Dünyaca ünlü araştırma şirketi Nielsen’in açıkladığı Tüketici Güven Endeksi Raporu ilginç veriler ortaya koydu.
Dünya genelinde gerçek tüketicilerin bölgesel iş bulma ihtimali, kişisel mali durum, anında harcama niyeti ve bunlara bağlı ekonomik sorunlarla ilgili algılarını ölçmek üzere, 2005’ten bu yana üç ayda bir 63 ülkede yürütülen araştırma, 2016 yılının 3. çeyreğinde Türkiye’nin Avrupa ülkelerine göre daha iyimser olduğunu gösterdi.
Aynı araştırmaya göre, önümüzdeki 12 ay içerisinde bölgesel İş bulma ihtimaline ilişkin algıda da Türk insanı Avrupalılara göre daha iyimser.
Türkiye’deki iş bulma ihtimali algısı giderek daha iyimserleşiyor ve Avrupa’ya göre daha yüksek.
Ülkenizin şu anda ekonomik durgunluk içerisinde olduğunu düşünüyor musunuz sorusuna verilen cevap da 2016 yılında daha iyimser bir profil çiziyor.
Türkiye’nin ekonomik durgunluk içinde olduğunu düşünenlerin oranı 2016 yılında düşmüş görünüyor.
Ülkenizin önümüzdeki 12 ay içerisinde ekonomik durgunluktan çıkacağını düşünüyor musunuz sorusuna “Evet” cevabı verenlerin oranı da 2016 yılının 3. çeyreğinde, bir önceki çeyreğe göre artmış durumda.
Nielsen Global Tüketici Güveni ve Harcama Niyeti Araştırması hakkında
2016’nın üçüncü çeyreğine ilişkin online araştırma 10 Ağustos-2 Eylül 2016 tarihleri arasında yürütülmüştür. Bu araştırmanın bulguları 63 ülkedeki online metodolojiye dayanmaktadır. Online araştırma metodolojisi muazzam bir ölçek ve global erişim sağlamakla birlikte, toplam nüfusun değil, sadece mevcut online nüfusun alışkanlıkları hakkında bir görünüm sunar.
Online kullanım yaygınlığının artmakta olduğu gelişmekte olan pazarlardaki kitleler, nüfus geneline kıyasla daha genç ve daha yüksek refah düzeyine sahip olabilir. Bu çalışmada yer alan Sahra altı Afrika ülkeleri olan Gana, Kenya ve Nijerya’da farklı bir mobil araştırma metodolojisinden faydalanılmış olup, ilgili veriler bu raporda yer verilen global ya da Orta Doğu/Afrika ortalamalarına dahil edilmemiştir. Buna ek olarak, araştırmada elde edilen sonuçlar, gerçekleşen ölçülmüş verileri değil, belirtilen davranışı temel almaktadır. Hassasiyetlerin bildirimindeki kültürel farklılıklar, ülkeler arasındaki ekonomik manzaranın ölçümünde rol oynayan olası etmenlerdir. Rapor edilen sonuçlar, bu farkları düzeltmeye ya da kontrol altında tutmaya yeltenmediği için, ülkeleri, bölgeleri ve bilhassa bölgesel kısıtlamaları mukayese ederken, bu durum göz önünde bulundurulmalıdır.