Merkezi Hollanda’nın Rotterdam kentinde bulunan IMCD’nin, Türkiye ofisi 2004’te kuruldu ve yıllar içerisinde büyüme kaydetti. IMCD Türkiye Gıda Birimi Bölüm Müdürü Berna Belli ve Gıda Birimi Teknik Satış Müdürü Aslı Tan sorularımızı yanıtladı.
-Sayın Belli ve Sayın Tan, IMCD’nin kısa tarihçesinden ve faaliyet alanlarından söz eder misiniz?
IMCD, 1995 kuruluşlu, özel kimyasallar ve fonksiyonel hammaddeler üzerine çalışan ve aynı zamanda müşterilerine teknik destek de sağlayan dünyanın önde gelen distribütörlerindendir. Merkezi Hollanda’nın Rotterdam kentinde bulunan IMCD’nin, Türkiye ofisi 2004’te kuruldu ve yıllar içerisinde büyüme kaydetti.
IMCD Türkiye gıda, boya, yapı kimyasalları, ilaç, plastik, tekstil, kozmetik ve deterjan gibi farklı birçok sektöre hizmet vermektedir. Özellikle gıda sektöründe; pastacılık, süt ve süt ürünleri, unlu mamuller, şekerleme ve çikolata, içecek, et ve et ürünleri gibi birçok alanda aktif olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
Satış ekibimiz, teknik altyapısı bulunan ve konusunda uzman kişilerden oluşmaktadır. Gıda ve yapı kimyasalları alanında kurulmuş 2 laboratuvarımızla müşterilerimize formulasyon destekleri verilmekte, seminer ve teknik eğitim etkinlikleri de düzenli olarak gerçekleştirilmektedir.
-Ürün portföyünüzü tanıtır mısınız? Daha çok hangi sektörlerde etkinsiniz?
IMCD Gıda bölümü, portföyünün de çok geniş olmasının bir avantajı olarak, geniş bir alana hitap etmektedir. En aktif olduğumuz sektörlerin başında unlu mamuller, süt ve süt ürünleri, pastacılık, içecek yer almaktadır. Bu sektörlere enzim, kültür maya grupları, selüloz bazlı kıvam vericiler (CMC, HPC, MC, HPMC), doğal koruyucular, doğal renklendiriciler, lezzet zenginleştiriciler, antioksidanlar, modifiye nişastalar ile hizmet veriyoruz.
Günümüzdeki ve gelecekteki trendleri yakından takip ederek, portföyümüzü bu trendler doğrultusunda güncellemekte ve müşterilerimize yenilikçi çözümler sunuyoruz.
Yenilikçi ürünlerimizden bazıları da şöyle: Unlu mamuller sektörü için dünyada ilk ve tek bitkisel kaynaklı L-cysteine ürünümüz şu anda oldukça ilgi görüyor. Proses sırasında avantajları da görülmektedir. Hamurda işlenebilirliği kolaylaştıran, özellikle yufka pizza hamuru gibi açılan hamurlarda parçalanmayı önleyen, bisküvi ve krakerlerde çatlama parçalanma problemlerini önleyen, gözenek yapısını homojen hale getirmeyi sağlayan bu ürün gün geçtikçe pazarda yerini bulmaktadır.
Bu ürünün en önemli özelliği hiçbir hayvansal kaynağı olmaması, tamamen bitkisel kaynaklı olmasıdır.
Diğer bir inovatif ürünümüz, eski nesil koruyucuların aksine, gıda korumasını, tamamen doğal, E kodsuz gerçekleştiren, et ve et ürünleri, içecekler, reçel, soslar, fırıncılık ürünleri vb. birçok alanda kullanılabilen yeni nesil bir doğal koruyucudur. Ürünümüz ArCa 1100 ile çok küçük dozajlar ile kalsiyum propiyonat, potasyum sorbat, sodyum benzoat gibi ürünleri ikame edilebiliyor.
Ürünümüz, iyon değişimi etkisi sayesinde, içeriğine katılan üründe bakteri ve küf, mayaya karşı oluşumu azaltır ve üreme hızını yavaşlatır. Aynı zamanda koruyucu kullanılmadan üretilen gıda ürünlerine kıyasla ortalama minimum 2 kat daha uzun raf ömrü süresi sağlar.
Günümüzde tüketicilerin daha sağlıklı ve kaliteli yaşam talepleri, yeni teknolojilere ve E kodsuz hammaddelere kapıların açılmasını sağlıyor. Bizler de IMCD olarak inovatif çözümlerimizle müşterilerimiz için bir iş ortağı, bir partner olmayı hedefliyoruz.
