Gıda 2000 Dergisi

‘’Tarladan Sofraya Meyveyi Seviyoruz’’

Agrana Fruit İstanbul, Agrana Holding’e bağlı dünyadaki 56 fabrikadan biri olarak faaliyetini Yalova’daki tesislerinde sürdürüyor. Agrana Fruit Istanbul Lokal Satış Müdürü Setenay Tekin Acar, sorularımızı yanıtladı.

-Sayın Tekin, firmanızın kuruluşundan bugüne kadar olan gelişim öyküsünü anlatabilir misiniz?

Agrana Fruit İstanbul, 2001 yılı Kasım ayında Fransız Sias MPA şirketinin Türkiye pazarına girmek üzere Türk Merko şirketi ile % 50-% 50’lik ortak bir yatırım olarak Merko-Sias Gıda San. ve Tic. A.Ş. adı ile kuruldu. 2002 yılında ise Butler Capital Partners Sias MPA Holding’i satın aldı ve tüm grup şirketlerinin adını Atys olarak değiştirdi. Türkiye’deki iştirak, globaldeki bu satın alma ile beraber Atys-Merko Gıda San ve Tic. A.Ş. adını aldı.

Atys Grubu’nun, 2005 yılı son çeyreğinde Agrana Holding tarafından satın alınması, Agrana Holding’in aynı zamanda Steirerobst, DSF gibi birkaç firmayı daha satın alarak Agrana Fruit çatısı altında toplaması ile Türkiye’deki şirketimiz de Agrana Fruit İstanbul Gıda San. ve Tic. A.Ş. adıyla % 100 yabancı sermayeli hale gelmiştir. Bugün Agrana Fruit İstanbul, Agrana Holding’e bağlı dünyadaki 56 fabrikadan biri olarak faaliyetini Yalova’daki tesislerinde sürdürmektedir.

setenay-tekin-acar

– Ürünlerinizi ve kullanım alanlarını öğrenebilir miyiz? Ar-Ge çalışmalarınız var mı?

Özellikle süt sektörüne yönelik meyve preparatlarının üretiminde uzman olup, bunun yanında dondurma, şekerleme, pastacılık, içecek, hızlı tüketim dahil birçok sektör için de yüksek kalitedeki hammaddelerle ürettiğimiz çeşitli meyve preparatlarıyla farklı konseptleri buluşturarak müşterilerimize hizmet veriyoruz. En iyi meyveleri ve özenle seçilmiş malzemeleri kullanmamız müşterilerimizin ürünlerini farklı kılıyor. Bu farklılığı meyve pürelerinde de arayan müşterilerimiz için farklı ambalaj tiplerinde çeşitli meyvelerden püre üretimlerimiz de mevcut.

Teknolojik gelişmelerle birlikte sürekli ve hızlı bir şekilde değişen dünyamızda, pazarın ihtiyaçları da göz önüne alındığında, sektörümüzdeki liderliğimizi korumak adına sürekli olarak yenilikler yapmak zorundayız. Çeşitlilik, yeni tatlar yaratmak ve piyasanın beklentilerine kolaylıkla cevap vermek için Türkiye’deki Araştırma ve Geliştirme bölümümüzdeki uzmanlarımız yeni ürünlerin geliştirilmesi konusunda, reçete oluşturulmasından son ürün aşamasına kadar müşterilerimizle işbirliği içinde çalışmakta ve adeta bir terzi titizliği ile her bir müşterimiz için sadece onlara özel, kalıpları yıkan formüller geliştirilmektedirler.

Bunun dışında, alanlarındaki uzmanlardan oluşan uygulama odaklı Avusturya’daki Agrana Araştırma ve İnovasyon Merkezi (ARIC)’nde yeni hammaddeleri, son teknolojileri, ülkelerin değişen prosedürlerini de baz olarak, yarınların yenilikçi ürünlerini geliştiren dinamik bir araştırma enstitümüz bulunmakta ve lokal ekiplerimizi desteklemektedirler.

-Özellikle, süt sektörü ile olan çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?

