Sürdürülebilirlik Akademisi ve Dünya Gazetesi işbirliğinde düzenlenen İklim Değişikliği Zirvesi, iş dünyası, kamu, sivil toplum ve akademi dünyasının önde gelen isimlerini bir araya getirdi. Taraflar, “Net Sıfıra Doğru” temasıyla iklim değişikliğinin etkilerini masaya yatırarak yeşil dönüşüm eksenindeki hedefleri, engelleri, olası riskleri ve fırsatları ortaya koymak ve bu krize karşı alınması gereken acil eylemleri tartıştı.
Sürdürülebilirlik Akademisi ve Dünya Gazetesi tarafından ilk kez düzenlenen “İklim Değişikliği Zirvesi”nde 14 oturumda, iş dünyası, kamu, sivil toplum ve akademi dünyasından 45 konuşmacı, iklim değişikliği ile mücadelede çok önemli bir karar anı olan COP26’nın sonuçlarını ve Türkiye’ye yansımalarını “Net Sıfıra Doğru” temasında tüm boyutlarıyla ele aldı.
Bakan Murat Kurum: “İklim değişikliğiyle mücadele dünyanın en önemli gündem maddelerinden biridir”
Zirvenin açılış konuşmasını yapan TC Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, yeşil kalkınma hamlesiyle, yatırım ve ekonomik faaliyetlerinin sürdürülebilir ve iklim değişikliğine uyumlu olmasını hedeflediklerini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanımızın açıkladığı net sıfır hedefini bir kilometre taşı, tarihi bir karar olarak görüyoruz. 32 hedef, 81 eylemden oluşan yeşil mutabakat eylem planımız yayınlandı.
AB tarafından ihracatta karbon yoğun ürünlere getirilecek karbon vergisi uygulamaları, emisyonun ticari boyutları gibi konular için hukuki düzenlemeler yapıyoruz. Meclisimiz iklim değişikliğine yönelik politika, hedef ve düzenlemelerin yer aldığı İklim Kanunu üzerinde çalışmalar yürütüyor. Ocak ayında İklim Şurası düzenleyeceğiz. İklim değişikliği süreçlerini hızlandırmak ve kararlılıkla sürdürebilmek için gereken adımları atıyoruz. Türkiye’yi yeşil kalkınmanın öncü ülkesi yapacağız.”
Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut: “COP26, Paris Anlaşması’na resmen taraf olan Türkiye için önem taşıyor”
Zirvenin açılışında konuşan Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, tüm dünya ülkeleri gibi Türkiye’nin de iklim çalışmaları eyleminin kolay olmayacağını ancak şu an her zamankinden daha yakın bir şekilde birlikte düşünme ve çalışma olanağının olduğunun altını çizdi.
Meyer-Landrut şöyle konuştu: “Önümüzdeki dönemlerde yüzyılın ortasında iklim nötr olma hedefimize ulaşabilmek için Türkiye ile komşu ve yakın ticaret ortakları olarak birlikte çalışmayı bekliyoruz. Türkiye’nin araştırma programı Horizon’a katılmasıyla araştırma ve geliştirme alanında iş birliği, ortak çalışmalarımızın önemli bir bileşenini oluşturacak.”
İsmail Gülle: “Bu ateş üfleyerek sönmeyecek noktaya geldi”
Açılış konuşmalarında söz alan zirvenin destekleyicilerinden Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, dünyayı bu noktaya getirenin gelişmiş ülkelerin kâr maksimizasyonu tutkusu olduğunu belirterek “İklim değişikliği tüm dünyayı tehdit eden bir güvenlik sorunu. Gelecek nesillere bugünkü değerleri aktaramama gibi bir sorunla karşı karşıyayız.
Dış ticarette istedikleri noktaya ulaşmış ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerden sıfır karbon istemeleri zorlu ve maliyetli bir dönüşüm gerektiriyor. Ancak artık daha fazla zamanımızın kalmadığını da biliyoruz. İhracat ailesi olarak elimizi taşın altına koyduk, eylem planımızdaki hedefleri birer birer gerçekleştirerek Türkiye’yi marka ülke haline getireceğiz” dedi
Simone Kaslowski: “Küresel bir sorun olan iklim krizinin çözümü küresel işbirliğinden geçiyor”
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski açılıştaki konuşmasında Türkiye’nin önünde kararlılıkla kat etmesi gereken bir yol olduğunu vurgulayarak “Önümüzdeki 30 yılda uygulamaya geçireceğimiz yol haritasını ortaya koymalıyız. Ülkemizin niyet beyanı bu yol haritasına göre güncellenmelidir. Bakanlığımızın bu konudaki yaklaşımını önemsiyor ve yakından takip ediyoruz. TÜSİAD olarak düzenlediğimiz etkinlikler, raporlar ve çalışmalar yoluyla bilgi birikimimizi derinleştiriyor ve paylaşıyoruz. Amacımız gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir Türkiye” dedi.
