Türkiye’de, tarım ve gıda sanayi içinde % 40’ya yakın bir payla tahıl ve nişasta ürünleri ilk başta geliyor. Bunu % 15’er pay ile süt ve et ürünleri takip etmekte, şeker, meyve ve sebze ile bitkisel yağlar % 11, % 9 ve % 6 ile takip ediyor.
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu
Tarihte bilinen ilk değirmenlerin İç Anadolu’da olduğu bilinmektedir. Un tahılların öğütülmesi ile elde edilen değerli bir ürün olup modern insanın kullandığı ilk besindir. Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu günlük enerjinin % 60’ı tahıl ürünlerinden sağlanmaktadır. Besleme için en yaygın olarak tüketilen tahıl türü ise buğday, ekmek ve türevleridir. Türkiye iklim ve coğrafya bakımından buğday üretimine oldukça elverişli ülkelerden birisidir.
Ekmek halk için dayanışmayı, çalışma hayatını ve hayatta kalmayı içinde barındıran bir simgedir. Ekmek yapmak için önce un, un içinde buğday ürünün yetişmesi ve toplanması gerekmektedir. Buğday ve un üretimi aynı zamanda iktisadi bir faaliyet alanıdır. Buğday saklama koşullarına uygun en önemli tarım ürünlerinden birisidir ve bu yüzden her mevsim kullanılabilmesi mümkün olmaktadır. Bu yeterlilik sayesinde buğday emtia piyasalarında ve borsalarda işlem görmektedir. Bugün 60 trilyon dolar olan dünya gayri safi hasılası içinde küresel gıda harcaması 10 trilyon dolar civarındadır. Dünya tarımsal GSYİH’nın küresel ısınma nedeniyle 2020 yılında % 15 civarında gerilemesi beklenirken, gelecek 30 yılda dünya nüfusunun % 60’nın şehirlerde yaşayacağı tahmin edilmektedir. Net tahıl ithalatçısı ülke sayısı, net ithalatçı ülke sayısının yaklaşık 4 katıdır.
Gıda sanayi hammaddesini yüksek oranda tarım sektöründen karşılamaktadır. Ülkemizde tarımsal üretimin % 25-30’unu hayvansal üretim, % 70-75’ini bitkisel üretim oluşturmaktadır. Türkiye’de ekili ve dikili alanların önemli bir bölümü tahıl ve baklagil alanlarıdır. Türkiye’de tahıl üretimi, tarım sektörünün olduğu kadar genel Türkiye ekonomisinin de temelini oluşturmaktadır. Tarım sektörünün GSMH içindeki paylarına baktığımızda 2005 yılında % 9,4 olan oranın; 2007/08 döneminde % 7,6’ya gerilediğini ve 2009 yılında tekrar yükselişe geçerek % 8,2’ye yükseldiğini gözlemlenmektedir. Bu süreçte tarım sektöründe kuraklığa bağlı sıkıntılar yaşanmış, aynı ölçüde olmasa bile içinde bulunduğumuz yılda mevsim dışı alınan aşırı yağışlar rekolte düşüşlerine ve kalite kayıplarına neden olmuştur.
Türkiye’de, tarım ve gıda sanayi içinde % 40’ya yakın bir payla tahıl ve nişasta ürünleri ilk başta gelmektedir. Bunu % 15’er pay ile süt ve et ürünleri takip etmekte, şeker, meyve ve sebze ile bitkisel yağlar % 11, % 9 ve % 6 ile takip etmektedir.
22.275 adet işletme üzerinden yapılan gıda ve içecek işletmelerinin sektörel dağılımına baktığımızda, işlenmiş unlu ürünleri % 26.6, sebze ve meyve işleme % 17.9, süt ve süt mamulleri % 14.1, bitkisel ve hayvansal yağlar % 8.4 ve un ve unlu ürünler % 7.6 olarak yer almaktadır. Un ve unlu ürünler ile işlenmiş unlu ürünler toplamının ise % 34.2 olarak en yüksek paya sahip olduğu görülmektedir. 2009 ISO “En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu” içinde 5 Un ikinci 500 Sanayi Kuruluşu arasında ise 10 un firmasının yer alması da sektörün, gerek iç tüketimin karşılanmasında gerekse dünya ticaretinde oynadığı rolü ve büyüklüğü göstermesi açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.
Yazının tamamı Gıda 2000 dergisinde bulunmaktadır.
