Türkiye plastik sektörünün en köklü, etkin ve güçlü temsilcisi PAGDER (Plastik Sanayicileri Derneği), sektörün son güncel durumunu masaya yatırarak ana sorunları çözüm önerileri ile değerlendirmek; gerekli girişimleri kararlaştırmak üzere PAGDER Danışma Kurulu ile TÜYAP Palas’ta toplandı.
Toplantıya, PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür başta olmak üzere, İSO (İstanbul Sanayi Odası) Meclis Üyeliği görevinin yanı sıra PAGDER Danışma Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Ömer Karadeniz, PAGDER Yönetim Kurulu ve Çalışma Komiteleri üyeleri, Türkiye plastik sanayisinin çatı kuruluşu PLASFED (Plastik Sanayicileri Federasyonu) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Aksoy ve Başkan Yardımcısı Hüseyin Semerci; ülke genelinde bölgelerinin en etkin dernek-birlik başkanları ve üyeleri ile İSO (İstanbul Sanayi Odası) Başkanı Erdal Bahçıvan, İSO Başkan Yardımcısı Adnan Dalgakıran, İSO Yönetim Kurulu Üyeleri Nahit Kemalbay ve Nurhan Kaya, İTO (İstanbul Ticaret Odası) Meclis Başkanı Şekib Avdagiç EBSO (Ege Bölgesi Sanayi Odası) Meclis Başkanı Salih Esen gibi alanın önemli isimleri, İSO Meclis ve Meslek Komiteleri Üyeleri ile sektöre yön veren plastik sanayicileri katıldı.
PAGDER Danışma Kurulu’nda kim, ne dedi?
Ömer Karadeniz’in moderatörlüğünde gerçekleşen toplantıya katılan PAGDER Danışma Kurulu üyeleri, sektörün güncel durumu ile ülke bazında ve global ölçekte değerlendirmeler yaparak ana sorunları çözüm önerileri ile paylaştılar.
Ömer Karadeniz: “Birlik olursanız hiçbir kuvvet sizi kıramaz!”
PAGDER Danışma Kurulu Toplantısı’nın açılış konuşmasını yapan Ömer Karadeniz, PAGDER ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya gösterilen ilgiye ve geniş katılıma teşekkürlerini sundu. STK’ların ve meslek örgütlerinin ahenk içinde çalışmalar yapmasının büyük bir dinamizm yaratarak sektörü daha iyi noktalara getireceğini söyleyen Karadeniz konuşmasını, Oğuz Kağan’ın dilden dile aktarılan bir öyküsü ile birlik çağrısını pekiştirdi: “Hükümdar, ölmeden önce üç oğlunu da yanına çağırır. Her birine birer ok vererek kırmalarını emreder. Çocuklar okları kolayca kırar. Hükümdar bu kez iki ok birden verir; çocuklar iki oku da kırarlar. Üç ok verdiğinde ise çocuklar zorlanır, okları kıramazlar. Bunun üzerine der ki: Siz birbirinizden ayrılırsanız hepinizi bu oklar gibi birer birer kırıp parçalarlar. Ama birlik olursanız hiçbir kuvvet sizi kıramaz…”
Salih Esen: Plastiğin gelişimi, cari açığı ortadan kaldıracak çözüm!
Toplantıda konuşan EBSO (Ege Bölgesi Sanayi Odası) Meclis Başkanı Salih Esen, Türkiye’ye büyük katma değer yaratan plastik sektöründe kümelenmenin gerekliliğine OSB’lerin çoğalmasına dikkat çekti. Plastiğin gelişiminin özellikle Türkiye’nin cari açığının oradan kalkmasına yönelik en büyük çözümlerden bir olduğunu vurgulayan Esen, Petkim’e rağmen hammadde tedarikinde sektörün yaşadığı sorunun sürekliliğinin altını çizdi. PAGDER ve PLASFED’in başı çektiği sektörel örgütlerin desteklerinin önemini de vurgulayan Salih Esen, “Sizlerle sesimiz daha gür çıkıyor” dedi.
Şekib Avdagiç: “Sadece yüzde 6 karlılık oranı ile nasıl kaynak artırımı ve yatırım yapılacak?”
