Pitaya meyvesindeki toplam fenolik (TFC) içerik oldukça yüksektir ve meyveye yüksek radikal yakalayıcı aktivite özelliği sağlamaktadır.
Doç. Dr. Özlem TOKUŞOĞLU / Manisa Celal Bayar Üniv. Müh. Fak. Gıda Müh. Böl. Öğretim Üyesi, Dokuz Eylül Üniv. Teknoloji Geliştirme Böl. DEPARK, Teknopark Spil Innova Ltd. Şti. Müdürü
Ejder meyvesinin anavatanı Asya ve Güney Amerika’dır. Tropikal bir meyvedir. İlk olarak Vietnam’da üretilen meyve zamanla bütün dünyaya yayılmıştır. İngiliz terminolojisinde “Dragon meyvesi” olarak, Malay dilinde “Buah Naga” olarak bilinen pitaya meyvesi, pitahaya, çilek armudu ve kaktüs meyvesi olarak da adlandırılmakta olup, Cactacae familyasının Hylocereus cinsi altında isimlendirilen meyvedir. Ülkemizde “ejder meyvesi” olarak bilinmekte olup, çekici görünümü ve lezzeti ile olduğu kadar zengin besleyici değeri ile de sofralarımızda yer almaya başlamıştır.
Etli kısmı, çekirdeklerindeki benzerlik nedeniyle kiviyi andırmaktadır. Oval şekilli dış kabuk formu üzerinde girintili çıkıntılı yapılar mevcuttur, kabuğu pullu gibi görülmektedir. Etli meyvesi ise sulu ve tatlıdır, son derece fazla yenilebilir küçük siyah tohumcukları içermektedir. Üç tip pitaya varyetesi (Hylocereus polyrhizus, Hylocereus undatus and Hylocereus megalanthus) ticari olarak kullanım alanı bulmaktadır. Farklı Hylocereus varyeteleri şekillerine, hacimsel yapılarına ve etli kısımlarının renklerine göre sınıflandırılmaktadır. Bu meyvelerin besleyici değeri ve şifa verici özellikleri son zamanlarda rapor edilmiştir. Pitaya meyvesinin antioksidan, antikanser, hipokolesterolemik, prebiyotik ve antimikrobiyal özellikleri rapor edilmiştir. H. polyrhizus (kırmızı pitaya)’nın kabuğu ve yenilebilir kısmı kırmızıdır, H.undatus (sıklıkla beyaz pitaya olarak bilinir) kırmızı kabuğa ve beyaz yenilebilir kısma sahiptir ve beyaz etli kısımlı olan pitayanın lezzeti daha tatlıdır. H. megalanthus (sarı pitaya) ise sarı kabuğa ve beyaz yenilebilir kısma sahiptir.
Asya ve Güney Amerika’da popüler olan ejder meyvesi ülkemizde de büyük bir ilgi görmektedir, ejder meyvesi maliyeti yüksek olmasından dolayı (tane fiyatı yaklaşık 15 TL) çok sık tüketilmemektedir. Ülkemizde ilk Mersin Tarsus ve geniş ölçekli olarak da İzmir Torbalı’da üretilmekte olup Aydın Ortaca’da üretimi söz konusudur.
Pitaya meyvelerinin dış kabuk bölümü çıkarılarak etli kısım ele geçer ve çiğ olarak tüketilir. Beyaz pitaya, kırmızıya ve sarıya oranla tatlıdır; pitaya meyveleri düşük kalorilidir. Çekirdekli formlarından dolayı da esansiyel lipidler yönünden oldukça zengin meyvelerdir. Pitaya meyvelerinin çiçekleri yenilebilir ve çay olarak da tüketilebilir. Kabuk kısmı ise nutrasötik, famasötik, kozmetik, boya ve malzeme endüstrilerinde kullanılabilmektedir.
Kırmızı pitaya
H. polyrhizus ya da kırmızı pitaya, kırmızı ve sulu etli kısım içeren türüdür. H. polyrhizus varyetesinin Kosta Rika orijinli olduğu belirtilmektedir.