Un sanayi sektör raporu
Türkiye’de, tarım ve gıda sanayi içinde % 40’ya yakın bir payla tahıl ve nişasta ürünleri ilk başta geliyor. Bunu % 15’er pay ile süt ve et ürünleri takip etmekte, şeker, meyve ve sebze ile bitkisel yağlar % 11, % 9 ve % 6 ile takip ediyor.
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu
Tarihte bilinen ilk değirmenlerin İç Anadolu’da olduğu bilinmektedir. Un tahılların öğütülmesi ile elde edilen değerli bir ürün olup modern insanın kullandığı ilk besindir. Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu günlük enerjinin % 60’ı tahıl ürünlerinden sağlanmaktadır. Besleme için en yaygın olarak tüketilen tahıl türü ise buğday, ekmek ve türevleridir. Türkiye iklim ve coğrafya bakımından buğday üretimine oldukça elverişli ülkelerden birisidir.
Ekmek halk için dayanışmayı, çalışma hayatını ve hayatta kalmayı içinde barındıran bir simgedir. Ekmek yapmak için önce un, un içinde buğday ürünün yetişmesi ve toplanması gerekmektedir. Buğday ve un üretimi aynı zamanda iktisadi bir faaliyet alanıdır. Buğday saklama koşullarına uygun en önemli tarım ürünlerinden birisidir ve bu yüzden her mevsim kullanılabilmesi mümkün olmaktadır. Bu yeterlilik sayesinde buğday emtia piyasalarında ve borsalarda işlem görmektedir. Bugün 60 trilyon dolar olan dünya gayri safi hasılası içinde küresel gıda harcaması 10 trilyon dolar civarındadır. Dünya tarımsal GSYİH’nın küresel ısınma nedeniyle 2020 yılında % 15 civarında gerilemesi beklenirken, gelecek 30 yılda dünya nüfusunun % 60’nın şehirlerde yaşayacağı tahmin edilmektedir. Net tahıl ithalatçısı ülke sayısı, net ithalatçı ülke sayısının yaklaşık 4 katıdır.
Gıda sanayi hammaddesini yüksek oranda tarım sektöründen karşılamaktadır. Ülkemizde tarımsal üretimin % 25-30’unu hayvansal üretim, % 70-75’ini bitkisel üretim oluşturmaktadır. Türkiye’de ekili ve dikili alanların önemli bir bölümü tahıl ve baklagil alanlarıdır. Türkiye’de tahıl üretimi, tarım sektörünün olduğu kadar genel Türkiye ekonomisinin de temelini oluşturmaktadır. Tarım sektörünün GSMH içindeki paylarına baktığımızda 2005 yılında % 9,4 olan oranın; 2007/08 döneminde % 7,6’ya gerilediğini ve 2009 yılında tekrar yükselişe geçerek % 8,2’ye yükseldiğini gözlemlenmektedir. Bu süreçte tarım sektöründe kuraklığa bağlı sıkıntılar yaşanmış, aynı ölçüde olmasa bile içinde bulunduğumuz yılda mevsim dışı alınan aşırı yağışlar rekolte düşüşlerine ve kalite kayıplarına neden olmuştur.
Türkiye’de, tarım ve gıda sanayi içinde % 40’ya yakın bir payla tahıl ve nişasta ürünleri ilk başta gelmektedir. Bunu % 15’er pay ile süt ve et ürünleri takip etmekte, şeker, meyve ve sebze ile bitkisel yağlar % 11, % 9 ve % 6 ile takip etmektedir.
22.275 adet işletme üzerinden yapılan gıda ve içecek işletmelerinin sektörel dağılımına baktığımızda, işlenmiş unlu ürünleri % 26.6, sebze ve meyve işleme % 17.9, süt ve süt mamulleri % 14.1, bitkisel ve hayvansal yağlar % 8.4 ve un ve unlu ürünler % 7.6 olarak yer almaktadır. Un ve unlu ürünler ile işlenmiş unlu ürünler toplamının ise % 34.2 olarak en yüksek paya sahip olduğu görülmektedir. 2009 ISO “En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu” içinde 5 Un ikinci 500 Sanayi Kuruluşu arasında ise 10 un firmasının yer alması da sektörün, gerek iç tüketimin karşılanmasında gerekse dünya ticaretinde oynadığı rolü ve büyüklüğü göstermesi açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.