Murat Sungur Bursa: “İklim değişikliği yanlış bir söz, biz iklim felaketi yaşıyoruz”
Zirve açılışında konuşan Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa, sürecin tarihsel yönüne ilişkin bilgiler vererek 1992’deki Rio Zirvesi’nde Türkiye’nin kalkınmakta olan bir ülke olması, kendi koşulları ve gelişmişlik düzeyi nedeniyle İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne imza atmadığını belirterek “Bakanlığın isim değişikliğinin protokolde kalmayacağına eminim. İklim değişikliğine hangi düzeyle önlem alabileceğimizi ele almamız lazım. Hele bugün gibi ihracat hamlesi ümidi içinde olduğumuz günlerde dünyanın iyiliğini, geleceğini, sağlığını dikkate almamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Hakan Güldağ: “Büyük, derin, yıkıcı bir tehdit olarak önümüzdeki döneme damgasını vuracak”
Dünya Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ise açılış konuşmasında bundan sonra atılacak her adımın, iklim değişikliği hesaba katılarak atılması gerektiğini vurguladı ve şunları söyledi: “Hükümetlerden ve siyasetçilerden daha fazla şirketler, ekonominin aktörleri ve sivil toplum bu konuya sahip çıkmaya başladı, buna seviniyorum. Geleceğe umutla bakmak istiyorsak, ekonomi dahil her şeyi, sürdürülebilirlikle birleştirmek zorundayız. Artık konuşmaktan, yapmaya geçmeliyiz.”
“İklim Çalışmalarında Devrime Hazır mıyız?”
Zirve kapsamında ilk oturum “İklim Çalışmalarında Devrime Hazır mıyız?” başlığında PepsiCo Türkiye Sürdürülebilirlik Kıdemli Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi Esra İren, Schneider Electric Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Bölge Başkanı Bora Tuncer ve Sabancı Holding İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Hakan Timur’un katılımıyla Dünya Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde gerçekleşti. İren, pandeminin özellikle sürdürülebilirlik odaklı konularda kaldıraç etkisi yarattığını söyleyerek “Salgına ilaveten yaşanan seller ve yangınların etkisiyle dünyada sürdürülebilir bir yaşam arayışı başladı.
Küresel bir şirket olarak bizim bu konuda atmaya başladığımız adımlar vardı. Birçok şirketin birbiri ardına karbon sıfır hedeflerini açıklamasından memnuniyet duyuyoruz. Bu kolektif olarak başa çıkabileceğimiz bir mesele” dedi.
Türkiye’nin milli enerjisine katkı sağlamak amacıyla yapay zeka, nesnelerin interneti, 5G gibi teknolojileri kullanarak müşterileri için enerji verimliliğini en üst düzeye çıkarmayı amaçladıklarını belirten Tuncer, “İklim değişikliğiyle mücadelede ülke çapında sektör farkı gözetmeden üretimi teknolojik hale getirmeli ve inovasyonu iş yapış biçimlerine entegre etmeliyiz. Bir sonraki adım ise döngüsel ekonomi. Doğal kaynakları korumak, geliştirmek için ürün ömrünü uzatmak, onarılmasını ve nihayetinde ömrünün sonunda geri dönüştürülmesini sağlamak önemli” şeklinde konuştu.
Sürdürülebilirlik devriminin dijital devrim hızında ve sanayi devrimi çapında gerçekleşmekte olduğunu vurgulayan Timur, “Topluluk vaadimizde sürdürülebilirlik net olarak yer alıyor. Üreticiyle tüketici arasında ilişkiler yeniden biçimleniyor. Daha uzun süre kullanım, tamir edilebilirlik, geri dönüştürülmüş hammadde kullanımı tüm ekosistemi etkileyecek” dedi.