Meyve içeriğinde, oldukça fazla ufak ve yenilebilir yumuşak siya tohum içermektedir. Kırmızı pitayalar, 130-150 g aralığında ağırlığa sahip olup, 10-12 cm uzunluktadır.
Kırmızı pitaya meyvesinde, yenilebilir etli kısmın nem düzeyi yüksektir (82.583.0 g), ham lifleri (0.7-0.9 g), yağları (0.21-0.619 g), proteinleri (0.159-0.229 g) and vitamin C (askorbik asidi) (8-9 mg/L) içermektedir. H. polyrhizus‘un şeker içerikleri; glikoz (41.964.9 mg/g), fruktoz (32.3-49.9 mg/g) ve sükroz (4.26.8 mg/g) fraksiyonları şeklindedir.
Kırmızı pitayada (H. Polyrhizus) fosfor (P), kalsiyum (Ca), potasyum (K) ve demir (Fe) mevcut olup, vitamin B1, B2 ve B3 yer almaktadır.
Koyu bordo kırmızı kabuk ve etli kısım azot içerikli fenolik renk maddesi betalainleri, özellikle kırmızı betasiyaninleri içermektedir. Betasiyanin, ticari olarak doğal renklendiricidir. Betasiyaninlerin antioksidan özellikleri bulunmakta, oksidatif stresle ilişkilendirilen belirli hastalıklara karşı koruyucu etkili oldukları rapor edilmektedir.
Kırmızı pitayaların (H. Polyrhizus), polifenol içerikleri oldukça yüksek olup, kırmızı pitayaların antioksidan aktivitelerinin yüksek oluşu polifenoli içeriklerinden dolayıdır.
H. polyrhizus türleri olan kırmızı pitayaların çekirdek yağlarının fonksiyonel yağ asitlerini içerdiği ve özellikle linoleik asidi ihtiva ettiği belirlenmiştir ve halk sağlığı açısından son derece olumlu etkili bileşiklerdir.
Beyaz pitaya
İkinci tip olan H. undatus, beyaz etli kısmından dolayı beyaz pitaya olarak bilinmektedir. H. undatus, genellikle H. polyrhizus’dan daha iridir, ağırlığı 300- 800 g arasıdır ve 15-22 cm uzunluktadır.
H. undatus’un (beyaz pitayaların) besinsel içeriğinin H. polyrhizus’a (kırmızı pitayalarınkine) yakın olduğu saptanmıştır. Nem düzeyleri yüksektir (85.30%). Protein (1.10 g), yağlar (0.57 g), diyet lif (11.34 g) içeriği yanı sıra, vitamin C (askorbik asid), ve mineralleri içermektedir. Kalsiyum (Ca), fosfor (P), magnezyum (Mg), ve sodyum (Na), bu türün önemli mineralleridir.
Beyaz pitaya (H.undatus), Meksika’nın güney kısmı orijinlidir. Tayvan, Malezya ve Vietnam’ı içine alan Asya Ülkelerinde olduğu kadar Kuzey Avustralya’da da geniş ölçüde yaygındır.
Beyaz pitaya (H. undatus), kırmızı pitayaya (H. polyrhizus) oranla daha yüksek şeker içeriğine sahiptir. Beyaz pitayadaki şeker içerikleri; glikoz, fruktoz ve sükroz olmaktadır ve ilgili şekerler sırasıyla 64,3-104,3; 40,1-64,9 ;5,4-7,5 mg/g düzeylerindedir.
Beyaz pitaya yüksek antioksidan özelliğe sahiptir ve serbest radikalleri önemli düzeyde yakalayıcı etkilidir, sağlık takviye edici özelliklidir.
Sarı pitaya
H.megalanthus (sarı pitaya), sarı dış kabuk ve beyaz etli kısım içermektedir. Sarı pitaya, doğal olarak Kolombiya ve Peru’ya özgüdür. Avrupa ülkelerine ve Kanada’ya ihraç edilmektedir. Son araştırmalar H. megalanthus’un, birbiriyle yakından ilişkili olan Hylocereus costaricensis ve Selenicereus inermis’in hibridizasyon ürünü olduğunu rapor etmektedir.
