Lahmacun sevmeyenimiz çok azdır herhalde. Türkiye’nin hemen her yerinde bulabileceğimiz bu ürünün kriterleri, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından yeniden belirlendi. Lahmacun harcındaki kırmızı et oranı yüzde 25’ten yüzde 35’e çıktı. Böylece sağlıksız ve bol soğanlı lahmacun dönemi sona erecek. Yeni uygulama ile özellikle ucuz lahmacunun fiyatına yüzde 20 zam yapılacağı tahmin ediliyor. Başka bir deyişle, piyasada 3 liranın altında lahmacun satılamayacak.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkililerinin yapacağı denetimler standartların altında üretim yapan işletmelere 13 bin lira ceza kesilecek.
Bakanlığın bir başka uygulaması da 1 Ocak 2015’ten itibaren geçerli olmaya başladı. Salça ve sofralık zeytinde tuz oranlarının azaltılması ile meyve sularına ilave şeker katılamayacağına ilişkin düzenlemeye göre, salçada tuz miktarı % 60 azaltılarak, ağırlıkça kuru maddede maksimum yüzde 5, sofralık zeytinde tuz miktarı yüzde 50 azaltılarak ağırlıkça maksimum yüzde 8 olacak, meyve sularına ise ilave şeker katılamayacak.
Temel içeceğimiz: Çay
Yağışın bol ve iklimin sıcak olduğu bölgelerde yetiştirilmesine rağmen dünyada çay üretiminin ekonomik olarak yapıldığı yerler sınırlı. Hindistan, Çin, Sri Lanka, Endonezya, Kenya ve Japonya çay bitkisinin yaygın olarak yetiştirildiği ve çay üretiminin yoğun olarak yapıldığı ülkeler. Bu ülkeler ve Türkiye ile birlikte 30’a yakın ülkede ekonomik düzeyde çay üretimi gerçekleştiriliyor.
Türkiye, çay tarım alanlarının genişliği bakımından, dünyada üretici ülkeler arasında 7. sırada, yıllık kişi başına tüketim bakımından ise 4. sırada yer alıyor.
Yıllık kişi başına çay tüketim miktarları yüksek olan ilk beş ülke de şöyle sıralanıyor: İrlanda (3,2 kg), İngiltere (2,6 kg), Kuveyt (2,5 kg), Türkiye (2,3 kg) ve Katar (2,0 kg).
Konuyla ilgili sektör raporunu iç sayfalarımızda bulabilirsiniz.
Karlar ülkesi: Finlandiya
5,4 milyon nüfuslu, 338.145 kilometrekare yüzölçümlü bir ülke olan Finlandiya’da irili ufaklı 188 bin göl yer alıyor. Ülkenin; batıda İsveç, kuzeyde Norveç, doğuda Rusya ve güneyde Baltık Denizi ile sınırı bulunuyor. Topraklarının % 69’u orman, % 10’u göllerle kaplı. Tarıma elverişli arazi toplamı ise topraklarının ancak % 18’i civarında.
Küçük aile çiftliklerinin, tarımın temelini teşkil ettiği Finlandiya’da, buğday ve çavdar, güneybatı kesiminin ana ürünleri arasında yer alıyor. Bunları da büyük miktarlarda yetişen yulaf, arpa ve patates izliyor. Daha soğuk kuzey bölgelerindeki tarım arazisi ise geniş otlaklardan oluşuyor. Bu otlaklarda, özellikle süt üretimi için iki milyon civarında küçük ve yine iki milyon civarında da büyükbaş hayvan besleniyor.
Biz bu sayımızda, TC Helsinki Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği’nin hazırladığı “Finlandiya şekerli mamuller sektör raporu”na yer veriyoruz. Rapordan öğrendiğimize göre, Finlandiya’da şekerleme ve şekerli mamuller sektörü, oldukça aktif ve rekabete dayalı bir seyir izliyor. Ülkede rekabet eden birçok yerel ve uluslararası şirket var.
Finlandiya’da birey başına yıllık tatlı tüketimi 13,5 kilogram civarında. Geçmiş yıllarda ebeveynlerin çocukları için haftanın sadece bir günü olarak belirledikleri “şeker günü” kavramı toplumda yok olmaya başlamış ve neredeyse haftanın her günü çocuklar için “şeker günü” olmuş.
Fin toplumundaki artış gösteren şekerleme ve çikolata tüketiminin nedenlerinden biri de toplumdaki alım gücü seviyesinin yükselmesiyle ilgili. Finlandiya diğer Baltık ülkeleri ile arasındaki farkı kapatarak, ülkedeki şeker ve şekerli ürün tüketimini bu ülkelerle eşit seviyeye getirmiş.
Yeni sayıda buluşmak üzere,
Hoşça kalın.