Gıda 2000 Dergisi

Mak-San. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Ali Tosunoğlu: “Sektörün en büyük sorunu haksız rekabettir”

Mak-San. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Ali Tosunoğlu: “Sektörün en büyük sorunu haksız rekabettir”

1930’lu yıllardan beri İzmir’de faaliyet gösteren Mak-San, 1960’lı yıllardan itibaren tuğla ve kiremit makineleri, 1980’li yıllardan itibaren de bitkisel yağ endüstrisine yönelik makineler üretiyor. Firma, özellikle Doğu Avrupa ülkeleriyle çalışıyor.

– Sayın Tosunoğlu, bitmekte olan 2105 yılını nasıl geçirdiniz? 2016’ya nasıl bakıyorsunuz?

2015 yılı gerek ülkemizdeki seçim atmosferi ve beklentisi, gerekse dünya piyasalarında genel durgunluk yaşandığından ötürü çok hareketli geçmedi. Ancak 2016 yılına iyimser bakıyor ve hem iç hem de dış piyasalarda daha hareketli olacağını umuyoruz.

-Kısa vadede yatırım planlarınız var mı? Varsa nelerdir?

Şu anda yeni bir fabrika binası inşa ediyoruz. Bunu 2016 yılı içerisinde tamamlayacağız ve hem bina hem de teçhizat açısından yenileme yapmaya gideceğiz. Yeni kurulacak tesisimizde daha modern şartlarda ve imkanlar kullanarak mevcut ürün kalitemizi geliştirmeyi planlıyoruz.

-Ürün portföyü ve Ar-Ge çalışmalarınız ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Ürünlerimiz tuğla/kiremit makineleri, nebati yağ makineleri ve sabun makineleri olmak üzere üç ana kalemde toplanmış olup, biz genel olarak bu tesislerin anahtar teslimi yapımı konusunda yıllardır deneyimliyiz. Bu deneyimi kullanarak önemli saydığımız pazarlarda anahtar teslim işlerde yoğunlaşmayı planlıyoruz.

-Faaliyet gösterdiğiniz sektörlerle ilgili bir değerlendirme yapabilir misiniz?

Çalışmakta olduğumuz sektörler, dünya piyasalarında genel olarak çok geniş bir pazara hitap etmekle birlikte marka değeri yüksek firma sayısı fazla değildir. Biz, Mak-San olarak Türkiye’de 1990’lı yıllara kadar iç piyasa ağırlıklı olarak çalıştık ve ülkemizde halen gerek tuğla ve kiremit fabrikalarında, gerekse nebati yağ tesislerinde önemli referans işlere imza attık. 1990’ların ortalarından itibaren başlayan yurtdışına açılımımızdan günümüze dek 40’ı aşkın ülkeye makine ihraç ederek, tesisler kuruyoruz. Geçmişte çok da fazla bilinmeyen markamız, artık özellikle Rusya ve Türki Devletler’de hatırı sayılır bir itibara erişti. Bu itibarı Afrika ülkeleri ve Güneydoğu Asya’ya da yaymayı kendimize hedef yaptık.

-Sektörde yaşadığınız sorunlar ve çözüm önerileriniz nelerdir?

Sektörün en büyük sorunu, merdiven altı tabir edilen teknoloji kopya etmeye dayalı haksız rekabettir. Bunu özellikle ülkemizde sıklıkla yaşıyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz konular, genel olarak uzmanlık içeren konulardır. Biz, teknoloji geliştirmek için düzenli yatırımlar yaparak ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını zamanında karşılayabilmek için önemli miktarda yedek parça bulunduruyoruz. Haksız rekabet eden firmaların teknolojimizi çaldığını söyleyebiliriz. Bu firmalar, hem vergiden kaçınarak hem de kaçak işçi istihdam ederek, her türlü faaliyetini yasal düzen içinde sürdüren bizim gibi firmaların teknolojik olarak daha da gelişmesine engel olmaktadır. Bunun çözümünü, gerek meslek odalarında gerekse kamu kurumlarında bu tür haksız rekabet eden firmalara karşı belirgin bir duruş sergilenerek yaptırım uygulanmasında görüyoruz.

-Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Ülkemizde üretim planlı olarak desteklenmemektedir. Devletin bu konuda daha seçici davranarak belli başlı bazı sektörleri desteklemesi şarttır. Dünyada çıkan ekonomik krizlerin çoğu ilk bakışta finans krizi gibi görünse de arka planda uzun süredir üretimden ziyade hizmetler sektörlerine önem verilmesi nedeniyle üretmeyen ekonomilerin yapısal bir kriz yaşaması şeklinde algılıyoruz. Belirgin bir üretim gücü olan ülkemizin bunu hiçbir koşulda kaybetmemesi gerektiğini düşünüyoruz.

Exit mobile version