Ürettiğimiz ürünler, süt sektöründeki meyveli yoğurt, sindirim sistemine yardımcı fonksiyonel ürünler, quark ve taze peynir ürün gruplarında, bunun yanında yine meyveli süt, yoğurt, kefir ve peynir altı suyu gibi süt bazlı içecek gruplarına da kullanılmaktadır. Aslında Türkler olarak her ne kadar meyveli yoğurt, meyveli süt ve benzeri ürün grupları bize alışkanlıklarımızın dışında, yeni bir ürün çeşidi olarak gelse de, düşündüğümüzde, ballı süt, pekmezli yoğurt ve hatta şekerli yoğurt, geçmişte anneannelerimizin, dedelerimizin yediği ve bizlere de yedirdiği ve aslında aşina olduğumuz lezzetler. Bizlerin şu an yaptığı ise günümüzde bu lezzetleri biraz daha çeşitlendirmek ve sektörde kolaylıkla ulaşılabilir hale getirmek.

Süt, yoğurt ve kefir ürünleri dediğimiz zaman zaten aklımıza gelen ilk düşünceler sağlık, doğallık ve anne-çocuk oluyor. Dolayısıyla “Sağlık ve Doğallık” trendi yüz yıllardır var olan ama her zaman kendini geliştiren bir trend olarak öncelikli konumunu bu endüstride de koruyor. Bu ürün grubu, hem yetişkinlerin, hem de çocukların, günlük alması gereken protein, kalsiyum ve vitamin ihtiyacını, zengin besin içeriği ile sağlarken hem de diğer alternatif kategoriler için de daha düşük kalori ve yağ içeriği sunuyor. Zaten süt ürünlerinin doğasında olan bu zengin içeriğe biz de meyve ve tahıl ilaveleri ile ilaveten sağlık, lezzet ve değer katmış oluyoruz.

-Yeni trendler nelerdir?

Son dönemde özellikle atıştırmalık kategorisinde de sağlıklı bir alternatif ihtiyacına karşılık olarak bu ürün grubunu çok sık görüyoruz. Atıştırmalık dediğimiz zaman tabi ki “Indulgence”  trendi olarak tabir edilen, yerken keyif veren ürünlerin de tüketiminin giderek artığını görüyoruz. Bu trendde amaç, özellikle tüketicinin tüm duyularına hitap etmek.

Biz de Agrana olarak, daha zengin meyve içeriği, fındık, fıstık, badem, çeşitli çekirdekler, kakao, karamel gibi yerken duyularımıza hitap eden ürünleri meyvelerle harmanlayarak bu trend için farklı alternatifleri müşterilerimizin beğenisine sunuyoruz.

Bunun yanında meyve preparasyonunun kabın altında, sütlü bazın ise üstte olduğu ya da sütlü bazın kabın altında, meyve preparasyonunun üstte olduğu, tüketicinin ne yediğini daha çok hissettiği formüllerimiz de gene bu trend için mevcut.

“Balans” ya da “Detox” trendi de henüz ülkemizde çok yaygın olmasa da Avrupa’da tırmanışta olan bir diğer trend. Bu trend kapsamında, içeriğinde sindirim güçlüğüne, mide rahatsızlıklarına, diyare gibi sindirim sistemi ile ilgili sorunlara iyi gelen ve karaciğeri destekleyen bitkilerin kullanıldığı preparasyonları süt ürünleri ile buluşturuyoruz.

Firmanız açısından 2016 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz? Kısa vadede planlarınız var mı?

2016 yılı ülkemizde yaşanan tatsızlıklara, bölgemizde,  yanı başımızda cereyan eden savaşlara ve piyasada birçok firmanın zorlanmasına neden olan dalgalanmalara rağmen Agrana Fruit Istanbul için bütçelerimizi tutturduğumuz, son derece başarılı bir yıl olmuştur. 2016 yılını başarıyla kapatacak olmamız da, 38 ülkede 56 fabrikası ile faaliyet gösteren global bir firmanın üyesi olmamızın pozitif etkisi göz ardı edilemez elbette.

