Küçük Menderes Havzası’nda etkisi gittikçe artan su sorunu hem tarımsal üretimi hem de sanayinin geleceğini tehdit ediyor. Bölgede su sorununun en çok hissedildiği Tire’de birçok üretici tarlasını ekemezken, ekilen yerlerde de susuzluktan ürünler kuruyor. Ayrıca bölge ekonomisinin can damarı olan TOSBİ’de fabrikalar tankerler ile taşıyarak üretimi sürdürmeye çalışıyor.
Konuyla ilgili 20 yıldan bu yana kamuoyu bildirileriyle konuya dikkat çekmeye çalışan Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, “Uluslararası araştırmalara göre ülkemiz “Su Fakiri” ülkeler kuşağında yer alıyor. Su sorunu çözemezsek bölgede önce tarımsal üretim ve sanayi, ardından ise esnaf ve tüm sektörler etkilenerek varlık içinde yoksulluk başlayacak.
Bu nedenle bırakalım her şeyi bir kenara sadece suyu düşünelim, sadece suyu konuşalım, kaynaklarımızı önce suya harcayalım ki yaşamı kurtaralım. Bu hayati sorun mutlaka çözülmelidir. Yüzlerce, binlerce kilometreden doğalgaz getirilebiliyorsa suyu da olan yerden getirmeliyiz. Deniz suyunu arıtıp tarımsal sulamaya dönüştürüp ovaya verecek projeler uygulamalıyız. Gelecek kuşakların günahına girmeyelim. Biran önce harekete geçmezsek yarın çok geç olacak” dedi.
“Her geçen yıl yeraltı suları azaldı”
Bölgede büyükbaş hayvancılığa yönelik büyük yatırımlar yapıldığını ve su sorununa çözüm bulunmazsa tüm yatırımların heba olacağını belirten Eskiyörük şunları söyledi: “Bölgemizde 90’lı yıllarda pamuk üretimi yapılmaktaydı. Pamuk bitince, yılda 3 kez ürün alınabilir olması nedeniyle büyükbaş hayvancılık ilgi odağı oldu. Dışarıdan yatırımcılar geldi, büyük çiftlikler kurdu ve bütün ova mısır tarlasına dönüştü. Hayvancılık yapmayanlar da pazar garantisi ve devlet desteği olduğu için mısır ekip satarak gelir sağlamaya başladılar ve yeraltı suları vahşi sulama ile hoyratça kullanıldı. Kışın yağmur sularının denize akıp gitmesine seyirci kalındı. Her geçen yıl yeraltı suları azaldı ve gelinen noktada ovanın büyük bölümünde sulu tarım yapılamaz hale geldi. Dünyanın en verimli tarımsal üretim alanı olan Küçük Menderes’te hayat bitiyor.
“Suyu kurtarmalıyız, yoksa ovada üretim biter hayvancılık biter”
90’lı yıllarda 30-40 metrelerden su alınırken bugün kuyular 200 metrelere indi. Çiftçiler su bulma ümidiyle çaresizlikten tarlaların her köşesine sondaj yaptırırken maalesef su bulunamaz hale geldi. Şu an artık ovadaki artezyenlerin çoğu kesildi. Hayvancılık yapanlar bırakın yem bitkisi üretmeyi hayvanlarının içecek suyunu bile tankerlerle taşıyor. Su olmazsa ot olmaz, ot olmazsa süt olmaz et olmaz sanayi olmaz. Suyu kurtarmalıyız, yoksa ovada üretim biter hayvancılık biter.
Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalı bölgemizde sanayiciler büyük yatırım yaptı. Bu sanayiler kapanır. Binlerce insan işsiz kalır, esnafa kadar herkes etkilenir, fakirleşir.
Küçük Menderes Havzası; Türkiye’nin en büyük tarımsal gelir kaynaklardan birisidir. Bu nedenle bölgemizde kuraklık sadece bölge halkının değil Türkiye’nin sorunudur. Vatan toprağı konusunda çok hassas bir millet olmamıza rağmen maalesef topraklarımızın çöl olmasına göz yumuyoruz” dedi.
“Yarın çok geç olacak”
Su sorunun çözümleri konusunda öneriler sunan Eskiyörük bölgenin geleceği için ilgili tüm kurumların su yönetimi konusunda ortak bir eylem planı hazırlaması ve bunun Devlet Politikası haline getirilmesi gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi:
*Kışın yağan yağmur sularını hapsederek, bir damlasının bile denize akıp gitmesini önleyecek göletler ve yeraltı barajları yapılmalıdır.
*Bölgemizdeki belediye ve sanayilerin atık sularını, tarımsal sulamaya uygun hale getirecek artıma tesislerinin kurulması zorunluluk hale getirilmelidir. Böylelikle aynı zamanda çevre kirliliği önlenecektir.
*Küçük Menderes’e en yakın sahil olan Pamucak’ta deniz suyunu arıtıp tarımsal sulamaya uygun hale getirerek Küçük Menderes ovasına aktarılarak susuz alan bırakılmamalıdır.
*Devlet desteği ve yaptırımıyla damlama sulamaya zorunluluk getirilmelidir.