“Ekosistem olarak geliştiğimizde iş olarak da gelişmiş olacağız”
“Liderlerin Net Sıfıra Doğru Eylem Planları” paneline katılan BSH Türkiye CEO’su Gökhan Sığın, Yaşar Holding CEO’su Dr. Mehmet Aktaş ile Anadolu Efes Bira Grubu Başkanı ve CEO’su Can Çaka, Dünya Gazetesi Editör & Köşe Yazarı Didem Eryar Ünlü’nün moderatörlüğünde şirketlerin iklim değişikliğine yönelik eylemleri konusunu ele aldılar. Sığın, şirketlerinin amacının hayatı iyileştirmek, yaşam kalitesini yükseltmek olduğunu söyleyen Sığın, “COP26’da ele alınan başlıklardan ikisi olan emisyonlar ve işbirlikleri konusunda şirketlerin yapacağı şeyler var. Şirketlerin maksadının bunlara uygun olması gerektiğini düşünüyorum. Ekosistem olarak geliştiğimizde iş olarak da gelişmiş olacağız”.
Aktaş, bu toplantıların farkındalığı ve bilinç geliştirmeyi desteklediğini vurgulayarak “200 ülkenin katıldığı COP26, bize artık bir seferberlik içinde olduğumuzu gösteriyor. Bu mesele çözülemezse gıda arzında, insanların ihtiyaçlarının karşılanmasında büyük sorunlar olacak. Günün sonunda yapılacak çok iş var ama yapacak irade de var” diye konuştu.
Türkiye’deki üretim tesislerinde sıfır atık belgeleri olduğunu belirten Çaka, “Gelecekte çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmak için bugün aksiyon almalıyız. Biz Anadolu Efes olarak üretimde ve nakliyede tasarruf ederek daha az kaynak kullanıp, dünyadaki izimizi azaltıyoruz. Birimizin atığı, başka bir sektörde girdi olarak kullanılabiliyor. Daha az tüketim, daha fazla katkıyı hedefliyoruz. Böylece iklim kriziyle savaşta üzerimize düşeni yapabileceğiz” dedi.
“İklim değişikliği, toplumları ve şirketleri etkileyen risklerin başında”
“Sürdürülebilirlik Yolculuğunda Sınırları Aşma Zamanı” oturumunda Kordsa CFO’su Arzu Ergene, Entegre Raporlama Derneği Türkiye (ERTA) Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güler Aras’ın sorularını yanıtladı. Aras, iklim değişikliğinin toplumları ve şirketleri etkileyen risklerin başında geldiğini, daha tutarlı, sürekli ve sürdürülebilir tedbirlerin alınması gerektiğini söyleyerek “Sürdürülebilir iş modelleri olan şirketlerin kaldıraç etkisiyle kendilerini daha yukarıya taşıyabileceğini görüyoruz. Amacımız kendimizle birlikte dünyayı da iyileştirmek olmalı. Artık sadece finansal odaklı değil, değer yaratmak üzerine bir yaklaşım var” dedi.
Yatırımcılarıyla geleceğe ilişkin hedeflerini şeffaf şekilde paylaştıklarını ve Birleşmiş Milletler’in belirlediği 8 sürdürülebilir kalkınma hedefini dikkate aldıklarını aktaran Ergene, ürünlerinin sürdürülebilirliğe hizmet eden, daha az enerji, daha az emisyon hedefleyen ürünler olduğunu belirtti. Ergene şu bilgileri verdi: “Sürdürülebilirlik yaklaşımı genel şirket stratejimizin ana maddelerinden birisidir. 4000 çalışanımız ve yönetim seviyesinde konunun benimsenmiş olmasını çok önemsiyoruz. Yatırım kararının sürdürülebilirlik boyutuyla değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Geri dönüştürülmüş malzeme ve çevreci ürünlerin kullanılmasında tedarikçilerimizle işbirliği içindeyiz.”
“İş dünyasının dönüştürücünün gücünün farkındayız”
“Yeşil Ekonomik Dönüşüm Perspektifi” başlıklı TÜSİAD Özel Oturumu Sabancı Holding Sanayi Grup Başkanı Cevdet Alemdar, Arçelik Kalite, Sürdürülebilirlik, Resmi İlişkiler Direktörü Fatih Özkadı, Deloitte Şirket Ortağı Elif Düşmez Tek’in katılımları ve TÜSİAD Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Nurşen Numanoğlu moderatörlüğünde gerçekleşti.
İş dünyasının dönüştürücünün gücünün farkında olduklarını belirten Numanoğlu, “Bu oturumda yeşil dönüşümün farklı boyutlarına odaklanacağız. COP26’da hükümetler pek çok alanda önemli inisiyatiflerde buluştu. Önümüzdeki dönemlerde işbirliklerinin daha da artacağını ümit ediyoruz. En önemli ticari paydaşımız Avrupa Birliği olduğundan, mevzuat ve uygulamaların iş dünyamıza neler getireceği, Türkiye olarak ele almamız konular ve önceliklerimizin neler olduğunu kritik önemde” dedi.
