Günümüzde görülme sıklığı giderek artan kanser hastalığından korunmak için sağlıklı ve dengeli beslenmek büyük önem taşıyor. Doğal besinlere sofralarda sıklıkla yer vererek bağışıklık sistemini güçlendirmek ve vücudun kansere karşı direncini artırmak mümkün olabiliyor.Memorial Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uz. Dyt. Sevil Ürer Vefalı, “1-7 Nisan Kanser Haftası” öncesinde kanser riskini azaltan doğal besinler hakkında bilgi verdi.
Doğal besinlerin gücü
-
Kara üzüm: Çekirdeği ve kabuğuyla beraber tüketildiğinde içeriğindeki “resveratrol” ile kanser yapıcı bileşikleri bloke edici özelliğe sahiptir. İnsan vücudunda kanser dokularının oluşumunu ve gelişimini engellemektedir.
-
Sarımsak: Selenyum içeriği yüksek olan sarımsak mide, göğüs, bağırsak, cilt ve prostat kanserlerinde tümörlerin oluşmasını ve ilerlemesini engellemektedir. Zeytinyağı içinde ezilerek veya çiğ şekilde tüketilmesi daha faydalıdır.
-
Zerdeçal: Karaciğer, akciğer, kolon, mide, meme, yumurtalık, beyin ve lösemi gibi pek çok kanserde tümör hücrelerinin büyümesini engellemektedir. Kanser hücrelerinin yaşamasını sağlayan enzimin aktivitesini azaltır. Safra artırıcı etkisi nedeniyle safra taşı olan kişilerde kullanılmamalıdır.
-
Havuç: Betakarotenden zengin olan havuç prostat, ağız, yemek borusu ve mide kanserine karşı koruyucu etkisi vardır. Havuç suyu şeklinde de tüketilebilir.
-
Domates: Domatesin içinde bol miktarda bulunan likopen, DNA hasarını engelleyerek kanser riskini azaltmaktadır. Özellikle akciğer, kolon ve meme kanserlerinde etkilidir.
-
Yeşil çay: İçeriğindeki kateşinler antioksidan etkiye sahiptir. Özellikle kolon kanseri riskini azaltma konusunda etkilidir. Günde 2 fincan şekersiz yeşil çay içilmesi küçük hücreli akciğer, pankreas, özefagus ve ağız kanserlerinin oluşumunu önlemeye yardımcıdır.
-
Ananas: Ananasın içindeki “bromelain” maddesi özellikle akciğer, bağırsak, yumurtalık ve cilt kanserlerinde tümörlü hücrenin gelişimini engellemektedir.
-
Balık: A,D,K ve B grubu vitaminler açısından zengindir. İyot, selenyum, fosfor, magnezyum ve çinko bakımından da iyi bir kaynaktır. Özellikle somon gibi omega-3 içeriği yüksek olan balıklar kansere karşı koruyucudur. Haftada 2 kez tüketilmesi önerilmektedir.
-
Çörek otu: Akciğer, baş-boyun, kolon, karaciğer, lösemi, lenfoma, pankreas, prostat ve yumuşak doku kanserlerine karşı koruyucudur. Vücutta mikrop veya tümörle mücadele eden hücrelerin sayısını arttırmaktadır.
-
Kurubaklagiller: Mercimek, nohut, kuru fasulye ve barbunya iyi lif kaynaklarıdır. Özellikle bağırsak kanseri için koruyucudur. Vücuda zarar veren maddelerle savaşırlar ve kan dolaşımına yardımcı olurlar. Haftada 2 kez tüketilebilir.
-
Kırmızı biber: C vitaminini en çok içeren sebzelerden biridir. Antioksidan bir vitamin olan C vitamini kanser hücrelerinin büyümesini engeller ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
-
Soğan: Bol miktarda A, B ve C vitaminleri, fosfor, iyot ve kükürt içerir. Özellikle kolon kanserine yakalanma riskini azaltır. Doğal antibiyotik özelliğiyle bağırsak ve karaciğeri temizlemektedir.
-
Fındık: E vitamini açısından zengin bir besindir. Tümör büyümesini engelleme ve kanserli hücrelerin kendilerini yok etmeleri; yani apoptosis sürecini başlatır. Kolon, prostat ve göğüs kanserleri üzerinde önemli rol oynamaktadır. Her gün en fazla 1 avuç tüketilebilir.
-
Yoğurt: Yoğurdun içindeki probiyotik bakteriler vücudun bağışıklık sistemini kuvvetlendirmede önemli bir role sahiptir. Özellikle kolon, mide, akciğer ve meme kanserlerine karşı koruyucudur.
-
Brokoli: Lif, A ve C vitaminleri, folik asit ve kalsiyum gibi beslenme açısından değeri olan birçok fayda sağlamaktadır. Ayrıca brokoli, glukosinolat içermektedir ve vücutta meydana gelen zararlı maddelerin etkisiz hale dönüştürülerek böbreklerden atılmasını sağlamaktadır. İdrar yolları, kolon, akciğer, göğüs ve rahim kanserine karşı koruyucudur. Yemeklerde, salatalarda çiğ veya buharda pişirilerek tüketilebilir.