İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin tüm dünyada ciddi boyutlarda hissedilmesiyle birlikte hem şirketler hem de insanlar kişisel olarak 2050 yılında “Net Sıfır” emisyon ekonomisine katkıda bulunmayı amaç edindi. Bu taahhüdü desteklemek adına da birçok alanda sürdürülebilirlik merkezli faaliyetler gerçekleştiriliyor. Sera gazı emisyonunun azaltılmasında beslenmenin de çok büyük bir etkisi olduğunu belirten Sofra/Compass Group Türkiye Ülke Diyetisyeni Emel Terzioğlu Arslan, 2023 yılının en trend beslenme yaklaşımlarından birinin “sürdürülebilir beslenme” olacağını aktarıyor.
İçinde bulunduğumuz dünya; iklim değişikliklerinin yaşandığı, sağlık problemlerinin sıklaştığı, biyolojik çeşitliliğin azaldığı ve küresel ısınmanın inanılmaz bir boyut aldığı yer haline geldi. Bunun en önemli sebeplerinden biri de beslenme. Dünya genelinde 1,4 milyar hektar alan gıdaların üretimi için kullanılıyor ve taze su kaynaklarının % 25’i israf edilen gıdalar için harcanıyor. Küresel ısınma ve iklim değişikliklerinin en önemli sebeplerinden biri olan sera gazı salınımının % 25’i tahıl üretimi, hayvancılık ve ormancılık kaynaklı. Bu nedenlerle sürdürülebilir bir dünya için sürdürülebilir bir beslenme tarzını benimsemek gerekiyor.
Emel Terzioğlu Arslan, sürdürülebilir beslenme için yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:
- Besin çeşitliliğini artırın, yeterli ve dengeli beslenin.
- Özellikle kırmızı et ve işlenmiş et tüketimini azaltın.
- Bitkisel bazlı beslenin. (Günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketin.)
- Protein ihtiyacını çoğunlukla kurubaklagiller, badem, ceviz, fındık gibi yağlı tohumlardan karşılayın.
- Sürdürülebilir balıkçılık yoluyla elde edilmiş balıkları tüketin.
- Yüksek yağlı, şekerli ve tuzlu gıdaları nadiren tüketin.
- Besinleri iyi muhafaza edin ve israftan kaçının.
Vegan beslenme yine popüler
Son dönemlerde bilinirliği giderek artan vegan beslenme, 2023’te de en çok konuşulan beslenme modellerinden biri olacak. Veganlığın temelinde sağlıklı beslenme, dini ve etik inanışlar, çevreyi koruma gibi birçok neden var. Bu nedenlere sahip olan veganlar arasına bir de sürdürülebilir yaşamı benimseyen ve çevreyi korumak isteyen bireyler de katıldı. Çünkü vegan beslenmede sera gazı salınımını artıran en önemli nedenlerden biri olan hayvansal kaynaklı gıdalar (özellikle kırmızı et) tüketilmiyor.
Vegan beslenme tarzında bitki temelli beslenme mevcut. Ve vejetaryen beslenmeden farklı olarak da bal dahil hiçbir hayvansal gıdaya yer yok. Yani diyet sadece bitkisel kaynaklı gıdalardan oluşuyor. Protein ihtiyaçlarını bezelye, fasulye, nohut, mercimek ve soya gibi kuru baklagiller ile tofu, fıstık ezmesi, kaju ve diğer yağlı tohumlardan karşılıyorlar.
Bağışıklığı güçlendirmek için temiz beslenme
Son dönemlerin en çok konuşulan beslenme modellerinden biri de temiz beslenme. Temiz beslenme, vücudun kolay hazmedebileceği, yakarken toksin oluşumuna sebep olmayan, taze, organik, besin değeri yüksek, mevsimine uygun, yerel, kimyasal işlemlerden geçmemiş yiyeceklerden oluşan ve iyi yağlar kullanılarak, çoğunlukla ev yapımı beslenmeyi ön plana çıkaran bir beslenme model. Temiz beslenmenin temelini, uzun ve sağlıklı yaşamın sırrı olarak kabul edilen Akdeniz mutfağı oluşturuyor. Balık, otlar, sebze ve meyveler ile zeytinyağından oluşan Akdeniz mutfağı, yüksek besin değeri içeren bir yapıya sahip.
Peki Emel Terzioğlu Arslan’a göre temiz beslenmek için neler yapmalıyız:
- Günde en az 2 öğününüze koyu yeşil yapraklı sebzeleri dahil edin.
- Farklı sebze ve meyveler ile tabağınızı renklendirin.
- Mevsiminde ve yerel ürünleri tercih edin.
- Etiket okumayı alışkanlık haline getirin.
- İşlenmiş ve paketli gıdalardan uzak durun.
- Şeker ve tuz tüketimini minimuma indirin.
- Kızartmalardan uzak durun.