İTO (İstanbul Ticaret Odası) Meclis Başkanlığı yanı sıra Kompozit Sanayicileri Derneği Başkanlığı görevini de yürüten ŞekibAvdagiç, İTO ve Kompozit Sanayicileri Derneği adına, düzenlediği bu önemli toplantı nedeniyle PAGDER’e teşekkürlerini sunarak başladığı konuşmasında, Türkiye’de yatırım isteğinin törpülendiğini; yatırım ortamının ivedilikle iyileştirilmesi gerektiğini söyledi. Sektördeki meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının taleplerini farklı frekanslarda değil; ortak bir deklarasyon hazırlayarak -şu anda olumlu bir hava içinde bulunan- hükümet ile paylaşması önerisini getiren Avdagiç, TAYSAD (Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği’nin) İSO 500 verilerinden yararlanarak hazırladıkları bir çalışmada sanayicinin yatırımından sadece yüzde 6 kazanç elde edebildiğini belirtti. Şekib Avdagiç, “Türkiye’de sanayicinin kazanç oranı sadece yüzde 6 iken, nasıl kaynak artırımı ve yatırım yapacak!?” önemli sorusunu yöneltti.
Erdal Bahçıvan: Türkiye sanayisi, tecrübe ile gençliğin vizyonunu bağlayabilmeli!
Birbirinden değerli isimler ile kıymetli bir fikir ortamında plastik sanayisini konuşacak olmaktan mutlu olduğunu ifade ederek konuşmasına başlayan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan ise Türkiye’de ikinci ve üçüncü jenerasyonun sanayi ve üretime karşı olan isteksizliğinin dikkatini çektiğini söyledi. Bahçıvan, PAGDER’in 36’ncı Dönem Yönetim Kurulu Başkanlık görevini devralan Reha Gür’ün Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte birkaç hafta önce kendisine yaptıkları ziyarette, bu genç ekipte gördüğü heyecan ve ışıltı dolu tablodan mutlu olduğunu, sanayi açısından umut duyduğunu paylaştı. PAGDER’in 1950’lere dayanan köklü geçmişi ile sektörel örgütlenme konusunda en başarılı örneği teşkil ettiğine değinen Bahçıvan, “Türkiye sanayisinin geçmişin tecrübesi ile gençliğin vizyonunu bağlayamamasını önemli bir eksiklik olarak nitelendiriyorum. Bugün, gençlerin ve tecrübeli isimlerin bir araya gelerek katıldığı bu toplantının çok önemli olduğunu; köprü olma konusunda bu önemli adımı atan sektör duayenlerine de tebriklerimi sunuyorum” dedi.
PAGDER ile kalıcı zeminde birlikte adımlar atıyoruz!
Ankara ile şu anda sanayi arasında daha olumlu bir iklim bulunduğuna da dikkat çeken Erdal Bahçıvan, plastik sektörünün İSO’da önemli bir ağırlığının bulunduğunu; PAGDER ile daima plastik sektörü ile ilgili konuları ve güncel değerlendirmeleri açısından yakın bir iletişimde olduklarını, bugün de PAGDER ile kalıcı zeminde birlikte adımlar attıklarını vurguladı.
Siyaset ikliminin üretim ekonomisinin gerçeklerinin önünde yer aldığı son bir-iki yılın geride kaldığını, yeni bir döneme girilen dört yılık bu süreçte Türkiye’nin tekrar bir üretim ekonomisine gireceğinin hükümet programında net yer aldığını söyleyen Bahçıvan, “Teşhis konusunda da, tedavi konusunda da Ankara ile mutabakat sağlandı. Hükümet programında İSO olarak dile getirdiğimiz tüm ana stratejik konular açık şekilde alıyor” dedi. Bunu bir taahhüt olarak kabul ettiklerini, Türkiye’nin yüksek teknoloji ve katma değer üreten, nitelikten ziyade nicelik üreten bir sanayiye dönüşümü için bunu önemli bir işaret olarak değerlendirdiklerini ve 2-3 ayda bir, ilgili bakanlıklarla sanayinin ihtiyaçlarını aktarma noktasında bir çalışma içinde olacaklarını, taleplerini her zamankinden güçlü ve ısrarlı söyleyeceklerini belirten Erdal Bahçıvan, “Tüm sanayi sektörü olarak söylüyorum, artık mütevazı değiliz” dedi.