Bu sarı tür için bildirilen tıbbi özellikler çok azdır, ancak yenilebilir tohumlarının, kırmızı pitaya (H. polyrhizus) ve beyaz pitayaya (H. undatus) kıyasla en fazla miktarda çoklu doymamış yağ asidini (PUFA) içerdiği belirtilmektedir.
Pitayanın kabuk, etli kısım ve yenilebilir tohum kısımlarının sağlık yararlarının rapor edildiği bir dizi çalışma mevcuttur ve ilgili çalışmalarda; antioksidan, antikanser, hipokolesterolemik etkili, antibakteriyal özellikli ve prebiyotik etkili olduğu belirtilmektedir.
Pitayanın tıbbi özellikleri
Antioksidan özellik
Reaktif oksijen türlerinin (ROS) (hidroksil radikalleri, süperoksid anyonları, hidrojen peroksid) vücuttaki DNA gibi yaşamsal molekülleri, hücre ölümü ve doku bozulmaları ile hasara uğrattıkları bilinmektedir. Polifenoller, tokoferoller ve flavonoidler gibi antioksidanlar, hücresel bileşenlerin oksidasyonunun önlenmesinde veya geciktirilmesinde hayati rol oynarlar.
Pitaya meyvesindeki toplam fenolik (TFC) içerik oldukça yüksektir ve meyveye yüksek radikal yakalayıcı aktivite özelliği sağlamaktadır. Önceki çalışmalar, Hylocereus türlerinde temel antioksidan bileşik grubunun polifenoller olduğunu göstertmiştir. Özellikle, betasiyaninler ve kamferol, kuersetin ve izorhamnetin gibi flavonoidler, radikal yakalayıcı ve metal şelatlaştırıcı özelliklere sahiptirler; H.undatus (beyaz pitaya)’nın etli kısmında saptanmışlardır.
Antikanser özellik
Hylocereus (pitaya) türlerinin antikanser özellikleri çalışılmaktadır. Araştırma kanıtları göstertmiştir ki, pitaya meyvelerinin türlerinde yer alan polifenoller, flavonoidler, betaninler pitaya meyvelerinin antikanser etkilerinden sorumlu bileşiklerdir.
H. undatus kabukları, etanol-su (50:50, v/v) çözücü sisteminde ekstrakte edildiğinde hepatoselüler karsinom hücre hatlarına (HepG2) karşı antiproliferatif aktivite göstertmiştir; doza bağlı çalışma yürütülmüştür ve 48 sa’lik inkübasyon sonrasında IC50 değerleri olarak 21,81 ±0.01 mg/mL söz konusudur, karaciğer sağlığı için önemlidir.
Meyvedeki polifenollerin, tümör vaskülarizasyonunu ve metastazı teşvik eden nitrik oksid (NO) serbest radikallerine karşı inhibe edici etkileri ortaya konulmuştur. Bu bağlamda meyve polifenollerinin NO‘yu inhibe eden potansiyel antikanser ajanları olduğu belirtilmektedir. Flavonoidlerdeki C2C3 çifte bağlarının varlığı ve üç komşu hidroksil grubu varlığı, antikanser etkiler için son derece önemli olmaktadır. Betasiyaninler de flavonoidlerle benzer moleküler mekanizmalara sahiptirler ve antikanser etkilere sahiptirler.
H.undatus ekstraktı (beyaz pitaya etli kısım ekstraktı) diğer hücreler üzerinde de antikanser etkiler göstertmektedir. H.undatus’un etli kısmının etanolik ekstraktının çeşitli konsantrasyonların (0-600 µg/mL) muamelesi ile MCF-7 insan meme kanseri hücre hatlarında hücre canlılığında önemli ölçüde azalmalar belirlenmiştir. Özelikle, beyaz pitayanın etli kısmının 600 µg/mL konsantrasyonlu ekstraktının muamelesiyle, MCF-7 meme CA hücre çoğalımının % 85 düzeyinde inhibe edildiği saptanmıştır.
H. polyrhizus’un (kırmızı pitayanın) kabuk ve etli kısmının % 80 asetonlu ekstraktının melanoma hücreleri (B16F10) üzerinde antiproliferatif etkileri belirlenmiştir ve doza bağımlı olarak hücre büyümesini inhibe ettiği bulgulanmıştır.
