Hipertansiyon, damarlarımızdaki kan basıncının istirahatte, fiziksel ve psikolojik stresin olmadığı koşullarda 130/80 mmHg değerinin üzerinde olması olarak tanımlanıyor.
Ülkemizde yapılan Türk Hipertansiyon Prevalans çalışmasında; 18 yaş üstü kişilerin yüzde 31’inde “hipertansiyon” tespit edilmiş. Yani, ülkemizde her 3 kişiden biri, hipertansiyon hastası! Uzun yıllar hiçbir belirti vermediği için “sinsi hastalık” olarak nitelendirilen hipertansiyon; kalp krizi, kalp yetmezliği, felç, böbrek yetmezliği ve periferik damar hastalığı için majör risk faktörünü oluşturuyor. Şikayet oluşturmasa bile yüksek kan basıncını tedavi etmek ise kalp damar hastalığına bağlı ölümleri azaltırken, diğer hastalıkların da oluşmasını önleyebiliyor. Ancak toplumda hipertansiyona yönelik yayılan bilgi kirliliği erken tanı konulmasını ve tedaviden başarılı sonuç alınmasını engelleyebiliyor.
“Bazı özel durumlar dışında, hipertansiyon tedavisi hayat boyu devam ediyor”
Acıbadem Fulya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bekir Sıtkı Cebeci, bu nedenle hiçbir yakınması olmasa bile herkesin 18 yaşından itibaren iki yılda bir, 40 yaşından sonra veya 18-40 yaş arasında olup hipertansiyon yönünden yüksek risk taşıyor ise yılda birkaç kez tansiyonunu ölçtürmeleri ve hipertansiyon tanısı konulduğunda hekime danışmadan “kan basıncım ideal değerlere düştü” diyerek ilaçlarını asla bırakmamaları gerektiğine dikkat çekerek, “Bazı özel durumlar dışında, hipertansiyon tedavisi hayat boyu devam ediyor. Tansiyonunuz normal değerlere ulaştıktan sonra tedaviyi bırakmanız kan basıncının tekrar yükselmesine yol açacaktır. Bu yüzden tedavinizle ilgili her konuyu mutlaka doktorunuza danışın” diyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bekir Sıtkı Cebeci toplumda hipertansiyon hakkında doğru sanılan 10 hatalı bilgiyi ve doğrularını anlattı; önemli öneriler ile uyarılarda bulundu.
YANLIŞ! Tansiyonum yüksek ama bende herhangi bir şikayet oluşturmuyor, gereksiz yere ilaç almayayım
Doğrusu: ”Herhangi bir şikayet oluşturmadığı için hekimin önerdiği ilaçları kullanmamak, sağlık açısından yapılabilecek en büyük yanlışlardan biridir” uyarısında bulunan Prof. Dr. Bekir Sıtkı Cebeci, şöyle devam ediyor: “Hiçbir yakınmanız olmasa bile yüksek kan basıncı; damarlarınıza, kalp, böbrek ve beyin gibi organlarınıza zarar veriyor. Hastalığın sessiz dönemi sonlanıp yakınmalar başladıktan sonra oluşan hasarları düzeltmek ise mümkün olmayabiliyor. Bu nedenle şikayet oluşturup oluşturmamasına bakılmaksızın hipertansiyon mutlaka tedavi edilmelidir”
YANLIŞ! Tansiyon ilacımı uzun zamandır kullanıyorum, alışkanlık yapmıştır, değiştirmeliyim
Doğrusu: Hipertansiyon tedavisinde önemli olan, kullandığınız ilacın tansiyonunuzu kontrol etmesi ve herhangi bir yan etki oluşturmamasıdır. Kan basıncınızı kontrol altına alıyorsa ve yan etkisi yoksa, uzun süredir kullanıyor olmanız ilacı değiştirmeniz için bir gerekçe oluşturmaz. İlaca bağlı yan etki veya o ilacı kullanmanızı engelleyen başka bir hastalığın oluşması durumunda doktorunuz gerekli değişikliği yapacaktır.
YANLIŞ! Tansiyonumun çıktığını hissediyorum, onun için ölçmüyorum
Doğrusu: Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bekir Sıtkı Cebeci, kan basıncı yükseldiğinde hastalarda genellikle baş-ense ağrısı, başta dolgunluk ve basınç hissi, kulaklarda basınç ile yüzde kızarma gibi belirtiler gelişebildiğini söyleyerek, “Ancak bir gurup hastada yüksek kan basıncı değerlerine rağmen hiçbir şikayet oluşmaz. Yakınmaların oluştuğu kan basıncı değeri de kişiden kişiye farklılık gösterebiliyor. Bu nedenlerden dolayı hipertansiyon hastaları mutlaka kan basıncı ölçümü ile tedavilerini takip etmeliler” diyor. Dolayısıyla kan basıncı normal seviyeye ulaşıncaya dek daha sık, örneğin günde 2-3 kez, normalleştikten sonra da birkaç günde bir tansiyonu ölçmek gerekiyor. Bunun yanı sıra herhangi bir sorun hissetmeniz durumunda da kan basıncınızı kontrol etmeyi ihmal etmeyin.
YANLIŞ! Tansiyonum normal değere ulaştı, artık ilacı bırakabilirim
Doğrusu: Hipertansiyon tedavisi bazı özel durumlar dışında, hayat boyu devam ediyor. Tansiyonunuz normal değere ulaştıktan sonra tedaviyi bırakmanız tekrar yükselmesine neden oluyor.
