Hızla artan nüfus, başta buğday ve un olmak üzere pek çok tahılın talebinde ve arzında düzenli bir yükselişi beraberinde getiriyor. İşletmeler, kendi tesisini kurmak için harekete geçerken yerli değirmen makineleri üreticisi Ortaş Değirmen Yönetim Kurulu Üyesi Samet Taşkın, tahıl sektörüne dair değerlendirmede bulunurken bir tahıl tesisinin nasıl olması gerektiğini açıkladı.
İnsanlar için önemli bir gıda türü olan tahıllar arasında küresel bir tedarik ağına sahip olan buğday ve unun önemi gün geçtikçe artıyor. Statista’nın bu doğrultuda paylaştığı verilere göre 2000 yılında dünyada 582 milyon ton buğday üretilirken bu oran, 2023’te 784 milyon tona ulaştı. Dünya genelindeki tahıl üretiminin artması ise işleme tesislerine duyulan ihtiyacı tetikledi. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı ile ortaya çıkan tahıl krizi de tahıl üretiminde dışa bağımlılığın en aza indirilmesinde itici güç olurken, pek çok işletme kendi tesisini kurmaya yöneldi.
Ortaş Değirmen Yönetim Kurulu Üyesi Samet Taşkın da tahıl sektörüne dair değerlendirmede bulunurken bir tahıl tesisinin nasıl olması gerektiğini açıkladı.
“Anahtar teslim modeliyle üretim tesisi sahibi olmak mümkün”
Ortaş Değirmen Yönetim Kurulu Üyesi Samet Taşkın, “Un, buğday tüketimi tarihi boyunca hep çok önemli olurken son dönemde yaşanan gelişmeler, ülkelerin ve işletmelerin bağımsız bir şekilde kendi tesislerine sahip olmalarını kritik bir boyuta taşıdı. Ancak, un üretimi için bir fabrika kurarken süreçlerin uzun ve yorucu olması, işletmelerin en büyük çekincesine dönüştü. Çünkü her şeyiyle hazır, enerjiden tasarrufu ettiren fabrika kurmak, sadece sermaye değil aynı zamanda bilgi birikimi isteyen bir yatırım. Biz de bu noktada devreye giriyoruz. Müşteri talebine göre hangar içi kompakt çok katlı çelik ve beton yapılara anahtar teslim tesisler kuruyoruz.
Fabrikaların kurulacağı yapılar bizden talep edilirse, çelik konstrüksiyon olarak, projeye uygun şekilde hazırlayıp yerinde kurulum yapıyoruz. Eğer müşteri yapıları kendisi çözümleyecekse, yapılacak binanın ölçülendirmesini gerçekleştiriyoruz. Bina hazır olduktan sonra fabrika ekipmanlarını komple tedarik edip montaj ve devreye alma hizmetini veriyoruz. Bu sayede, müşterimiz tüm bu yorucu süreçleri kolayca atlatabiliyor” dedi.
“Fabrika kurmak için detaylı fizibilite çalışması yapmak şart”
Tahıl sektöründeki yoğun rekabet ortamında kaliteli ve çeşitli un elde etmenin önemini vurgulayan Samet Taşkın, müşterileri tarafından tam da bu yüzden tercih edildiklerini belirterek fabrika kurmak için izlenilmesi gereken adımlara dair de şu bilgileri verdi: “Fabrika kurmak isteyen şirketlerin ilk yapması gereken, talebini doğru bir şekilde iletmesi. Bu talebe uygun projenin fizibilite çalışmasına, maliyet, amortisman ve kalite unsurlarına öncelik verilmesi ve satış sonrası hizmet kalitesine dikkat edilmesi gerekiyor. Müşteriler talebini ne kadar detaylı ve titiz bir şekilde hazırlarsa ortaya konulacak iş de o denli kaliteli oluyor. Tüm fizibilite çalışmaları gerçekleştirildikten sonra, müşterinin de onayı ile çalışmalar başlatılıyor. Olabilecek en makul sürede tesisin işlemeye hazır hale getirilmesinin ardından teslim ediliyor. Yani müşteri sadece üretim sürecini düşünüyor, kurulum dair tüm dertlerinden kurtuluyor. Anahtar teslim fabrika kurulumuna olan ihtiyaç, günden güne artıyor. Bu hem sektörün hem de bizim büyüme ivmemize yansıyor. 2023’te % 12 büyüdük. 2024’te de % 15 oranında büyümeyi hedefliyoruz.”
“Sıfırdan kurulum kadar, elde olanı dönüştürmek de önemli”
Ortaş Değirmen Yönetim Kurulu Üyesi Samet Taşkın, son olarak şöyle konuştu: “Halihazırda kurulu tahıl fabrikalarının da günümüz teknolojisine göre geliştirilmesi oldukça önemli. Hem verimin artması hem de dijitalleşmenin sağlanması için bu dönüşüm şart. Biz de 30 yıla yaklaşan tecrübemizle işletmelere başta danışmanlık olmak üzere, birçok hizmet alanı açıyoruz. Buğday unu, hayvan yemi, mısır ve irmik fabrikalarının kurulumu asıl uzmanlık alanlarımızın başında geliyor. Öte yandan, tahılın depolanması ve işlenmesine yönelik sistemlerin inşası, çelik yapıların inşası, üretimin otomasyonunun sağlanması, ekipman analizi gibi konularda da çözümler sunuyoruz. Avrupa Birliği standartlarına uygun olan üretimlerimizle Ortadoğu, Asya, Avrupa ve Afrika bölgeleri başta olmak üzere 30’dan fazla ülkede hizmet veriyoruz.”