saatlik öldürücü konsantrasyonu alabalıklarda 0,246 mg/L ve golyan balıklarında 0,13 mg/L’dir.
Aynı şekilde fipronilin Amerikan bıldırcınlarına ve sülünlere oldukça zehirli olduğu ve ağızdan akut öldürücü dozun sırasıyla 11,3 mg/kg ve 31 mg/kg olduğu bildirilmiştir. Ördeklere ise hemen hemen zehirli olmadığı kaydedilmiştir. Ayrıca fipronilin arılar için oldukça zehirli olduğu ancak solucanlara zehirli olmadığı bildirilmektedir.
Sonuç olarak EPA, gıdalarıyla birlikte her gün 0,0002 mg/kg fipronil alan kişilerde herhangi olumsuz bir etkiyle karşılaşılmayacağını bildirmiştir.
Türkiye’deki durum
Mevzuata göre fipronilin “gıda değeri olan hayvanlarda” kullanımı yasaktır. Bununla beraber kedi ve köpeklerde haricen kullanılmak üzere sprey veya sıvı şekilde olmak üzere yaklaşık 28 adet müstahzarı olduğu bilinmektedir. Bunun yanında zirai mücadelede kullanılmak üzere 10’a yakın müstahzarı da vardır. Yapılan resmi kontroller sonucu bugüne kadar fipronil kalıntısı bulunan bir gıda ürününe rastlanmamıştır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının son yaptığı araştırma ile ülkemizde yumurtalarda fipronil açısından bir problem bulunmadığı ortaya koyulmuştur. Güvenle yumurta tüketilebilir.