Metro Türkiye ev sahipliğinde gerçekleşen 2. İstanbul Coğrafi İşaret Zirvesi’nde, İstanbul’un coğrafi işaretli ürünleri ve bu konuda yapılan çalışmalar kamu, siyaset ve iş dünyasının önde gelen isimleri tarafından ele alındı.
Türk mutfağının daimiyetini sağlama ve gelecek nesillere miras bırakma misyonunu üstlenen Metro Türkiye ev sahipliğinde; Türk Patent ve Marka Kurumu, TOBB, İstanbul Ticaret Odası, Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı’nın desteği ve katılımıyla 2. kez İstanbul Coğrafi İşaret Zirvesi düzenlendi.
Metro Türkiye bünyesinde yer alan Türkiye’nin ilk gastronomi keşif platformu Gastronometro’da gerçekleşen zirvede kamu, siyaset ve iş dünyasından önde gelen tüm paydaşlar, İstanbul’un coğrafi işaretli ürünlerini ve bu konuda yapılan çalışmaları ele aldı.
Metro Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Boris Minialai’nin açılış konuşması ile başlayan zirveye şu isimler katıldı:
İstanbul Vali Yardımcısı Uğur Aladağ, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, İtalya’nın Türkiye Büyükelçisi Massimo Gaiani, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Ülken, Türk Patent ve Marka Kurumu Coğrafi İşaretler Daire Başkanı Hakan Kızıltepe, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ahmet Özer, İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, İstanbul Ticaret İl Müdürü İsmail Menteşe, MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü Eğitim Politikaları Daire Başkanı Dr. Recep Altın, Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdür Yardımcısı Ekrem Alper Bozkurt, Şef Somer Sivrioğlu ve ilgili kurum, kuruluş temsilcileri.
Konuşmasında Türk mutfağının adeta sınırsız bir potansiyele sahip olduğunu söyleyen Metro Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Boris Minialai, “Türkiye’de coğrafi işaretli ürün sayısı 460’ın üzerinde ve bir o kadar daha aday ürün var. Potansiyel ise 2.500’den fazla. Bu rakam neredeyse tüm Avrupa’nın toplam ürün potansiyeliyle aynı. AB, Coğrafi İşaretlerden yıllık 75 milyar dolarlık bir katma değer sağlıyor. Dünyada ise yıllık 200 milyar doların üzerinde bir katma değer oluşturuyor.
Türkiye’nin bu potansiyelini hak ettiği noktaya getirmemiz ekonomimize milyarlarca dolar katma değer anlamına geliyor. Bu amaçla, İstanbul’un Ormanlı pirincinden Çengelköy salatalığına, Kalfaköy kömüründen çakıl domatesine tüm coğrafi işaretli ürünlerini yarınlara taşımak, değerlerini ortaya çıkarmak için paydaşlarımızla çalışıyoruz.
Tüm ekosistemimizi, İstanbul’un bu kadar değerli bir zenginliklerini, ülkemizde ve yurtdışında daha güçlü bir şekilde duyurmak için ortak çalışmalara davet ediyoruz” dedi.
“65 bin öğrenci derslerinde coğrafi işaretleri okuyor”
2012 yılında Metro Türkiye olarak coğrafi işaretli ürünler projesine başladıklarını belirten Minialai konuşmasının devamında şunları söyledi: “Bugün raflarımızda bulunan 150’ye yakın coğrafi işaretli ürün ve 10 Metro ülkesine yapılan yaklaşık 10 milyon euroluk ihracat rakamı bu çalışmalarımızın bir sonucudur. Şu ana kadar hayata geçirdiğimiz projelerle 120 restoranın mönüsünde coğrafi işaretli ürünlerin kullanılmasını sağladık. Coğrafi işaretli ürünlerin korunması, gelecek kuşaklara aktarılması için eğitim de şüphesiz en önemli konulardan biri. Bu nedenle 11. Kalkınma Planı’nda sunduğumuz öneri neticesinde, coğrafi işaretli ürünler bu yıl okullarımızda müfredata girdi. Bunun için geçtiğimiz aylarda Milli Eğitim Bakanlığımız ile bir protokol imzalamıştık.
Şu anda mesleki ve teknik liselerin yiyecek-içecek hizmet alanında okuyan yaklaşık 65 bin öğrenci derslerinde coğrafi işaretleri okuyor, öğreniyor. Bu konuda katkımız olduğu için onur duyuyoruz. Çünkü coğrafi işaretli ürünler sadece Metro Türkiye’yi değil hepimizi daha güçlü yarınlara taşıyacak engin bir potansiyeldir. Yerli turist hafta sonları Gaziantep’e, Hatay’a birbirinden güzel yemekler yemeye gidiyor. Neden yabancı turist de bunu yapmasın? Veya neden Ezine’ye yurtdışından turlar düzenlenmesin? Gelin bu potansiyeli hep birlikte ortaya çıkaralım, Türkiye’nin bu gizli hazinesini tüm dünyaya tanıtalım.”