Özlem ERGÜN – Editor
Hatırlarsanız, Ekim ayında kırmızı et ve işlenmiş kırmızı et ürünlerinin sağlığa etkileri ile ilgili medyada birçok haber yer aldı. Sağlık Bakanlığı da “Kırmızı et ve işlenmiş kırmızı et tüketiminin sağlığa etkileri” konusunda Dünya Sağlık Örgütü’nün raporları doğrultusunda yürütülen tartışmalara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada “Kırmızı et ve işlenmiş etler ile ilgili yapılan güncel açıklamalar ülkemizde toplum bazında müdahale gerektiren öncelikli bir sağlık sorununu gündeme getirmekten çok, sözü geçen ürünleri aşırı tüketen bireylerin dikkatini çekmek için yapılan bir uyarı olarak değerlendirilmelidir” denildi.
Toplum sağlığını ilgilendirdiği belirtilen kırmızı et ve işlenmiş kırmızı et tüketimi konusunda kamuoyunu aydınlatmak ve doğru bilgilendirmek için yapıldığı kaydedilen Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasında “Öncelikle Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması sonuçlarına göre; Türkiye’de et tüketimi belirlenen limitlerin altındadır ve temel besin ekmek ve diğer tahıl ürünleridir. TÜİK verilerine göre; ülkemizde kişi başı günlük kırmızı et tüketim miktarı 35 gr olarak saptanmıştır. Bununla birlikte güncel kanser istatistiklerimize göre 15 yaş üzeri bireylerin ülkemizde ortalama kolorektal kanser (Kolon Kanseri) insidansı yani 1 yıl içerisinde bu kanseri geliştirme bazal riski yüz binde 20’dir. Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) bağlı Uluslararası Kanser Kontrol Ajansı (IARC), Türkiye’nin de dahil olduğu 24 ülke tarafınca yönetilmektedir. Kanser alanında pek çok ortak çalışma yürüten ajans, üye ülkelerinin talepleri ile kırmızı et ve işlenmiş kırmızı et tüketiminin kanser gelişimindeki rolünü araştırmıştır” ifadeleri kullanıldı.
Bol güneşli tarım ülkesi: Lübnan
“Araştırma” bölümümüzde, TC Ekonomi Bakanlığı İhracatı Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı Lübnan ülke raporuna yer veriyoruz. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre Lübnan 330 bin hektar tarım arazisine sahip olmakla birlikte bu alanın ancak 170 bin hektarlık kısmı ekilebilir durumda. Dört mevsimin yaşanabildiği ve tipik Akdeniz iklimine sahip Lübnan’da tarım ve hayvancılık önemli bir geçim kaynağı.
Ekilebilir arazilerin ise yalnızca üçte biri sulanabiliyor. Ülkenin en önemli tarım alanları ise Bekaa Vadisi’ndeki düz araziler. Bu alan, ülkedeki toplam ekilebilir alanların % 35’ini oluşturuyor. Bekaa Vadisi’nde yetiştirilen kök sebzeler, bazı tahıllar ve tütün, toplam üretimin % 30’unu sağlıyor. Kıyı bölgelerde ise daha çok muz, kavun ve elma gibi meyveler yetişiyor. Tarım sektörü GSYİH’nin % 5’ini oluşturuyor. Üretimin büyük kısmı iç piyasada tüketiliyor ve bir kısmı da BAE ve Suudi Arabistan başta olmak üzere diğer ülkelere ihraç ediliyor.
Ülkenin en başarılı tarım sektörlerinin başında, yerel üzüm bağlarından elde edilen şarap üretimi geliyor. Toplam şarap üretimi yıllık 12 bin ton civarında ve üretimin yaklaşık % 30’u, çoğu Avrupa’daki ve Amerika’daki Ortadoğu restoranlarında kullanılmak üzere ihraç ediliyor.
Lübnan ile 2000 yılında 150 milyon dolar civarında olan dış ticaret hacmimiz, 2013 yılı itibarıyla 1 milyar doları geçmiş. Ancak Ortadoğu’daki karışıklık nedeniyle 2014 yılında dış ticaret hacmi 921 milyon dolara gerilemiş.
Lübnan’a olan 782 milyon dolarlık ihracatımızda birinci sırada 34 milyon dolar ile mücevherci eşyası, ikinci sarıda 32 milyon dolarla tütün ürünleri ve üçüncü sırada 29 milyon dolarla bitkisel yağlar bulunuyor. Lübnan’a olan ihracatımızda diğer önem arz eden ürünler ise bisküvi, deniz ürünleri, kabuklu meyveler ve çikolatalı ürünler…
Yeni sayıda görüşmek üzere,
Hoşça kalın.