Bağışlanan gıdaların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını amaçlayan ve gıda bankacılığı alanında belli standartların oluşturulmasını sağlamak hedefiyle kurulan Gıda Bankacılığı Derneği faaliyetlerine başladı. Ülkemizin önde gelen şirketlerinin katılım ve desteğiyle kurulan Gıda Bankacılığı Derneği, açlık ve yetersiz beslenmeyle mücadele edecek.
İş dünyası, açlık ve yetersiz beslenmeyle mücadele etmek hedefiyle Gıda Bankacılığı Derneği çatısı altında buluştu. Ülkemizin pek çok saygın kurum ve kuruluşunun katılım ve desteğiyle kurulan Gıda Bankacılığı Derneği (GBD), bağışlanan ürünlerin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını sağlayacak. GBD aynı zamanda ülkemizde gıda bankacılığı alanında yürütülen faaliyetlerin belli standartlara sahip olmasını sağlamak için de çalışmalar yürütecek.
GBD, Türkiye’de mevcut bulunan diğer gıda bankalarını desteklemeyi, onlarla işbirliği içerisinde hareket etmeyi de hedefliyor. Yurdun çeşitli bölgelerinde faaliyet göstermekte olan gıda bankaları, bağışların yanı sıra teknoloji, eğitim ve finansman anlamında da GBD tarafından desteklenecek. GBD ülkemizin ihtiyaç duyulan noktalarında yeni gıda bankalarının kurulması için de çalışmalar yürütecek.
Gıda Bankacılığı Derneği’nin üyeleri arasında Banvit, G2M Dağıtım, Metro Cash & Carry, Ova Soğuk Hava Tesisleri, Sodexo ve Turkent A.Ş. (KFC ve Pizza Hut Türkiye) gibi firmalar ve Beşler, Starbucks, Süzer Grubu, Turistik Otelciler İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği TUROB, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı TİSVA, Yaşar Grubu ve yemeksepeti.com gibi kuruluşların yöneticileri yer alıyor.
GBD, bağışlanan gıdaları ihtiyaç sahiplerine ulaştıracak
GBD, Türkiye’de gıda sektöründe faaliyet gösteren firmaların bağışladıkları ürünleri ihtiyaç sahiplerine ulaştırmayı amaçlıyor. GBD’nin ana misyonu açlıkla ve yetersiz beslenmeyle mücadele etmek olacak.
Gıda Bankacılığı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serhan Süzer, GBD’nin kurulması için çalışmaların bir yıldan uzun bir süre önce başladığını ve bu dönem zarfında kapsamlı inceleme ve araştırmalar gerçekleştirildiğini belirtti: “Bu alandaki ihtiyacı saptadıktan sonra neler yapılabileceğini, çözüm yollarının neler olacağını ve en yüksek faydayı nasıl yaratabileceğimizi araştırdık. Çok önemli kurum ve kuruluşlar GBD için ellerini taşın altına koydular. Türkiye’de gıda bankacılığını yaygınlaştırmak, açlık ve yetersiz beslenmeyle mücadelede en etkili araçlardan biri haline getirmek istiyoruz. Ülkemizde gerçekten de yardımsever pek çok kişi ve kurum var, ancak bu kişi ve kurumlar yaptıkları yardımların gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını istiyor. Biz de bu işte etkin bir sistem oluşturup toplanan gıda bağışlarının gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlayacağız. Bunu yaparken de şeffaflık ve tarafsızlık ilkelerimizden asla ödün vermeyeceğiz.”
Türkiye’deki tüm kurum ve kuruluşlara bir çağrı yapan Gıda Bankacılığı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serhan Süzer, “Ülkemizde açlık ve yetersiz beslenmeyle mücadele etmek isteyen, elinde gıda bankasına bağışlayabileceği ürünler bulunan tüm firmaları Gıda Bankacılığı Derneği’ni desteklemeye davet ediyorum” dedi ve ekledi: “Destek vermek isteyen kuruluşların yalnızca gıda değil, gıda bankacılığı faaliyetlerinde önemli yeri olan depolama, nakliyat ya da işgücü anlamında da her türlü katkısına açığız. Şirketlere sesleniyorum: Gelin bu işi hep birlikte yapalım ve ülkemizin en temel sorunlarından biri olan açlık ve yetersiz beslenmeyi ortadan kaldıralım.”
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Başkanı ve Gıda Bankacılığı Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Aziz Akgül, Türkiye’nin 2009 yılında, GSYİH’nin yaklaşık dörtte birini, bir başka ifadeyle 220 milyar TL’sini israf ettiğini hatırlattı: “İsraf edilen önemli kaynaklardan birisi de gıdadır. Gıda israfında sembol, ekmek israfıdır. Türkiye, bir günde İzmir nüfusu kadar yani 3.750.000 ekmeğini israf ediyor. Gıda bankacılığının ilk uygulaması, 20 Ocak 2004 tarihinde Diyarbakır’da başlamıştı ve bugün baktığımızda Türkiye’de 50 civarında gıda bankası bulunduğunu görüyoruz. Pek çoğu da iyi niyetle ama oldukça sınırlı imkanlarla hareket ediyor. GBD sayesinde bu alandaki çalışmaların belirli standartlar doğrultusunda gerçekleştirilmesi ve daha etkin faaliyetler yürütülmesi mümkün olacak.”