-2020 yılı tüm sektörler için zor bir yıl oldu. Sizin için nasıl geçti? 2021’e nasıl bakıyorsunuz?
2020 tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de zorlu gecen bir yıl oldu. Piyasaların hiç beklemediği pandemi iç pazarımızda dünya pazarlarında hazırlıklı olunan bir durum değildi. İnsanların ve dolayısıyla ticari hayatın bu tarz bir durumda nasıl bir pozisyon alacağı içerisinde deneyimleyerek gözlemleyebildiğimiz ve hazırlık yapma fırsatı bulunmayan bir durumdu. Ancak gözlemledik ki, gıda endüstrisinde en beklenmedik yenilikler ve vizyon değişikliği bu dönemde gerçekleşti.
IMCD’nin uzun süredir takip ettiği ve gerçekleştirdiği doğal ve sağlıklı ürünlere yönelik yatırımların önemi tüm dünya tarafından karşılık buldu ve sektör bu yöne evrildi. Pek çok kişi tükettiği gıdalarla ilgili kendini çok daha fazla sorgulamaya ve farkındalık oluşturmaya meyil gösterdi. Bu da bizim gibi sorumluluğu yüksek firmaların çalışma alanlarının önünü daha da açtı.
2021’de, şu anki koşullar da göz önünde bulundurulduğunda, bu trendin artarak süreceğini ve bu yönde faaliyet gösteren, kendini geliştiren firmalara hak ettiği değeri fazlaca vereceği ümidindeyiz.
-Gıda bileşenlerinde, Türkiye’de ve dünyadaki yeni trendler nelerdir?
Yukarıda bahsettiğimiz üzere tüketicilerin tercihleri artık daha sağlıklı beslenme isteğine doğru yöneldi. Bu da gıda sektörünü yönlendiren en önemli unsurların başında geliyor. Daha sağlıklı bir yaşam için daha temiz etiket, fonksiyonel gıdalar, daha hafif gıdalar, daha az şekerli ürünler raflarda uzun süredir yerlerini alıyor.
Dünyada başlayan bir akım olarak, ülkemizde de tüketicilerin büyük çoğunluğu ne yediğini bilmek, içeriğini ve üretim tekniğini öğrenmek istiyor. Büyük çoğunluk bileşenlerin listesini kontrol ediyor ve bu transparanlığa önem veriyor.
Aynı zamanda iklim değişiklikleri, sağlıklı ve sürdürülebilir beslenme konusunda artan farkındalıklar bitkisel beslenmeye olan eğilimi artırıyor ve günümüzün en çok konuşulan trendi haline getiriyor.
Tabii ki en önemli ve güncel konumuz olan pandeminin de etkisiyle bağışıklık sistemlerini güçlü tutmaya çalışan tüketiciler, besince zenginleştirilmiş ürünlere de yöneliyor.
IMCD olarak bizler tüketicilerin bu güncel taleplerine cevap vermek için portföyümüzü düzenli olarak yenilemeye, inovatif ürünlerle üreticilere çözüm ortağı olmayı hedefliyoruz.
-Sektörde yaşadığınız sorunları ve çözüm önerilerinizi öğrenebilir miyiz?
Sektörde uzun zamandır gözlemlediğimiz en büyük sorun, arada kalmışlık. Üreticiler yatırımlarını talep gören sağlıklı ürünlere; mineralce ve/veya vitamince zengin veya zenginleştirilmiş yenilikçi ürünlere evirmeye çalışırken; ekonomik durumların buna müsaade etmiyor olması ciddi bir arada kalmışlığa sebebiyet verdi.
Tüm dünyada lansmanı yapılan prebiyotik, probiyotik ürünlere talep, lifçe zenginleştirilmiş ürünlere talep Türkiye’de de artmış vaziyette. Ancak yatırımcıların çoğunun hammaddeyi yurtdışından tedarik ediyor olması, içinde bulunduğumuz koşullardaki döviz dalgalanmaları üreticileri ciddi olarak uzun vadeli plan yapmaktan alıkoymakta ve tereddütlü havanın sürmesine sebebiyet vermektedir.
-Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
2020’nin bitmesi ile beraber insanlık ve endüstrimiz anlamında kötü dönemlerin geride kalmış olmasını ve yeni yılın sağlık ve iş dünyası anlamında bol fırsatlarla gelmesini ümit ediyoruz. Bu vesile ile herkesin yeni yılını da kutluyor, pek çok yeni ürün ve lansmanla 2021’de alanımızı ve portföyümüzü genişleteceğimizin müjdesini de vermek istiyoruz. Detaylar, 2021 içerisinde eğitimler ve tanıtımlarla iş ortaklarımıza sunulacaktır.