Diğer yandan gıda sektöründe varlık göstermenin avantajını kullanarak, Agrana Fruit gibi yine pek çok global firma ile ve yanı sıra Türkiye’nin, sektöründe en büyük firmaları ile çalışıyor olmamız nedeniyle, yolumuza paydaşlarımızla güçlü bir şekilde ve 2017 yılından son derece ümitli olarak devam etmekteyiz.

Kendi sektörümüzde rekabet her geçen gün artmakla beraber hitap etmekte olduğumuz sektörlerin de gelişme trendi göstermesi neticesinde 2017 yılı bizim açımızdan mevcut portföyümüzü daha da genişletmek üzere yeni yatırımlar yapacağımız bir yıl olacaktır.

– Sektörünüzün Türkiye’deki mevcut durumu ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Devir artık sadece çalışmak ve üretmek değil aynı zamanda kazanımlarımızı ve değerlerimizi de tasarruflu bir şekilde kullanmayı gerektiren bir döngüde ilerliyor. Bu da ev dışı tüketim yerine ev içi tüketimin artması ile sonuçlanıyor. Ne yazık ki bazı sektörler bundan negatif etkilenirken bazı sektörler de pozitif yönde etkileniyor. Bizim sektörümüzün bu ivmeden pozitif etkilendiğini söyleyebiliriz. Tabi ki tek etken bu değil, özellikle sağlıklı yaşam trendi meyveli ürün tüketimini olumlu yönde etkilemekte. Bu yüzden tüketicilerin yönelimlerini takip ederek ve bunlara uygun lezzetler üreterek, müşterilerimiz ile beraber daha da iyi noktalara geleceğimizi düşünüyoruz.

-Sektörde yaşadığınız sorunlar ve çözüm önerileriniz var mı?

Agrana Fruit olarak meyvenin tarladan son tüketiciye kadar olan tüm basamaklarında yer almayı gerçekten önemsiyor ve işimizin ‘Meyve’ olmasını seviyoruz. Lakin meyve, adeta bir sevgili gibi narin, ilgi isteyen, mevsimsel koşullara, tarladaki uygulamalara göre hasat süreci değişen bir hammadde olduğundan kalite standardınızın sürekliliğini sağlayarak müşteri memnuniyetini yakalamak gerçekten çok çetin bir süreçtir. Bunun için son derece deneyimli satın alma ve tedarik zinciri organizasyonlarına sahip olmanız gerekir. Bunun dışında tedarikçileriniz ile sürekliliği ve sürdürülebilirliği olan bir işbirliğinizin olması da önemlidir.

Agrana Fruit İstanbul olarak hem grup bünyemizde bulunan global satın alma ağımız olan Agrana Fruit Sourcing’in gücünü hem de mevcut satın alma ekibimizin ve keza yerli üreticilerimizin deneyimlerini harmanlayarak bu süreci kusursuz bir şekilde yönetmek için yoğun çaba harcıyoruz.

2012 yılından bu yana da yürüttüğümüz sürdürülebilirlik çalışmaları ile hem yerli üreticilerimizi eğitmeyi hem de kendi ürünlerimizin güvenliğini ve kalite standartlarımızın devamlılığını sağlamayı hedefliyoruz. Elbette bazı yanlış alışkanlıkları bıraktırmada, yeni ve doğru uygulamaları üreticilere kabul ettirmekte güçlükler yaşıyoruz ama başladığımız noktaya nazaran üreticilerin de aldıkları pozitif sonuçlarla değişime daha açık hale geldiğini görmek bize mutluluk veriyor. Elbette, tüm bu süreçleri layığına uygun olarak yönetmek ancak büyük bir iş aşkı ile mümkün. Bu yüzden sıklıkla, ‘’Tarladan Sofraya Meyveyi Seviyoruz’’ (We Love Fruit From Field To Cup) sloganımızı dile getirmekten de ayrı bir keyif alıyoruz.

Exit mobile version