Alemdar, Sabancı Holding’te karbon nötr olacaklarını çok daha önceden söylediklerini, sahiplenmenin Yönetim Kurulu seviyesinde oluşturulduğunu, performans hedeflerinin içine sürdürülebilirlik hedefleri konulduğunu belirterek “Dünyada iş modeli değişiyor. Gençlere kendi büyüklerimizden aldığımızdan daha iyi bir dünya bırakmak zorundayız. Bizler iş dünyası olarak 1,5 derecelere 2030’larda ulaşmak durumundayız. Türkiye’nin fosil yakıt kaynakları çok kısıtlı olması bir dezavantaj değil, fırsat sunuyor. Kurulu bir düzenin dönüştüğü, tarihi bir andayız. İş dünyası olarak bu dönüşüm için yapılması gerekenleri biliyoruz” diye konuştu.
“Hem azaltım hem uyum konularına hız vermemiz gerekiyor”
Türkiye’nin iklim politikalarının gelişimine önemli katkı sağlayacak Paris Anlaşmasının imzalanmasını çok büyük bir memnuniyetle karşıladıklarını söyleyen, AB Yeşil Mutabakat ve altındaki regülasyonları yakından takip ettiklerini belirten Özkadı, “Avrupa’nın ekonomisini karbondan derin bir şekilde arındırma hedefini çok kıymetli buluyoruz. Bu, uluslararası ticaret, küresel rekabet gücünün artırılması ve öngörülebilirliğe katkı sağlayacak.
Türkiye olarak ihracatımızın en önemli bölümünü gerçekleştirdiğimiz Avrupa ile bu rakamları korumamız çok önemli. Bu nedenle iklim krizinin olası etkilerinden korunmak için hem azaltım hem uyum konularına hız vermemiz gerekiyor. Ülkemizde AB ile uyumlu bir emisyon sisteminin kurulmasını TÜSİAD olarak önemli buluyoruz. Bu yolla elde edilecek fonun sanayide yeşil dönüşüm için kullanılmasını elzem görüyoruz.”
“Daha düşük besleyici diyetlere geçmenin sağlanması önemli”
Gıdanın Geleceği için iklim riskleri oturumunda konuşan Metro Türkiye Kalite Güvence ve Sürdürülebilirlik Grup Müdürü Tülay Özel; “bugün iklim değişikliği tüm dünyanın gündeminde yer alıyor. Özellikle sürdürülebilir bir gelecek için gezegenimizi daha iyi tanımak ve ihtiyaçlarını karşılamak gerekiyor.
Tüketim alışkanlıklarının değişimi ve sürdürülebilir beslenme ile aşırı tüketimi azaltmak mümkün. Daha düşük besleyici diyetlere geçmenin sağlanması önemli. Gelecek nesillere sağlıklı ve sürdürülebilir bir beslenme sağlamak için sürdürülebilir besin kaynaklarına geçiş yapmamız gerekiyor dedi.
Zirve “Sektörlerin İklim Değişikliği ile Uyumlu Yeni İş Modelleri”, “Net Sıfır Geleceğinin Finansmanı”, “Enerji Verimliliği Potansiyelini Artırmak”, “İklim Değişikliği ile Mücadelede Çözümler”, “Düşük Karbona Geçiş için Eylemler ve Teknolojiler”, “Gıdanın Geleceği için İklim Riskleri”, “1,5 Derece Hedefi için İklim Senaryoları”, “Yeşil OSB’lere Doğru” ve “Yerel Yönetimlerin İklim Krizinin Etkileri ile Mücadelede Rol” başlıklı oturumlarda kıymetli lider, uzman ve akademisyenlerin katkılarıyla tamamlandı.
İş dünyasının İklim Zirvesine desteği
Sürdürülebilirlik Akademisi ve Dünya Gazetesi tarafından ilk kez düzenlenen ve Türkiye İhracatçılar Meclisi işbirliği ile gerçekleşen İklim Değişikliği Zirvesi’nin ana destekleyenleri Sabancı Holding, PepsiCo, BSH Türkiye ve Akademi Çevre’ydi. Zirveye Schneider Electric, Quick Carbon, Yaşar Holding, Anadolu Efes platin destekleyen; Metro, Alfa Laval, Tureks ve Tüpraş altın destekleyen olarak destek verdi.