Kırmızı pitayanın kabuk eksraktı ise,EC50 değeri olarak 10.00 ug GAE (Gallik Asit Eşdeğeri) vermiştir; bu noktada kırmızı pitayada kabuk bölümünün de değerlendirilmesinin önemi ön plana çıkmıştır. Bu sonuçlar, kabuktaki yüksek düzeyli toplamsal fenolik maddelerin antikanser etkiye katkıda bulunabileceğini göstermektedir.
Kırmızı pitaya (H. polyrhizus) ve beyaz pitayanın (H.undatus) kabuk kısımlarının süperkritik karbon dioksid (SFC) vasıtasıyla alınan ekstraklarının seçimli kanser hücre hatları üzerinde (prostat CA /PC3 hücre hatları; insan meme CA/ Bcap-37 hücre hatları ve insan gastrik CA /MGC-803 hücre hatları üzerinde) iyi düzeyde sitotoksik etkili olduğu bulgulanmıştır; ilgili hücre hatlarında doza bağımlı olarak hücre büyümesinin inhibe edildiği saptanmıştır.
Kırmızı pitaya (H. polyrhizus), MGC-803 insan gastrik hücre hatları üzerinde en düşük IC50 değerini (0.43 mg/mL) verirken, beyaz pitaya (H.undatus), Bcap-37 insan meme CA hücre hatları üzerinde en düşük IC50 değerini (0.47 mg/mL) vermiştir.
Hem kırmızı hem beyaz pitaya meyvesinde, çeşitli kanser hücre hatlarına karşı sitotoksik etkileri teşvik eden β-amirinin ve de β-sitosterol ve stigmast-4-en-3-one bileşenlerinin varlığı ifade edilmektedir. β-amirin, her iki pitaya türünün kabuk ekstraktında da bulunmaktadır, stigmast-4-en-3-one ise yalnızca kırmızı pitayanın (H. polyrhizus) kabuk ekstraktında saptanmıştır.
β-sitosterol ve stigmast-4-en-3-one, MGC-803 insan gastrik hücre hatlarının gelişimini sırasıyla IC50 olarak 43.8±0.63 ve 56.9±0.81 μM konsantrasyonlarda inhibe etmiştir. İlgili biyoaktif bileşiklerin antikanser etkiye katkıda bulunduğu belirtilmektedir.
Pitaya meyvesi üzerinde antikanser araştırmaları, polifenollerin antikanser etkilerinin; antioksidan ve antienflamatuar mekanizmaların yanısıra nükleer faktor-κB ve büyüme faktörü reseptörü-aracılı metabolik yolun baskılanması vasıtasıyla, hücre döngüsü durdurma ve apoptoz indüksiyonu vasıtasıyla, anjiyojenezin ve mitojenle aktifleştirilen protein kinazlarının inhibisyonu vasıtasıyla ya da östrojen reseptörü gen ekspresyonunun aşağı regülasyonu vasıtasıyla gerçekleşebileceğini ortaya koymaktadır.
Pitaya meyvelerinin genel sağlık etkileri
Pitaya meyveleri, alternatif ilaç kaynağı olabilecek tıbbi meyvelerdir zira antioksidan etkili, antikanser etkili, hipokolesterolemik etkili (kolestrol indirgeyici etkili), antimikrobiyal etkili ve önemli ölçüde prebiyotik etkilidirler. Son çalışmalar, pitayanın biyoaktif bileşiklerinin aydınlatılması, saflaştırılması ve niceliklendirilmesi üzerine yoğunlaşmıştır. Pitaya meyvelerinin tıbbi özellikleri üzerinde daha geniş bir perspektif elde edebilmek için söz konusu biyoaktif bileşiklerin mekanizmalarının belirlenmesi açısından önemlidir ve ilgili çalışmalar devam etmektedir. Araştırmalar özellikle H. Polyrhizus (kırmızı pitaya) ve H. Undatus (beyaz pitaya) üzerine yoğunlaşmıştır.
Pitaya meyveleri bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Özellikle yüksek C vitamini düzeyi, bağışıklığı artırmaya yardımcı olmaktadır.
