Gıda 2000 Dergisi

Şeker tüketimini azaltan 10 etkili öneri

Fazla şeker tüketimi; obeziteden diyabete, kalp hastalıklarından kansere, karaciğer yağlanmasından bunamaya kadar pek çok hastalığa zemin hazırlayabiliyor.

Şeker günlük beslenme alışkanlığımızın vazgeçilmezleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Şekeri cazip kılan şey ise “mutluluk hormonu” olarak bilinen serotoninin salgılanmasını tetikleyerek bize keyif veren bir işlev görmesi. Bu nedenle şeker veya şekerli besinlere karşı gelmek kuşkusuz çoğumuz için hiç kolay olmuyor. Ancak vücudumuzun enerji kaynağı olan şekeri doğru besinlerden almamak ve tüketimini abartmak ciddi sağlık sorunlarıyla sonuçlanabiliyor.

Öyle ki fazla şeker tüketimi; obeziteden diyabete, kalp hastalıklarından kansere, karaciğer yağlanmasından bunamaya kadar pek çok hastalığa zemin hazırlayabiliyor. Ayrıca heyecanla beklediğimiz yaz mevsimine fit bir vücutla girmek için şeker tüketimini bırakmak kilit role sahip.

Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman, bu nedenle şekerin mutlaka sınırlı miktarda tüketilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Dünya Sağlık Örgütü’ne göre; günlük alınan enerjinin yüzde 5’inden daha azı şekerden gelmelidir. Paketli gıdalardan da farkında olmadan şeker aldığımızı unutmamalıyız. Zira şeker; hazır soslar, ketçaplar, kahvaltılık gevrekler gibi pek çok paketli gıdalarda bulunuyor.

Günlük beslenmemizde şekerden tümüyle kaçınmak neredeyse imkansız olsa da paketli gıdaları satın alırken şeker oranı en düşük olan yiyecekleri tercih etmeye özen gösterebiliriz.

Bu noktada etiket okuryazarlığı oldukça önem kazanıyor. Paketlerde yer alan besin etiketlerini inceleyerek şeker içermeyen veya düşük oranda içerenleri seçebiliriz. Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman, şeker alışkanlığını bırakmanın yollarını anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.

Öğün saatlerinizi kendinize göre belirleyin

Günde kaç ana öğün ya da ara öğün yapmanız gerektiğine; vücudunuzdan gelen açlık, tokluk veya tatlı isteği gibi sinyalleri dikkate alarak karar verin. Örneğin, her gün ikindide tatlı krizi yaşıyorsanız, öğle yemeğini atlamanın ya da öğle yemeğinden sonra uzun açlığın dezavantajını yaşıyor olabilirsiniz.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman, “Bu durumda öğle yemeğini ihmal etmeyin ya da yediyseniz öğleden sonra meyve veya ceviz gibi bir atıştırma yapmayı deneyin. Bu şekilde kan şekerinizi dengede tuttuktan sonra tatlı istekleriniz devam ediyorsa kendinize alışana kadar biraz zaman tanıyabilir ya da tatlı isteğinizin altında yatabilecek diğer sebepleri araştırabilirsiniz” diyor.

Günde 2-3 porsiyon meyve tüketin

Düzenli meyve tüketmek, ihtiyaç duyulan şeker tadını meyvelerden alarak, zamanla diğer şekerli besinlerin tüketilmesinin azaltılmasına yardımcı oluyor. Diyabet hastası değilseniz, günde 2-3 porsiyon meyve tüketmeyi alışkanlık edinin. Burada önemli olan, bir porsiyon meyvenin bir yumruk büyüklüğü meyve olduğunu unutmamanız ve meyve yemeyi akşama bırakmıyor olmanız.

Yeterli karbonhidrat aldığınızdan emin olun

Yeterli miktarda karbonhidrat alınmadığında bu durum tatlı atağıyla sonuçlanabiliyor. Tam tahıllı ekmek, bulgur, meyve gibi besinler doğal olarak karbonhidrat ve diğer birçok besin ögesi içeriyor. Bu besin grubu yeterli miktarda tüketilmediğinde kan şekeri düşebiliyor ve ani bir tatlı isteği belirebiliyor. Dolayısıyla öğünlerinizde karbonhidrat içeren bu besinlerden bir ya da birkaçına yer vermeniz gerekiyor.

Tarçının tadından faydalanın

Tatlı tada sahip bir baharat olması nedeniyle meyvelere veya süte eklediğinizde tarçının sağlayacağı tat, şeker isteğinizi baskılayabiliyor. Dilimlediğiniz meyvelerin üzerine tarçın serperek veya gece geç saatte tatlı isteğiniz oluyorsa bir su bardağı süte tarçın ekleyerek tatlı isteğini bastırabilirsiniz.

Su içmeyi unutmayın

Susama ve açlık sinyalleri bazen birbiriyle karıştırılabiliyor. Susuzluğun açlık veya tatlı isteğiyle karışmaması için yeterli miktarda su içtiğinizden emin olun. Kilonuzu 35 ml ile çarparak günlük su ihtiyacınızı bulabilirsiniz.

Doğru karbonhidratları seçin

Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman, tükettiğiniz karbonhidrat türünün de tatlı isteğinizi tetikleyebildiği uyarısında bulunarak, sözlerine şöyle devam ediyor: “Örneğin pirinç ve patates gibi karbonhidratlar kan şekerinizin hızlıca yükselip sonrasında hızlıca düşmesine neden olabiliyor. Bu durum kan şekerini dengelemek için tatlı atağına yol açabiliyor. Bunun aksine, tam tahıl ekmek ve bulgur gibi karbonhidratlar kan şekerinizde dalgalanmalara yol açmıyor ve tatlı isteğini tetikleme olasılıkları daha düşük oluyor.”

Süt ürünlerini ihmal etmeyin 

Süt ürünleri hem içeriğindeki protein hem de laktoz sayesinde kan şekerini dengede tutmaya yardımcı oluyor. Gün içerisinde uzun süre aç kaldığınızda süt, yoğurt veya kefir gibi bir süt ürünü tüketerek tatlı isteğinizin önüne geçebilir, aynı zamanda kalsiyum ve protein gereksiniminizi karşılayabilirsiniz.

Kahvaltı ve öğünlerde proteini unutmayın 

Yeteri kadar protein tüketmek kan şekerinizin dengede kalmasına ve tok hissetmenize yardımcı oluyor. Dolayısıyla eğer karbonhidrat ağırlıklı besleniyor, ancak yeteri kadar protein almıyorsanız tatlı isteği yaşamanız çok daha muhtemel. Kahvaltıda yumurta, peynir ve ceviz tüketmek, öğünlerde et/tavuk/balık/yoğurt gibi protein içeren besinlere yer vermek tatlı isteğinize iyi gelebiliyor.

Sebzeleriniz çeşitli olsun

Vücuttaki bazı vitamin veya minerallerin eksikliği de tatlı isteği ya da benzer eğilimleri tetikleyebiliyor. Bu nedenle mevsime uygun çeşitli sebzeleri düzenli olarak tüketmeniz hem besin içeriğiyle hem de kan şekerinizi dengede tutmaya yardımcı olarak tatlı isteğinizi azaltabiliyor.

Düzenli egzersiz yapın

Fiziksel aktivite ya da egzersiz serotonin salgılanmasına yardımcı olarak duygu durumunuzun dengede olmasına katkı sağlayabiliyor. Eğer tatlı isteğinizin altında stres, anksiyete veya mutsuzluk gibi sebepler yatıyorsa, egzersiz yapmanız tatlı isteğinizi baskılayabiliyor.

Exit mobile version