Bu yüzden ilacınızı kesinlikle bırakmayın. Tedavinizle ilgili her karar doktorunuz tarafından verilmeli.
YANLIŞ! Tansiyonum yükselince beyin kanaması geçiririm, onun için hemen tansiyonumu düşürmeliyim. Limonlu su içip, beyin kanamasını önlemek için kafamı soğuk suya sokmalıyım
Doğrusu: Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bekir Sıtkı Cebeci tansiyona bağlı beyin kanamasının toplumdaki yaygın inanışın aksine düşük oranlarda geliştiğini söyleyerek, “Bu durumda bile kan basıncını ani değil, kontrollü düşürüyoruz. Limonlu su içmek, soğuk duş almak ve başı yıkamak sonuca etkisi olmayan gereksiz yaklaşımlardır. Psişik rahatlatıcı etki ile tansiyonu bir miktar düşürebilir, ancak tedavi edici etki oluşturmaz” diyor.
YANLIŞ! Tansiyonumu düzenli ölçtüğümde ara sıra yüksek değerde çıkıyor, bu nedenle hemen ilave ilaç almalıyım
Doğrusu: Tansiyon değeri her yüksek çıktığında ilave ilaç almak gerekmez. Prof. Dr. Bekir Sıtkı Cebeci, tansiyonun acil düşürülmesi gereken tabloları ‘hipertansif aciller’ başlığı altında topladıklarını vurgulayarak, şöyle devam ediyor: “Tansiyon yüksekliği ile birlikte gelişen göğüs ağrısı, nefes darlığı, felç-inme ve ciddi burun kanaması gibi acil durumlarda, acil servis ve yoğun bakımlarda kan basıncını kontrollü şekilde düşürüyoruz. Bunun için genellikle damar yolu ile ilaç uyguluyoruz. Ciddi şikayetin olmadığı yüksekliklerde panik ve endişe etmek gerekmiyor. Biraz dinlendikten ve sakinleştikten 3-5 dakika sonra ikinci, gerekirse üçüncü bir ölçüm alıp, tansiyon değeri düşüyor ise müdahale etmeden izleyip değerleri kayıt altına alın. Kontrollerde tansiyon değerlerinizi doktorunuzla paylaşın. Doktorunuz tedavinizi yetersiz görürse ilaç ve doz düzenlemesi yapacaktır. Tansiyon yüksekliğine baş ağrısı, uyuşma ve huzursuzluk hissi gibi şikayetler eşlik ediyorsa hekiminizin uygulayacağı ilaç tedavisiyle kan basıncınızı kontrol altına alabilirsiniz”.
YANLIŞ! Tansiyon ilacımı alıyorum, ayrıca diyet-egzersiz yapmam gerekmiyor
Doğrusu: Hipertansiyonda ilaç tedavisinin yanında ilaç dışı önlemler de çok önem taşıyor. Tüm hipertansiyonlu hastalarda ideal kiloya göre düzenlenmiş Akdeniz tipi sağlıklı diyet (sebze, meyve, kuru baklagil, tavuk ile balık gibi beyaz et içeren, sıvı yağ tercih edilen, katı ve trans yağ olmayan, rafine karbonhidratı ve tuz içeriği kısıtlanmış <1,5 gr/gün) ve haftanın çoklu günlerini kapsayan egzersiz öneriliyor. Sigara kullanmamak, alkolü (kullanıcılar için) sınır değerler içerisinde tüketmek tavsiye ediliyor. Potasyum içeriği yüksek gıdaların kullanımı destekleniyor. Stres azaltıcı önlemler ve uyku hijyeni de tansiyon kontrolünde önem taşıyor.
YANLIŞ! Hipertansiyon hastasıyım ve ilaç kullanıyorum. Romatizmal ağrı kesicileri, grip için akıntı-sekresyon giderici ilaçları rahatça kullanabilirim.
Doğrusu: Romatizmal ağrı kesicilerin, grip için akıntı-sekresyon giderici ilaçların kullanımı tansiyon değerini yükseltiyor. Dolayısıyla kontrolsüz ilaç kullanmayın. Yeni ilaç kullanmanız gerekiyorsa, doktorunuza mutlaka yüksek tansiyon için kullandığınız ilaçları söyleyin.
YANLIŞ! Hipertansiyon orta-ileri yaş hastalığıdır. Çocuklarda yüksek tansiyon olmaz
Doğrusu: Esansiyel hipertansiyon diye adlandırılan ve tansiyonun yaklaşık yüzde 90’ını oluşturan kan basıncı yüksekliği genetik geçiş özelliğine göre orta ve ileri yaşta ortaya çıksa da, çocuklarda hatta yeni doğanda da (sekonder nedenli) görülebiliyor.
YANLIŞ! Kovid -19 virüsüne bağlı sorun yaşamamak için tansiyon ilacımı değiştirdim
Doğrusu: Kovid -19 virüsü hücre içine ACE reseptörüne bağlanarak girdiği ve ACEI denilen, hipertansiyonda yaygın olarak kullanılan tansiyon ilaçlarının bu reseptör sayısını arttırarak virüsün hücre içine girişini kolaylaştırabileceği ve virüs yükünün artacağı yönünde tıp dünyasında kuşkular vardı. Ancak bu kaygılar, hipertansiyon ile ilişkili derneklerin ve kardiyoloji derneklerinin tedavilerin aynı şekilde sürdürülmesi yönünde görüş bildirmeleri ve bu konuda yapılan çalışmaların sonuçlarının yayınlanmasından sonra ortadan kalktı. Dolayısıyla tansiyon ilacınızı değiştirmeniz gerekmiyor.