Pitaya meyvelerinin laktobasil ve bifidobakteriler gibi bağırsak bakterilerinin büyümesini desteklemeye yardımcı olan oligosakkaritler açısından zengin olduğu ortaya konulmuştur. Tayland’da doğal prebiyotikler üzerine yapılan bir çalışmada, meyvenin sağlıklı sindirim için önemli olan sağlıklı bağırsak florasının artmasına yardımcı olduğunu bulgulamıştır.
Pitaya meyvesinin düzenli tüketiminin, tip 2 diyabetikler ve prediyabet rahatsızlığı çeken kişilerde, kan şekeri düzeylerinde bir azalma sağlayabilmektedir.
Kımızı pitaya meyvesinde mevcut olan demirin, anemik bireylerde hemoglobin seviyelerini artırmada etkili olabileceği öngörülmektedir. Demir desteği, kırmızı kan hücrelerinin üretimine de yardımcı olabilmektedir ve bu da hayati organların uygun oranda oksijen almasına yardımcı olabilmektedir.
Pitaya meyvesi önemli düzeyde mineral ve vitamin C ve B kaynağıdır. B1, B2 ve B3 vitaminleri kan basıncı, cilt sağlığı ve kolesterol düzeylerinden tiroid fonksiyonuna, dalgalanan hemoglobin seviyelerine ve karbonhidrat metabolizmasına kadar birçok alanı düzenleyebilmektedir. Pitaya meyvelerindeki antioksidanlar, vücuttaki serbest radikallerin zararlı etkilerini azaltarak cildin yaşlanma belirtileriyle savaşmaya yardımcı olabilmektedir, vücudu toksinlere karşı korumaya yardımcı bileşenler içermektedir. Tansiyonu regüle edici etkileri ve kalp ve damar sağlığı için olumlu etkileri rapor edilmiştir.
Pitaya üzerine yapılan kanser araştırmaları; hepatoselüler karsinom hücre hatlarına (HepG2), MCF-7 ve Bcap-37 insan meme kanseri hücre hatlarına, melanoma hücreleri (B16F10) hatlarına, prostat CA /PC3 hücre hatlarına, insan gastrik CA /MGC-803 hücre hatlarına, kolon kanseri /Caco-2 hücre hatlarına etkin olduğu ifade edilmektedir.
Pitaya meyvelerinin yüksel kalsiyum içeriği, kemik sağlığı korumaya katkı sağlar, mineral yoğunluğunun artmasına ve osteoporozu önlemeye yardımcı etkilidir.
Pitayalar, iyi birer protein kaynağıdırlar, proteinlerin metabolizmayı güçlendirdiği, hücre onarımını hızlandırdığı, vücudumuzun sağlıklı işleyişi için proteinli besin alımının çok önemli olduğu bilinmektedir.
Pitaya meyveleri, artritin neden olduğu ağrıyı azaltmaya yardımcı olan anti-inflamatuar özellikler bakımından zengindir.
Pitaya meyveleri, göz sağlığını korumaktadır. Pitaya meyvelerindeki biyoaktiflerin karaciğerde bulunan bir protein olan insan sitokrom P450’nin büyümesini engellediği rapor edilmektedir. Söz konusu protein genellikle konjenital glokom oluşumu ile bağlantılıdır. Pitaya meyvesindeki yüksek beta karoten içeriği, gözlerin zararlı serbest radikallerden korunmasında etkilidir, maküler dejenerasyon ve katarakt oluşumunu önlemeye yardımcı etkili olduğu belirtilmektedir.
Sonuç olarak pitaya meyvesi (dragon) (ejder meyvesi) türleri başta gıda sektöründe olmak üzere nutrasötik sektöründe gıda takviyesi amaçlı, farmasötik kozmetik, boya ve malzeme sektörlerinde de çok geniş kapsamlı katma değerli ürünler olarak uygulama alanı bulacaktır.
Kaynak
Tokuşoğlu Ö. 2019. Antioksidan ve Antikarsinojen Etkili Tıbbi Meyve Pitaya (Dragon; Ejder Meyvesi) (Kısım 2). Gıda Biyoaktifleri Lisansüstü Ders Notları. MCBU Mühendislik Fakültesi.