Ülkemiz bir sıçrama yapacaksa bunun yolu sanayiden geçiyor; plastik sektörü kendi hammaddesini Türkiye’de üretebilmeli!
“Bir takım konjonktürel sorunlarımız var; etrafımız ateş çemberi. Dönemsel zorlukları doğru yönettiğimiz takdirde orta vadede fırsat haline gelecektir. Batı ile ilişkilerimizin pozitife dönmesi, AB ile yaşadığımız bahar havası ve batı tarafından tekrar stratejik ortak olarak görülüyor olmak bizim için kıymetli fırsatlar olacak. Türkiye bir sıçrama yapacaksa, güçlü bir ülke olacaksa bunun yolu sanayiden geçer” diyen Bahçıvan, askeri ve siyasi olarak güçlü olunsa dahi, ekonomik gücün yetersizliğinde ancak bir yere kadar ilerlenebileceğinin altını çizdi. Plastik sektörü dahil tüm sektörlerin vizyon hedefinin önemine değinen Bahçıvan, bu kadar büyük başarılar kazanan Türkiye plastik sektörünün artık kendi teknolojisini, kendi makine parkını kurması gerektiğini söyledi. Plastik sektörünün ikinci önemli konusunun da, yerli üretim kısıtlılığı nedeniyle dışa bağımlılığı bulunan hammadde olduğunu ve sektörün kendi hammaddesini üretiyor olabilmesi gerektiğini vurgulayan Bahçıvan, “Çay kaşığı ile elde edilen kazanca karşılık kamyonlar dolusu kaynak batıya teknoloji için aktarılıyor. Kendi makinesini ve kendi teknolojisini üretmeyen hiçbir sektör, global oyuncu olamaz. Plastik sektörü gibi bu kadar güçlü ve köklü sanayi, hammadde sorununu çözer ise global ölçekte çok daha güçlü hale geleceğine inanıyorum. Ankara’dan bu noktada teşvik isteyeceğiz ve bu konuda fazlasıyla kaprisli ve ısrarcı olacağız; ülkemizin geleceğine yönelik taleplerimizi ısrarla sürdüreceğiz” dedi.
Reha Gür: “Türkiye plastik sektöründeki genç kitleyi kimse tutamayacak”
36. Dönem Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenen Reha Gür, PAGDER Danışma Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, hem kendisinin hem de yeni yönetim kadrosundaki ekibin geçmiş yönetimlerin başarılarının çıtasını zirveye taşımak hedefinde olduğunu belirtti. Gönüllülük odaklı bu göreve başladığı Haziran ayından bu yana ilgili kadro ve ekiplerle yaptıkları çalışmaları özetleyen bir sunum da yapan Reha Gür, PAGDER’in üyesi bulunduğu ulusal ve uluslararası çatı örgütlerde üyelerinin ve sektörünün bir üst perdeden temsil edilmesi ilkesine bağlı bir şekilde görevlerine büyük bir heyecan ve dikkatle devam ettiklerini belirtti. Gür; PAGDER’in bilgi merkezi, strateji planlayıcı ve sektörü ilgilendiren her konuda, her detayda çözüm masası olmayı daha güçlü, etkin bir şekilde sürdürdüklerinin altını çizdi.
Türkiye plastik sektör profili ve temel sorunlarına karşı çözüm odaklı; temsil çalışmaları, mevzuat çalışmaları, eğitim ve seminer faaliyetleri, ticareti geliştirme faaliyetleri, plastik sanayisinin kümelenmesi için hayata geçen PAGDER&ASLAN Plastikçiler İhtisas Organize Sanayi Bölgesi faaliyetleri yanı sıra sektörün haklı itibarını pekiştirecek, plastiğin hak ettiği olumlu algıya kavuşmasını sağlayacak tanıtım ve basın&halkla ilişkiler çalışmalarına önem verdiklerini vurgulayan Gür, PAGDER tarihinin en geniş kitleye hitap eden kurumsal sosyal sorumluluk projesi olan ve iki yıldır devam eden Yuvaya Dönüşen Plastikler projesinin, bu yıl yaptıkları ziyaret ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı desteğini de aldığının müjdesini verdi.
