Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve UNDP Türkiye’nin güçlerini birleştirerek İklim Diplomasisi Haftası’nda başlattıkları “İklim Biziz, Değişeceğiz” kampanyasına Türkiye’nin ünlü isimleri sahip çıktı. Millî sporculardan sanatçılara onlarca ünlü isim, “Ve 1,5 Derece!” diyerek küresel sıcaklık artışının 1,5 derecede tutulması için herkesi söz vermeye çağırdı.
“2015 Paris Anlaşması”nın beşinci yılında, küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlı tutabilme şansımız azalırken, yaptığımız her şey iklim krizini etkiliyor ve iklim krizinden etkilenecek. Pek çok şeyin tehlikede olduğu ve yapılacak çok şeyin olduğu Covid-19 salgını sonrasındaki bu tarihî dönüm noktasında, hem bireysel hem bir arada yapılabilecek eylemler var,” diyen AB Türkiye Delegasyonu ve UNDP Türkiye tüm paydaşları iklim için harekete geçmeye çağırmıştı.
Bu çağrıya yanıt veren sporcu ve sanatçılar başta olmak üzere toplumsal hayatın önde gelen isimleri, “İklim Biziz, Değişeceğiz!” diyerek küresel sıcaklık artışının 1,5 derecede tutulmasının önemini vurgulamak için sosyal medyada seslerini yükseltti.
İklim için seslerini yükselten Beyza Şekerci, Bünyamin Sürmeli, Ceyda Gedikoğlu, Ceylan Atınç, Çiler Geçici, Doğa Rutkay, Dilara Koçak, Ezgi Mola, Farah Zeynep Abdullah, Kenan Doğulu, Nil Karaibrahimgil, Pelin Kaya, Pınar Altuğ Atacan, Pınar Sabancı, Sedef Avcı, Sertab Erener, Sinem Güven, Şah Yaycı, Tuvana Büyükçınar, Yağız İzgül, Yağmur Tanrısevsin ve Yasemin Özilhan’ın yanı sıra UNDP Türkiye’nin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Savunucusu Millî Voleybolcu Bahar Toksoy Guidetti, Millî Basketbolcu Cansu Köksal, dünya jimnastik literatürüne 2 yeni hareket kazandıran sporcumuz Ferhat Arıcan ve dünya rekoru sahibi Millî Okçu Mete Gazoz da “İklim Biziz, Değişeceğiz” dedi.
Kampanyayı Türkiye ve dünyada milyonlarca kişiye yayan isimler, iklim değişikliğinden etkilenecek herkesi, aynı gezegeni paylaşan iklimdaşları olarak #İklimBiziz #Değişeceğiz etiketlerini kullanarak iklim sözü vermeye davet ediyor.
Neden 1,5 derece ve neden yüzyıl ortasına kadar vaktimiz var?
Bilim insanları, dünyanın ortalama sıcaklığının endüstri öncesi dönemlere kıyasla 2°C artmasını hayatî bir eşik olarak betimliyor. Bu eşik aşıldığı takdirde, tüm dünyada çevresel olarak yıkıcı değişimlerle karşılaşma riskimiz yükselecek. İşte bu nedenle uluslararası toplum, ısınmanın 2°C’nin altında tutulması gerektiğini kabul etti.
Paris Anlaşması, küresel ısınmayı 2°C’nin oldukça altında tutarak, hatta 1,5°C ile sınırlamaya çalışarak, bu tehlikeli eşiğin aşılmasını önlemek için küresel bir çerçeve belirliyor.
1.5°C, iklim değişikliğinin doğuracağı riskleri ve etkileri önemli ölçüde azaltacak. Isınmayı 1,5°C’de tutmak için insan kaynaklı emisyonlar ve sera gazı tutma arasında bir denge kurmalıyız. Bu, 2050 yılına kadar küresel olarak iklim nötr hale gelmemiz gerektiği anlamına geliyor.