Modern mimarisi, atmosferi ve seçkin restoranları ile tanınan Bodrum Loft, Avrupa’nın önde gelen galerilerinden Thaddaeus Ropac işbirliğiyle hayat geçirdiği “Persona” sergisi kapılarını açtı.
Küratörlüğünü Artsa Danışmanlık’ın kurucusu Selcan Atılgan’ın üstlendiği ve 4 Temmuz-1 Eylül 2024 tarihleri arasında açık kalacak “Persona” sergisi, vizyoner sanatçılar Erwin Wurm, Tony Cragg, Tom Sachs ve Sylvie Fleury’nin eserlerini sanatseverlerle buluşturuyor.
Modern mimarisi, atmosferi ve seçkin restoranları ile tanınan Bodrum’un Demirbükü Koyu’nda yer alan Bodrum Loft, Avrupa’nın önde gelen galerilerinden Thaddaeus Ropac işbirliğiyle hayat geçirdiği “Persona” sergisi kapılarını açtı.
Her bir heykel, tanıdıkla alışılmadık, sıradan olanla olağanüstü arasında köprü kurarak sanat ve endüstri arasındaki ilişkinin bir kanıtı olarak duruyor. Burada zanaatkârlık, gerçekliği dönüştüren simyaya dönüşüyor. İnsan doğasının bükülmüş kıvrımlarında ve zarif çizgilerinde, gizli benliğimizin sessiz koruyucularının ortasında, kolektif ruhumuzun derinliklerini yansıtan bir aynalar bütününü buluyoruz.
“Persona” izleyiciyi, sanat ile hayat arasındaki sınırların bulanıklaştığı, sıradanlığın sıra dışı, sıradan olanın absürt hale geldiği bir kendini keşfetme ve iç gözlem yolculuğuna davet ediyor.
Sanatçılar hakkında
Cragg’in heykelleri bilindik fiziksel varoluşu aşarken aynı zamanda zengin bir dil ve duygu yelpazesi sunar. Kullanışlı olanı reddederek, dönüştürücü olanı tercih eder, Cragg’in yaratıları keşif ve merak duygusu uyandırır. Form ve malzeme ustalığıyla, Cragg bizi insan ifadesinin derinliklerini ve sanatsal yeniliğin sınırsız olanaklarını keşfetmeye davet eder.
Tom Sachs
Sachs’ın heykelleri ürün kadar süreçle de ilgilidir. “İşini gösterme” kavramını benimseyen Sachs, her parçanın arkasındaki titiz zanaatkarlık ve kavramsal temelleri açığa çıkarır. Geleneksel Japon çay seremonisini yeniden hayal etmekten, kapitalist kültürün deşifre edilmesine kadar, Sachs bizi varsayımlarımızı yeniden düşünmeye ve çağdaş toplumun karmaşıklıklarıyla yüzleşmeye çağırıyor.
Herhangi bir şeyin heykel olma potansiyeline inanan Wurm, heykel ve günlük yaşam arasındaki sınırları bulanıklaştırır. Absürtlük ve sıradan gerçeklik araştırmasıyla, Wurm, algılarımızı sorgulamamızı ve alışılmadık olanı benimsemeye davet eder.
İkonik “Bir Dakikalık Heykeller”inden, kıyafetleri ikinci bir deri olarak görmekten söz ettiği eşsiz yorumuna kadar, Wurm’un çalışmaları bizi etrafımızdaki dünyayla yeni ve beklenmedik yollarla etkileşime girmeye teşvik eder.
Sylvie Fleury