Dünyanın aslında en çevreci mamulünün plastik olduğunu tüm kamuoyuna anlatan bu proje ve yaptıkları girişimleri, çalışmaları içeren kamuoyu bilgilendirmelerinde; önemli destekler aldıklarını, olumlu algıda hızlı bir yol aldıklarını vurgulayan Reha Gür, 2015 – 2018 Yönetim Dönemi’nde “Yenilikçi, Fark Yaratan, Takım Çalışmasına önem veren, kurumsallık ve verimlilik ilkeleriyle yola büyük bir güç ve azimle devam ettiklerini söyledi.
Reha Gür, sektörün birçok yapısal sorunla boğuştuğunu ancak bu sorunlar arasında öne çıkan hammaddede ve makinede yurt dışına bağımlılığın sektörün en fazla elini kolunu bağladığına dikkat çekerek “Kendi içimizde yurt içi ve yurt dışı rekabetimizi artıracak, inovasyonu yaratabilecek genç bir kitleyiz; bizi kimse tutamaz” şeklinde konuştu.
Ali Çağatay: 30 yıl sonra, teknoloji üreten ve satanlar dünyayı yönetecek!
Toplantıya özel olarak davet edilen gazeteci Ali Çağatay da, fütüristik bir konuşma yaptı.14. yüzyıldan başlayarak asır asır bugüne dek gelinen ülkesel bazda gelişim çizelgesini dünya ekseninde değerlendiren Çağatay, tüm verilerin ortaya koyduğu şekilde bundan 30 yıl sonrasının tablosunu değerlendirdi. Bilişim ve genetiğin öne çıkacağını; Türkiye’nin bu tabloda yerinin düşünülmesi gerektiğini söyleyen Çağatay, “30 yıl sonra sadece gelişen ve gelişmemiş ülkeler olacak; gelişmekte olan ülkeler diye bir ara kategoride herhangi bir ülke kalmayacak. Teknoloji üreten ve satanlar dünyayı yönetecek” dedi.
Sorunlar, çözüm önerileri ve çözüm talepleri ile hükümetin ilgili birimlerine iletilecek!
Konuşmaların tamamlanması ardından PAGDER Danışma Kurulu üyelerinin plastik ve plastikle ilgili yan sektörlerin ilgili görüş ve çözüm önerileri de tek tek dinlendi. Sektörün hammadde ve makinede yurtdışına bağımlılığı, kur riski-piyasalardaki sert dalgalanmalar; elektrik, enerji gibi yüksek maliyet kalemleri ile karlılıktaki önemli düşüşlerle rekabet gücünün olumsuz etkilenmesi ve düşük kar marjları nedeniyle gereken yatırımların yapılamaması, dolayısıyla Ar-Ge, Ür-Ge ve inovasyona kaynak yaratılamaması; sektörel eğitim ve yetişmiş nitelikli ara elemanların yoksunluğu; çağımızın ve gelecek çağın gereği olan bilişimi iyi bilen, eğitimini alan insanların yetiştirilememesi; işveren yükü alınmadan asgari ücretin artırılmasında yaşanacak önemli sıkıntılar, makine üretimi ve teknoloji üretimine verilen desteğin yetersizliği, katma değerli ürün çeşitliliği azlığı, devlet teşvik ve desteklerinin yetersizliği yanı sıra devlet bankalarından sanayiciye kredi verilmesinin zorlukları gibi sektörün yapısal, temel sorunlarının ilgili hükümet kanatlarına iletilmesi, çözüm odaklı girişimlerde ısrarcı olunması kararı alındı.
PAGDER’den anlamlı bir adım: Plaket yerine adınıza dikilen bir fidan!
Ödül ve teşekkürlerde geleneksel bir şekilde sunulan plaket konusunda da anlamlı bir hareketi başlatan ve bir süredir plaket sunumlarında kişi adına İstanbul Çatalca’da İnceğiz ağaçlandırma alanına yüzlerce fidan diken PAGDER, Danışma Kurulu Toplantısı’nda da tüm üyeleri adına 5’er fidan dikildiğini gösteren sertifikalarını sunarak “PAGDER Danışma Kurulu Toplantısı”nı tamamladı.